![]() |
#1 |
![]()
Tavandaki şekillere anlam yükledi önce. Pencereden giren güneş,
gardırobuna çarpıyordu. Çatlakları nehir'ledi. Kabarıklıkları dağ'ladı. Küfleri orman'ladı. Çukurları deniz'ledi. Dolaştı kuytuluğunda, hayalindeki yeryüzünün. Tavandaki yeryüzü" ne güldü. Hayal gücünü sevdi. Yüzüne yayılan titrek tebessümü sevdi. Anlını kaşıdı. Ormana girdi, ağaçlara dokundu. Çam'ları, Meşe'leri, Ladin'leri okşadı. Denize girdi, körfez kokusunu duyumsadı. Burnu yandı, caydı. Dağlara çıktı. Tüm gökyüzüne baktı, yeryüzünün. Salonun içini gezdi sonra. Pencereden giren ışık odanın ortasına çarpıyordu. Sehpanın örtüsünü düzeltti. Mavi vazonun yapma çiçeklerine üfledi. Toz yükseldi. Televizyonun camında gezdirdi parmağını ama açmadı. Buğulanmış camlara çizilen kalplerden çizdi bir tane. Eski günleri yâd etti. Kanepeye oturdu. Yastıkları kabarttı, oturduğu yerden. Kitaplığındaki kitapları düzenledi. Nerede kaldığını unutmamak için kıvırdığı sayfa köşelerini düzeltti. Tek tek yerleştirdi. Biblolarının hepsini ters çevirdi. Farklı çalgılar çalan bir sürü zenciyi, kitap okumaya bıraktı. Mutfağa geçti ardından. Pencereden giren ışık, fayansa çarpıyordu. Tüm kavanozları yemek masasına indirdi. Boş bir kavanoz buldu. Mercimekleri boş kavanoza boşalttı. Sesi dinledi. Pirinçleri, mercimek kavanozuna döktü. Kuru fasulyeleri de pirinç kavanozuna. Kavanozları dolaba geri yerleştirdi. Cezvelerin sırasını değiştirdi. Artık büyükten küçüğe değil, küçükten büyüğe sıralıydılar. Tabakları üst rafa yerleştirdi. En üstteki tabakları en alta koydu. Çatal kaşık takımının gözlerini değiştirdi. Kaşıkları sola, çatalları sağa istifledi. Banyoya gitti peşi sıra. Pencereden giren küçük turuncu ışık, aynaya çarpıyordu. Küveti soğuk suyla doldurdu, soyundu. Ayağını suya deydirir deydirmez ürperdi. Giyinip öyle girdi. Yinede üşüdü. Suyun içinde soyundu. Sabunu eline aldı. Tüm vücudunda gezdirdi. Köpürmek değildi istediği, sabunu hissetmek. Omzundan dirseğine kayışını duyumsadı. Su süt beyazı olana kadar vücudunda eritti sabunu. Tıpayı çekti. Soğuk suyla durulandı. Kurulanmadan, çıkardığı kıyafetlere sarındı. Balkona yöneldi hemen. Güneş çoktan batmıştı. Sabun kokan, buruşmuş ellerini kurumuş Sardunya saksısına batırdı, diğer eliyle de solmuş Afrika Menekşe'sini avuçladı. Aldığı yeni saksılara yerleştirdi. Kaktüs'ün üzerine elini bastırdı, susuz dikenler etinde kırıldı. Açık kahverengi kaktüs kırmızıya çaldı. Ölmüş çiçeklerinin hepsini yeni saksılarına yerleştirdi teker teker. Kum takviye etti. Yeniden yeşillenmeyeceklerini bilerek, suladı hepsini. Tam karşısında duran ay'a baktı; "İyi ki doğdun kadın! Daha nice yalnızlıklara." İki damla yaş süzüldü, çizgilerinden aşağı. Otuz beş yaşı geride bıraktı. Orta yaş bunalımını böyle kutladı. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
|
![]() ![]() ![]() 35 ime geLince bendemi böLe oLcam yane? güseLdi damLacım, emeğine sağLık! |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 | |||||||||
![]() ![]() ![]() Seviye: 1 [ ![]() Canlılık: 0 / 8
Teşekkürler: 0 0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi Rep Puanı : 10
Rep Gücü : 18
İtibar :
![]() |
![]()
tesekkurler
|
|||||||||
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
|
![]()
saol damlacım.. 35 yas işte yolun yarısı napcan.. allah ömür verirde görürüs inş o günleri..
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
daha, nice, yalnizliklara |
|
|