TÜMCENİN ANLAMI
Yargı, genel olarak "
olumlu", "
olumsuz" ve "
soru" biçimlerinde bildirilir. Burada bunların ayrıntısına girmeyi düşünmüyorum. "
Olumlu düz tümce", "
olumsuz eylem tümcesi", "
devrik soru tümcesi" gibi alt bölümlere geçmek istemememin iki nedeni var:
Birincisi, anlamca tümce türlerini anlatabilmem için birtakım dilbilgisi terimleri kullanmam gerekir. Oysa o terimleri, sırası geldiğinde ve neden o adı aldıklarını açıklayarak anlatmayı daha kavratıcı buluyorum. Başka bir deyişle şu anda okurlarımın bu terimleri bilmediklerini kabul ediyorum. Her şeyi sıfırdan başlayarak anlatma yolunu seçerken sağlam bir temel oluşturacak, az bilen- çok bilen ayrımına yer vermemiş olacağız.
İkincisi, tümcenin anlamının bağlamından koparılarak verilemeyeceğini düşünüyorum. Sözün, söylendiği ya da yazıldığı ortama, zamana bağlı olduğu kadar, belki onlardan çok, içinde yer aldığı bütünün anlamına doğrudan bağlı olması, benim de elimi kolumu bağlıyor.
"
Gözlerimin gemileri kuş istiyor" ( Cemal Süreya) tümcesini neye göre sınıflandıracağız?
Bu şiir tümcesini, bir dizesini oluşturduğu şiirden koparıp tek başına anlamlandırmaya çalışmak ne kadar anlamlı?
"
Gülerdi tramvaylardan küçük bir kız / Bekâreti beyaz dişlerinde" dizelerindeki küçük kızın bekâretini dişlerinde taşıyarak bütün tramvaylardan güldüğünü söylemek Cahit Külebi'ye haksızlık olmaz mı?
"
Hava kurşun gibi ağır" bir tümcedir ama Nâzım Hikmet, bunun ardından, "
Bağır bağır bağırıyorum" dediğinde hemen bağırmanın nedenine dönüşmüyor mu?
"
Hiçbir derdim yoktur ki yarım saat kitap okumayla geçmesin." tümcesinin, "
Yarım saat kitap okumak bütün dertlerimi geçirmeye yeter." anlamına geldiğini, üstelik çok akıllı, çok çalışkan bir öğrencime anlatmaya çalışırken göbeğim çatlamıştı da matematik yetişmişti imdadıma. Ben " Bütün dertleri geçiyormuş işte! " dedikçe, öğrencim, " Geçmesin, diyor hocam." diye diretiyordu. Ama, " yoktur" = (-), " geçmesin" = (-), diye değerleri ona buldurduktan sonra, " Eksiyle eksinin çarpımı? " diye sorunca, tümcenin anlamının nasıl olup da olumluya döndüğünü şıp diye anlamıştı.
Bütün sözcükleri bugün de kullanıldığı halde eski bir şarkıda geçen, " İstemezsin ben perişan olduğum" dizimi günümüze nasıl uymuyorsa ( Günümüzde, " Benimperişan olmamı istemezsin." diye söylerdik herhalde bu anlamı.), yabancı dilden (bu yabancı dil, son on yıllarda yalnızca İngilizce olmakta) yapılan çeviriler de Türkçenin dil mantığına çoğu kez uymamakta. Çeviri yoluyla giren yeni söz dizimlerinin tümüne karşı değilim yeni anlatım olanakları sağlayacak dizimlere başımın üstünde yer verebilirim ancak, "
Bir yakının öldü mü? " ya da "
Bir yakınını kaybettin mi hiç? " demek varken ve kastedilen anlam tam da buyken, "
Ölen birini tanıyor muydun? " denmişse bu tümceyi Türkçenin içinde bir yere oturtamayız.
Cengiz Bektaş, anlatmıştı bir toplantıda. Azerbaycanlı yazar Anar, Türkiyeli Türklerin " Hoşuma gitti. " biçimindeki kullanımlarını eleştiriyor " Niye ' gitti ' diyorsunuz? Güzel bir şeyse gelsin, niye gidiyor? " diye soruyormuş. Çünkü Azeri Türkçesinde " Hoşuma gitti. " değil, " Hoşuma geldi. " denmekteymiş.
Aynı dilin farklı coğrafyalardaki kullanımları birbirinden farklı olduğu gibi aynı tümce, çeşitli bağlamlarda farklı anlamlara gelebilir. " Çocuk oturuyor mu? " tümcesi, 2 - 3 aylık bir bebek kastedilerek sorulmuşsa " Kendi kendine oturma becerisi edindi mi? " , dolmuşta annesinin yanındaki çocuk gösterilerek söylenmişse " Çocuk için de ayrıca ücret ödeyecek misiniz? " anlamına gelmekte.
Gündelik dilde kurduğumuz pek çok tümce, tek başına ne kadar anlamlıdır? " Yanında arkadaşları da mı varmış? " bir soru tümcesidir ama bu tümcenin sonuna getireceğimiz bir " ne " ( " Yanında arkadaşları da mı varmış ne! " ) hemen başka anlam ayırtıları katmıyor mu tümceye? Söylememe isteği, ayıplama, aşağılama, tahmin
vb. " O da sorulur mu? " tümcesinin duygu yükünü bir düşünelim. Sevecenlik mi, bağışlama mı, aşağılama mı, alay mı? Ne? Hangi kapsamda düşünülmeli? Tamam, uzattım kesiyorum. Tümcenin anlamına, daha sonraki konuların içinde, yeri geldiğinde değinilecek. Bu konuda ayrıntılı bilgi isteyenlere Rasim Şimşek ' in Örneklerle Türkçe Sözdizimi kitabını öneriyorum.