![]() |
#1 |
![]()
Ünlülerin tarikatı
Taraftarları, Scientology'nin huzuru ve barışı sağlayacak yeni bir inanç sistemi olduğunu savunuyor. Muhalifleri ise, Scientology Kilisesi'nin maddi kazanç peşinde koşan, bu uğurda insanları aldatan bir şebeke olduğunu öne sürüyor... Fenomen dergisi aralık sayısında Scientology dosyasını açtı. Scientology, yüzyılın en büyük şarlantanlığı mı yoksa tüm din ve inançların yerini alıp huzur ve barışı sağlayacak yeni bir yol mu? Scientology Kilisesi'nin hakkındaki bu soru henüz kesin cevap bulmuş değil. Bilim kurgu yazarı L. Ron Hubbard tarafından kurulan kilise, mutsuz insanları hedef almış ve onları umut vaadiyle dinsel içerikli bir kurumun çevresinde toplamış. Ama işin gerisinde büyük kazançlar ve kurumdan ayrılanlara şantaj yapan bir örgüt var. Scientology, 1980 yılında 11 üst yöneticisinin tutuklanmasına rağmen son 25 yıldır gittikçe yayılıyor ve buna karşılık hukuksal bir engel oluşturulamıyor. Grubun şu an 65 ülkede 700 merkezi var. Bir ünlüler merkezi de kuran kilise buralarda ünlülerin kariyerlerine yön veriyor, çok büyük ücretler karşılığında danışmanlık yapıyor. Geçen ay "Görevimiz Tehlike" filminin Almanya gösteriminde Scientology karşıtları tarafından boykot edilen Tom Cruise başta olmak üzere John Travolta, Kristy Alley, Mimi Rogers, senatör ve şarkıcı Sonny Bono, cazcı Chick Korea gibi tanınmış isimler Scientology Kilisesi'nin sempatizanları. Kiliseyi şu anda 36 yaşındaki David Miscavige yönetiyor. Miscavige, bu kiliseden ayrılmış olanlar tarafından kurnaz, acımasız ve paranoyak olarak nitelendiriliyor. Ancak iyi bir işadamı olduğu belli, çünkü rüşvetler vererek büyük emekli örgütlerini kuruluşun çevresinde toplamış. Sony ve Pepsi gibi dev şirketleri ve CNN'in patronu Ted Turner'ın sahibi olduğuu Goodwill Games'i sponsorluk için ikna etmeyi başarmış. Scientology yayınlarından yüzbinlerce kitabı büyük kitabevlerine sevkederek, kendi taraftarlarına durmaksızın satın aldırarak perakende kitapçılara büyük cirolar sağlamış ve bu yöntemle en çok satan kitaplar listelerinde aralıksız yer almış. Scientology'yi bir felsefe olarak tanıtarak büyük gazetelerde ve televizyonda dev reklam kampanyaları başlatmış. Ve öylesine başarılı olmuş ki örgütün kurucusunu bile gölgede bırakmış. Scientology Kilisesi'nin kurucusu Ron Hubbard 1911'de Nebraska'da doğdu. II. Dünya Savaşı'nda denizci olan Hubbard sonradan savaş gazilerinin ruhsal sorunlarıyla ilgili bir örgütte çalıştı. Bu arada bilim kurgu hikayeleri yazıyordu. Scientology kurulduktan sonra basılan tanıtım broşürlerinde Hubbard bir savaş kahramanı olarak tanıtılacak, dahası bir kez kör olup iyileştiği, iki kere ölüp yeniden dirildiği gibi gerçekle alakası olmayan mucizeler de ona atfedilecekti. Hubbard 1950'de Scientology'nin kutsal metinlerini yazmaya başladı. Hubbard'a göre geçmişteki mutsuz anılar ruhsal travmalara neden oluyordu. Düzenlediği seanslarda bu travmalar açığa çıkarılıyor ve terapik bir çalışmayla kişinin ruhsal sorunları çözülüyordu. 1967'de Scientology'nin ana kilisesi kuruldu. 1971'de federal bir mahkeme Hubbard'ın tıbbi iddialarının bilimselliğini reddetti. Hubbard bir din kurmakla suçlanıyordu, ama Amerikan yasaları Hubbard'ı ve inanılmaz iddialarını korudu. Örgütlenme devam etti, şubeler peşpeşe açıldı, ücretler sabit bağışlara ve Hubbard'ın komik kozmoloji öyküsü "kutsal metinler" haline dönüştü. Bugün Scientology, Amerika'nın en büyük halkla ilişkiler örgütü. Örgütün ana stratejisi daha fazla ilerlemek. Hem insan hakları örgütleri, hem de Amerika Ulusal Kiliseler Birliği'nce destekleniyorlar. Muhalifler olsa da, kurbanlar ağlasalar da bir şey değişmiyor. Scientology yöneticileri ve onların çok güçlü avukatları milyonlarca doları ceplerine doldurarak yollarına devam ediyorlar. Scientology Kilisesi'nin yeni lideri David Miscavige. Kristy Alley John Travolta Harriet Baker ölen eşinin acısı üzerine katıldığı Scientology Kilisesi tarafından dolandırıldı ve evini kaybetti.
__________________
Msn İRTİßaT !...KeşKe ßu kadar ßüyük Sevdirmeseydin Kendini...! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
|
![]()
159 ülkede 10 milyon üyesi, 6 bin kilisesi, milyarlarca dolarlık serveti, çoğu ünlü isimlerden oluşan yüzlerce müridi var. En üst seviyeye varabilen ´tam özgürlüğe´ ulaşıyor. Hollywood yıldızlarının ´taptığı´ Scientology´ hızla yayılıyor.
Mesihleri, şeytani bir galaktik diktatörün milyarlarca uzaylı ruhu dünyaya bıraktığını anlatan bir bilim-kurgu yazarı. Aralarında John Travolta ve Tom Cruise'un da yer aldığı takipçileri, 'aydınlanma'ya ulaşmak için bir servet harcıyor. Rolling Stone yazarı Janet Reitman, Scientolojistleri dokuz ay boyunca inceledi ve dünyanın bu en tartışmalı dini hakkında geniş bir araştırma yazısı kaleme aldı. İşte Scientology'nin inanılmaz dünyası. Bir misyonları var Scientology, kurucusu L. Ron Hubbard'ın tanımlamasıyla 'gerçeği aramak' anlamına geliyor ve dünyanın en hızlı yayılan dini kabul ediliyor. 1954'te doğan dinin 159 ülkede 10 milyon üyesi ve 6 bin kilisesi olduğu iddia ediliyor. Toplam değeri milyarlarca doları bulan yedi kıtaya yayılmış gayrimenkulleri var. Karşılaştırmalı dinler uzmanı kimi akademisyenler, Scientology'yi geçtiğimiz yüzyılın en belirgin dinsel hareketleri arasında sayıyor. Scientology köklerini Budizm, Hinduizm ve Hıristiyanlık dahil olmak üzere pek çok dinden alıyor. Tıpkı Mormonlar ve Evangelistler gibi Scientolojistler de bir misyona sahip olduklarını düşünüyor. Kendilerini, dünyayı ve hatta galaksiyi kurtaracak bir doktrinin ve yeteneklerin tek sahibi olarak görüyorlar. Tom Cruise yılmaz elçi! Kilise yetkilileri, Scientolojistlerin son beş yılda, önceki 50 yıldan daha fazla arttığını söyleyerek övünüyor. 1993'ten beri, vergiden muaf tutulan Scientology Kilisesi, üyeleri ya da finans kaynakları hakkında bilgi vermiyor. Scientology hakkında eleştirel haber yapmak da cesaret işi, çünkü kilisenin eleştiren herkesi dava ettiği biliniyor. Yine de karşı olanlar (önemli bir kısmını eski üyeler oluşturuyor), internette çeşitli yayınlar yapıyor. Bunların içinde tartışma yaratan fotoğraf ve belgeler de bulunuyor. Kilisenin halkla ilişkiler sorumlusu Mike Rinder, "Palavra bunlar" diyor ama bir yandan da geçtiğimiz yıl başlatılan 'imaj düzeltme' kampanyası sürüyor. 2005'te radyo ve TV'de Scientology konulu 289 bin dakika yayın yapılmış. Büyük kısmı, inancını açıklamak için defalarca TV programlarına katılan dünyanın en ünlü Scientolojisti Tom Cruise sayesinde yayımlanıyor. Scientology Kilisesi'nin merkezi Florida'daki Clearwater şehri. Şehir merkezinde hepsi Scientology mülklerinin çevresinde bulunan yaklaşık 100 kadar güvenlik kamerası var. Bazıları bunu rahatsız edici bulabilir ama 17 yaşındaki Natalie Walet normal karşılıyor. Natalie, Scientology'ye inanan bir ailede doğup büyümüş. O ve onun gibiler diğer çocuklardan farklı yetişiyor. Pek çoğu okul öncesinde özel eğitimler alıyor, ardından Scientolojistlerin Hubbard onaylı çalışma tekniğini kullanan özel okullarına kaydediliyor. Çoğu çocuk aynı zamanda öz denetim, dikkat ve iletişim üzerine kilisede düzenlenen kurslara katılıyor. İlaçla tedavi yasak Natalie'nin tek kötü alışkanlığı sigara. Alkol ve her türlü ilaçtan uzak duruyor. Çünkü Scientolojistler, pek çok hastalığın psikosomatik olduğunu düşünüyor ve ilaçla tedaviye karşı çıkıyor. Tüm Scientolojistler gibi Natalie de vücudunu geçici bir araç olarak düşünüyor. O bir 'thetan'! Thetan'lar, trilyonlarca yıldır var olan ve bir bedenden diğerine geçerek varlığını sürdüren ölümsüz ruhlar. Natalie, "Aslında çok sade bir inanışımız var, birçok ahlak ilkesini diğer dinlerle paylaşıyoruz. Bizimkinin özel yanı, günlük yaşamda kullanılabilecek bir teknolojiye sahip olması" diyor. 'Denetleme' şart Teknoloji ya da 'tek', Scientolojistlerin L. Ron Hubbard'ın metot ve ilkelerine verdiği isim. Scientolojistlere göre Hubbard yarı peygamber, yarı öğretmen, yarı kurtarıcı. Yazdığı her kelime Tanrı kelamı gibi değer görüyor. Hubbard 1950'de yayımlanan kitabı 'Dianetics'te, zihinsel ya da bedensel bütün hastalıkların izlerinin 'engram' adı verilen psişik yaralarda bulunabileceğini öne sürüyordu. Doğum öncesi döneme de ait olabilen bu yaralar, kişinin bilinçaltına yerleşiyor. Kurtulmak içinse 'temizlik' denen süreçten geçilmesi gerekiyor. Dianetics, 'denetleme' adı verilen ve engramları silmek için geçmişteki olayları yeniden deneyimlemeye dayanan bir terapi yöntemini telkin ediyor. Denetlemenin büyük kısmı, E-metre (elektropsikometre) adlı cihazla yapılıyor. Denetçi denetlenene çeşitli sorular soruyor, denetlenen bunları cevaplarken yalan makinesine benzeyen E-metre, vücuttaki küçük elektrik akımlarını ölçüyor. Scientolojistler, cihazın bilinçaltına ulaşarak bilinçsiz yalanların köklerini açığa çıkardığını düşünüyor. Dinin en üst seviyesi olan 'tam özgürlüğe' ulaşmak için bir köprü vazifesi gören aydınlanma yolundan geçmek gerekiyor. 'Tam özgürlüğe köprü'nün belirli aşamaları ya da dereceleri var. Üstlere tırmanmanın anahtarı yüzlerce belki de binlerce kez 'denetleme'den geçmeye dayanıyor. Din mi, yoksa şirket mi? Scientolojistler, bu yöntemin problem çözmenin yanı sıra ahlaki yanlışların düzeltilmesine de olanak sağladığına inanıyor. Her seansın amacı, bunu bir 'kazanç' (açığa çıkma anı) ile sonlandırmak. Bu, birkaç dakika sürebileceği gibi haftalar boyu da devam edebiliyor. Denetçi tatmin olana kadar denetleme bırakılamıyor. Natalie, ailesi kilisede çalıştığı için, şimdiye kadar 'denetleme' ücreti ödememiş ama pek çok kişi bu hizmet için ciddi paraları gözden çıkarıyor. Scientology, bu açıdan özel bir yere sahip, çünkü bu dinde hemen hemen her türlü hizmet için ücret ödeniyor. Teologlar bu durumu geleneksel yaklaşımlara ters buluyor. Kaliforniya Üniversitesi'nden Scott Bartchy, "Hareketi tartışmalı hale getiren şeylerden biri de gerçeğe ancak her aşaması için para ödenen bir gelişimden geçerek ulaşılabileceğinin öne sürülmesi. Bu yüzden pek çok gözlemci bunun bir dinden çok bir şirkete benzediğini düşünüyor" diyor. Aydınlanmaya ulaşmak için aile servetini, evlerini, arabalarını satarak yüz binlerce dolar harcayan pek çok insan bulunuyor. Sekiz seviyeden oluşuyor Natalie'nin anneannesi, Tom Cruise gibi OT (operating thetan) seviyesinde. Bu 'tam özgürlük' düzeyi OT VII'ye yaklaşmış olunduğu anlamına geliyor. OT'lerin cansız nesneleri zihinle hareket ettirebileceği, telepatik olarak haberleşebileceği, insan ve hayvan davranışlarını kontrol edebileceği öne sürülüyor. Sekiz OT seviyesinden OT III, 'ateş duvarı' olarak anılıyor. Bu, evrenin sırrına vâkıf olunan seviye. Dinin dayandığı yaratılış hikâyesi de bu seviyede öğrenilebiliyor. Yıllarca bu bilginin çok tehlikeli olduğu ve bu düzeyden önce öğrenilmesinin ölüme bile yol açabileceğine inanılmış. 1995'te eski bir üye tarafından internette yayımlanan bu bilgi, o zamandan beri medyada yaygın olarak dolaşıyor. Metinde 75 milyon yıl önce, galaksinin çeşitli bölgelerinde 76 gezegeni yöneten Xenu adlı zalim yöneticinin aşırı nüfus problemini çözmek için 13.5 trilyon varlığı bir uzay gemisine toplayıp Dünya'ya gönderdiği bilgisi yer alıyor. Dünyanın çeşitli yerlerindeki volkanlara düşen bu canlıların 'thetan' adlı radyoaktif ruhları, dünyanın çeşitli yerlerine dağılmış. Bu dağılım sırasında thetanlar, atmosfere kurulan çeşitli tuzaklara takılarak Tanrı, İsa, din gibi yanlış düşüncelere kapılmış. İnsanlığın bütün problemleri, thetan'ların vaktiyle kapıldığı yanlış düşüncelerden kaynaklanıyor. Onlara göre, kurtuluşun tek yolu ise bu düşüncelerden kurtulmaktan geçiyor. (Observer) Her şey 'Dianetics' adlı kitapla başladı 1950: L. Ron Hubbard'ın 'Dianetics: The Modern Science of Mental Health' (Dianetics: Akıl Sağlığının Modern Bilimi) adlı kitabı yayımlandı. Bu kitabın hızlı başarısından sonra Hubbard, düşüncelerini 'Scientology' adlı bir 'laik felsefe' haline getirdi. 1954: Scientology bir din olarak ilan edildi ve ilk Scientology kilisesi Los Angeles'ta kuruldu. 1955: Ünlü kişileri dine katmak için 'Project Celebrity' (Ünlü Projesi) adlı plan yürürlüğe girdi. 1966: Hakkındaki tartışmalar artınca Hubbard, Afrika'ya yerleşti. Daha sonra ise yedi yılını bir tekneyle Akdeniz'de dolaşarak geçirdi. 1977: Washington ve Los Angeles'taki Scientology ofisleri, FBI ajanları tarafından basıldı. 1986: Hubbard felç geçirerek öldü. David Miscavige, yeni lider oldu. Müritler işte bunlara inanıyor 75 milyon yıl önce Xenu isimli zalim bir hükümdar, hükümdarlığındaki kalabalık nüfusundan 13.5 trilyon varlığı Dünya'ya yerleştirmiştir. Bütün insanlar aslında ölümlüdür ve Scientology sayesinde tanrısal bir varlığa ulaşmaları mümkündür. Psikiyatrik pratikler bireyin sağlığı için zararlıdır. 'Sessiz doğum' yapılmalıdır. Yani çocuğun doğum anı mümkün olduğunca sessizlik içinde meydana gelmelidir ki, çocuklar ileride de sükûnet içinde huzurlu bir yaşam sürebilsin. Elektropsikometre (E-metre), acıyı ölçebilen bir makinedir. Makineye bağlı iki teneke kutuyu elinde tutan insanın, acı anıları iletilir. Narconon, Scientolojistlerin uyuşturucu rehabilitasyon programıdır ve bağımlılıktan kurtulmanın tek yoludur. Eşcinsellik ve mastürbasyon da dahil olmak üzere her türlü cinsel 'sapma' yanlıştır. İnsanlar çoğu hastalığı kendileri yaratır. Dinin mottosu, 'Her şey değişebilir'. Bu, insanların ve dünyanın problemleri çözülebilir anlamına geliyor. Kristie Alley'den Priscilla Presley'e... Tom Cruise'un çocuğuna hamile olan Katie Holmes, 'sessiz doğum' yöntemi kullanacak. Çift, çocuklarını bu dinin prensiplerine göre büyütmeye hazırlanıyor. John Travolta, kariyerinin Scientology'den sonra yükselişe geçtiğine inanıyor. Kristie Alley, kokain bağımlılığının üstesinden bu dinle geldiğini düşünüyor. 'South Park'ta Şef karakterini seslendiren Isaac Hayes, bir bölümde Scientology eleştirildiği için yapımdan ayrıldı. Müzisyen Beck, Scientolojist bir ailede büyüdü ve bu inancın birçok insanın zor zamanlarını atlatmasına yardımcı olduğunu düşünüyor. Priscilla Presley, eşi Elvis Presley, Scientology'ye inansaydı uyuşturucu yüzünden ölmeyeceğine emin. Çiftin kızı Lisa Marie Presley de uyuşturucuyu Scientology sayesinde bırakabildiğini söylüyor.
__________________
Msn İRTİßaT !...KeşKe ßu kadar ßüyük Sevdirmeseydin Kendini...! |
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
scientology, tarikati, unlulerin |
|
|