|
KONU DEVAMI 2
"RAMAZAN NAMAZ BAYRAMI OLACAK"
- Kampanyayı siz mi yoksa yayınevi mi yaptı?
- Kampanyayı yayınevi yaptı. Nesil Yayınları kendi aralarında istişare etti ve kampanyayı karalaştırdı. Önümüzde üç aylar var. Üç aylar manevi duyguların zirvede olduğu aylar. Zaten ramazanda bu duygular tavan yapıyor. Ağustos ayından itibaren Recep ayına giriyoruz, 31 Ağustos Miraç Kandili, namazın farz kılındığı gece. Miraç Kandilini inşallah biz çok farklı kutlayacağız. Allah izniyle belki on binleri yüzbinleri namaza başlatarak çıkacağız. Ramazanda ise inşallah Türkiyede bu kamyanyanın bir bayramı olacak, bütün camilerde bütün fuarlarda...
Bu kitap üç yıldan beri var. Ben bunu tanıtmak için ne kadar çırpındım, Zaman da iki günlük tanıtım çıktı., geniş geniş ama ne kitabın kapağı var.. Ya bir kitabın haber olması için yeterlilik kafi değil mi, bir kitap satıyorsa haber konusudur. Onun için sıfır olmasa da bir şeyler çıktı. Çıktığım televizyon programlarında bu kitabı anlattım. En sonunda Senai Demirci'nin programına konuk olduktan sonra müthiş bir patlama oldu. Yıllardır belki yüz programa çıktım ama sadece iki yayında bu ilgiyi yakalayabildim. Birincisi Kanal7'de Ahmet Hakan ile yaptığım program, ikincisi TV5'te Senai Demirci ile yaptığım program. Birinci yoğun ilgiyi burada görmüştüm, ikincisini orada gördüm. O programa gittimde, Demirci 'kitaplar nerede abi?' dedi, 'Getirdim işte' dedim ve bu kitabı koydum önüne. 'Abi aşk kitapları nerede?' dedi. 'Boş ver onları, biz bunu anlatalım' dedim ve o program müthiş bir program oldu. Müthiş tatlı ve keyifli bir sohbet oldu. Yurt içi yurt dışı o kadar çok büyük ilgi gördüm ki kitap bir anda 40 baskı yaptı.
- Namaza iki tip bakış var. Namaz arası hayatı yaşayanlar, hayatın içine namazı sıkıştıranlar. Hangisi doğru? Siz namaz üzerine kitap yazan biri olarak bu iki bakıştan hangisini daha mantıklı buluyorsunuz, yoksa farklı bir bakışınız mı var?
- Şimdi her iki bakış da biraz uç gibi geliyor. Herkes kendi konumuna göre bir tavır belirlemeli ama benim yakın olduğum tavrım birinci. Namaz arası bir hayat çünkü insanın imandan sonra vaz geçemeyeceği ikinci şey namaz. Yani hayatın arasına namazı sıkıştırmak pek mantıklı değil.
Çünkü en büyük sevgili olan Allah'la buluştuğu an; en temiz, en masum, en günahsız anıdır müminin. Zaten Peygamber efendimiz; ' namaz müminin miracı, dinin direğidir' buyuruyor. Müminun Suresi'nde Cenabı Hak; 'Müminler kurtuluşa erdiler ki, onlar namazlarında huşu içersindedirler' buyuruyor. Hemen ilerleyen ayetlerde 'onlar namazlarında devamlıdırlar' diyor. Müminlerin özelliklerini belirleyen ilk on ayetin ikisi namaz üzerinedir.
İslam büyüklerine baktığımızda da aynen sizin dediğiniz gibi namaz arası bir hayat yaşıyor. Müminin dünyasında bu kadar yer etmeli namaz İmamı Azam geceleri 45 yıl boyunca yatsının abdesti ile sahabı kılacak kadar uyumadan namaz kılıyor. İmamı Azam bir rekatta kendi başına Kur'an hatim ettiği söylenir. 55 yaşında Hacca gidiyor ve iki rekatta tüm kuranı okuyor. Peygamber efendimizin hayatında benzer örnekler var. Onlar namazı bir mutluluk, bir huzur bir sevinç hali olarak algılamışlar insan kendi kendine işkence edemez, bir de hoşlanmadığı bir davranışı bu kadar uzun süre devam ettiremez. Veysel Karani Hazretleri üç gün boyunca namazla meşgul oluyor.
'NAMAZ BEDENE BİR İŞKENCE DEĞİLDİR'
Onlar namaz kılarken kendilerine işkence yapmıyorlar. Bizim Türkiyede keşfedemediğimiz bu! Yalnızca huşu, huzur , duyarlılık bilinç hali, bunu bilsek, sevgilimizle niye istemeye istemeye gidelim. Sevinçle; koşa-koşa, coşa-coşa gitmemiz lazım. Neden O'nun huzurundan hemen iki dakikada ayrılayım? Rahat, rahat inşallah namaz kılmamız lazım. Gelen mektuplara bakıyorum; "kitabı okuduktan sonra Umrede bile bu kadar güzel namaz kılmamıştım "diyor bir kadın okurum. Bir erkek okurum; "Ben zaten namazı cemaatle kılıyordum ama şimdi koşarak gidiyorum" diyor.
Gençlerden aldığımız mektuplar keza onların ruhundaki sevincini belli ediyor. Bunlar güzel şeyler.
ÇITASI YÜKSEK BİR KAMPANYA
Kampanyaya gelirsek, bir kitabın bu kadar yoğun reklamının yapılması nasıl karşılanıyor?
Malesef medyada gündem olması gerekenler gündem olmuyor... Ancak bir şey olağanüstü bir çıkış gösterirse fark ediliyor. Reklamlara bakıyorum; tatil nasıl yapılır, ev reklamı, araba reklamı, kapruz reklamı... Ve bunların arasında bir reklam: Sabah namazına nasıl kalkılır? Kitapçıların önünde dev bir maket ve üzerinde bir kitap, "Allah Allah! Sabah Namazına nasıl kalkılır? Böyle bir kitap mı varmış!"
Peki şu an kitabınız kaçıncı baskıda?
66 baskı yaptı. Sadece son bir yıl içinde 40 baskı yaptı. Her baskıyı bin adet yapıyoruz biz yayınevi olarak. 40 bin yani reklamsal olarak güzel bir rakamdı. Olumlu tepkiler de aldık, "kitabı okudum namaza başladım" yönünde. O zaman dedik, "Bir kampanya yapalım, çıtası da çok yüksek olsun" dedik ve bir milyon basma kararı aldık. Türkiyede bugüne kadar böyle bir şey söz konusu olmamıştı. Yaklaşık 5-6 ay sürecek bir kampanya bu
YÜZDE 75 NAMAZ KILMIYOR, KILANLARIN YÜZDE 5'İ DE NAMAZI İHLAL EDİYOR
Kitabın ismine baktığımızda aslında biraz şaşırıyoruz. Sanki kitabın içinde bir bölüm olabilecek ilginç bir espri başlığa çekilmiş gibi..
Aslında namaz bir mümin için çok önemli. Allah katında imandan hemen sonra geliyor. Türkiyede ise namaza karşı büyük bir duyarsızlık var. Neredeyse toplumun yüzde 75i namaz kılmıyor. Kılanlarda ise adeta bir angarya gibi, şunu yapalım da kurtulalım, anlayışı var. Namaz kılanların içinde de yüzde 5'i namazı ihmal ediyor. Kitapta ise niçin namaz kılmalıyız gerkçeleri, önemi ve öyle bir amacı var ki namazı bir zevkhaline getirmek, adeta bir coşku, mutluluk, huzur haline dönüştürmek. Bunu okuyan insanlar kavrayabiliyorlar. Sabah namazı ise bütün namazlar içinde en çok kazaya bırakılan namaz olarak dikkat çekiyor. Çünkü bir uyku mahmurluğu var, o sıcacık yatağı bırakıp kalkıp abdest almak nefse zor gelebiliyor. Bu esnada namaza kalkmak çok zor. Namaz kılanlar içinde sabah namazına kalkmama oranı yüzde beşlerde bu da çok büyük bir rakam.
- Kılma oranı yüzde 25, bunun da 5'te biri sabahı ihmal ediyor yani. - Evet, biz dedik ki en zor namazı ön palan açıkartırsak, bunu başaran tümünü başarır. Yoksa kibatın içinde 80 başlık var. Tüm namaz işleniyor, namazın külli önemi anlatılıyor, nefsimizin ve çevremizin namaza bahane gösterdiği ne kadar engel varsa onlar yeri alıyor. İşte nedir bunlar, çalışıyorum çok yorum, öğrenciyim izin vermiyorlar, askerim izin vermiyorlar, askerim memurum fırsatım yok, yolcuyum, hastayım, ameliyat oldum, elimde yara var gibi, daha genç canım Allah affeder gibi ne kadar bizi oyuna getiren bahaneler varsa hepsi tek tek sıralanıyor, iptal ediliyor ve motive kazandırılıyor. Bu da bize gelen binlerce mailler, mektuplar var. Bunlarda açık açık söyleniyor
- Kampanyanın süresi belli Ramazan sonuna kadar, peki bu süre içinde neler yapılacak..
- Öncelikle bir milyon baskı bunun reklam ve tanıtımları olacak. Bütün dergilerde,. Gazetelerde ve radyolarda reklmamlarımız çıkıyor, ondan sonra namaz konferanslarımız var, namaz bayramları diyeceğimiz toplantılar olacak inşallan, bunların içinde şiirler, konuşmalar, şarışmalar, ikramlar, hediyeler, olacak.
Namaz seferberliği adıyla bir dizi konferanslar yapıyoruz. Güzel bir etkileşim kuruluyor. Güzel bir hediye kamyanyası söz konusu geliyor mesela 500 kitap alıyor, bunu çevresine fabrikada işçilerine, camide cemaata, dağıtıyor. Sonrasında web sitelerinde namaza duyarlılığı artırma çabalarımız var. www.e-namaz.com var, www.namaz.sevgisi.com var, gençler arasında mail grupları var, namaz sevgisi topluluğu gibi, bunlar namaz duyarlığını artırıyorlar. "Bir akşam hacet namazı kılacağız, bir akşam şöyle bir durum var onalara dua edip namaz kılacağız (ÖSS sınavlarına girenler için mesela) gibi... Bazen bakıyorum bir konferansta bir çok kokarkt gördük ama namaz sevgisi yazıyor kokartta hoşumuza gidiyor. Böylesine bir bilinçlendirme harekatı var.
Ondan sonra namaz kılanlarla bir buluşma planlıyoruz bir platform oluşturup ne yapabiliriz diye konucağız inşallah,. Namazı gündemimize alalım, namazı konuşalım
__________________
Sevmek ölmektir...
Sevmek, ölmeyi bilmektir...
Ölümü özlemeyen AŞKI anlayamaz
|