Biri vardı sevdiğim. Eskilerde kalmış, küçük bir kar tanesi. Üst üste binmiş yüklerden arta kalan ufacık kül kedisi. Güzel miydi yoksa çirkin mi hatırlamıyorum şimdilik. Onca sene geçmiş mümkün değil ki hatırlayabilmek. Yaş olmuş yetmiş; hani derler ya iş bitmiş gerçekten de öyle. Vücudum yaşlandı, daha bir pörsüdü etlerim. Nerden aklıma geldi şimdi bilmiyorum. Adını hatırlıyorum sadece, adını unutmak mümkün olmadı ki hiç. O zamanlar deli dolu gençlik dediğimiz o kıymet bilmez halimle ne de çok üzmüştüm onu. İsmi Özümnaz idi. Özümnaz, ne de şendi... Can katabilirdi şimdiki aklım olsaydı benliğime. İlk aşkım değildi son aşkım da olamadı. Aralarda bir yerlerde sıkıştırılmış sevgiyi bulduğum ama bir iki sene içinde kaybettiğim o canan... Severdi ya beni, ben hayırsızdım. Aşk diye tuttururdu hep. 'Ben aşk istiyorum' şimdi hatırladıkça gülümsüyorum. Aşkı olmayan umutlarda arayan ben, asıl hakedene vermemiştim nedense. Ona defalarca demişimdir aşık değilim diye. Öyle mahsunlaşır, öyle üzülürdü. Severdi, her halinden belliydi. Severdi ya, bir de kaprisi olmasa belki dünyanın en iyi kadını idi benim için. Ondan ayrıldıktan sonra biriyle evlendim, hata mıydı yoksa değil miydi onu da kestiremiyorum şimdilik. Tek bildiğim bir kızım olduğu ve ona da Özümnaz ismini koyduğum. Unutulmaması adına ne varsa yaptım. Şimdi neden acaba birden heyecan sardı bedenimi. Bir an aklıma o geldi. Şimdi görünüşü de netleşti gözlerimde. O mahsun duruşunu severdim en çok. Kötü şeyleri yakıştıramadım hiç ona, zaten kötü bir huyu da yoktu. Bana düşkündü. Şimdilerde o da benim yaşımda olacaktı; ama yok o benden bir yaş büyüktü,eğer öldüğü haberini almamış olsaydım. Ben yaşlanmaktan korktuğum zamanlardı, o deli fişek halimle onu ne de çok kırmıştım. Ama affederdi, o her şeyi eninde sonunda affederdi. O zamanlardan bu yana öldüğünü öğrenene kadar hiç rastlayamadım izine. Evlendi mi yoksa bana olan sevgisinden başkasına gönlünü vermedi mi bilmiyorum. Öldüğünü de tesadüfen gazetede okumuştum geçenlerde. Bir kardeşi vardı, o zamanlar okuyordu. Geçenlerde kendisi ve ablasının bulunduğu bir fotoğrafı gazeteye vermiş, başsağlığı mesajıyla birlikte. İçim kan ağladı okurken. Hem gençlik hem de yaşlılığındaki halini vermiş kardeşi gazeteye; çok fazla değişmemişti. Hala gülüyordu. Hala sıcacık... Geçenlerde dediğim oldu bir sene kadar. Eşimin vefatından sonra, Özümnaz'a yani kızıma daha bir bağlandım. Sanki onda o eski yapraklarda kalan o ince duyguyu yaşıyordum. Şimdi zaman geçti ve naçiz bedenim yaşlandı. Ayakta durmakta zorlanan bedenim daima onunda anısını yaşar oldu. Kaç gün daha ömrüm var bilmiyorum. Kaç günüm daha onun yanına gitmek için sabırsızlanacak? Şimdilerde anlıyorum meğer onu sevmişim ben. O ıssız hatıraya bağlı kalmışım seneler boyunca. Şimdi yalnız bedenimin ona gideceği anı bekliyorum. Ondan af dilemek ve gerçek olan sevgi ve aşkımı ona verebilmek için, ona ulaşmak istiyorum. Bu dünyada onu mutlu edemeyen ben, şimdi gerçek olan yaşamda onu hep mutlu etmek istiyorum. Titreyen ellerimi havaya kaldırıp dualar ediyorum, ona kavuşabilmek için. Bir an önce ölümün beni bulması için...