![]() |
#1 |
![]()
CANIM YANIYOR
Canım yanıyor,içimde bir sızı nedenini bilmiyorum Adı sensizlik belki Yada ulaşamamak, ağlayamamak derinden, Kıyamdayken başka yerde, secdedeyken başka yerde olmak Yönelememek sana içten bir aşkla Canım yanıyor ya Rabbel alemin Bir sızı var anlayamadığım, Canım yanıyor Ya Erhamerrahimin Adını koyamadığım, Bugün gitmek istedim buralardan Sana yakın olmak için,uzakları yakın yapabilmek için, Çıktım viran şehrimden;daha fazla gidemedim nedense, Bir yağmur başladı sessizce,ER-RAHİM diye fısıldadı paramparça olan yüreğime, İrkildim Ya Rabbelalemin,rahmetine kavuştur beni, Sonra yürüdüm içimde bir ses anlayamadığım, Bir güvercin gördüm sırılsıklam; EL-CELİL dedi içimdeki sese, Ne büyük.ne yücesin;yüceliğinle derman ol derdime, Islandım,yorgunum birde acı var içimde nereye baksam seni gördüm ALLAHIM Bir çocuk tebessümünde,bir yaprağın vedasında mevsime, MALİKÜ’L-MÜLK tecellisini gördüm kara bulutların içinden doğan güneşte Sen her şeyin tek sahibi ALLAHIM, İçimde bir uçurumken hayat,üstelik çıkmazdayken dar sokaklarım EL-MÜHEYMİN sesi kulağımda, Sen aciz kullarını unutmayan hep gözeten ALLAHIM,yardım et bu kuluna, Savruluyorum nereye gitsem bilmiyorum,bir dağa bakıyorum bir mahlukata Hepsi rükuda hepsi kıyamda Çiçekler,otlar,toprak secdede En küçük mahlukat zikirde,insanlık ise gaflette YA HALIK diyor tabiat;adem ise hüsranda,azapta Ey incelik,lütuf sahibi EL-LATİF Ey kusurlardan münezzeh KUDDÜS EY adalet sahibi EL-ADL EY büyüklük sahibi EL-AZİM EY merhamet sahibi ER-RAHMAN Nereye baksam,nereye dönsem sen tecelli ettin, Bir tek insanlıkta görmedim huşu ile yakarış, her şey sende yaşarken;İnsanlık nefsinde ölmüş Her yer sende iken,insanlık her yerde viran olmuş, Bu viran şehirde,divane dünyada yalnız bırakma bizi UTANIYORUZ RAHMETİ GENİŞ ALLAHIM Bizi bize bırakma ALLAHIM BİZİ BİZE BIRAKMA |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
|
![]()
MEKANIN CENNET OLSUN
Dertli olduğunda bir dost arar durursun can Ülkesinde öyle bir dost kazanırsın ki Kaybetmek aklına bile gelmez Lakin bilirsin ölÜm bir çizgi kadar yakın Lakin yine de inanamazsın ayrıldığına Sonrası Bir mesaj gelir telefona ‘YÜZÜNDE NUR AKLINDA İLİM KALBİNDE ALLAH DİLİNDE LA İLAHE İLLALLAH GöNLÜN DE RESULULAHÂ’ Eksik olmasın diye Meğersem son dizeleri ve son mesajıymış İşte sonrası Bir kaza haberi duyulur Dostun olan Recai vefat etmiş. Hem de Okulunun bitmesine yirmi gÜn kala Şaka dersin kendi kendine İnanamazsın. Lakin bilirsin ki bu ölÜm gerçek ve öyle bir bıçak saplanır ki yÜreğine göz yaşların kurur ve hasret bağrını yakar ne yaparsan yap dostun yoktur. lakin dualarla sararsın dostunun hayalini ve geriye sadece rÜyalar kalır özlemini dindirmek için o da kısmet olursa lakin ne olursa olsun onu sevmeyi unutmazsın İşte kardeş bu dizeler sana
Cenabı Allah seninledir inşallah Bizden ayrılıp öbÜr dÜnyaya göçsen de Dualarımız seninle |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
|
![]()
Ümmetine olan şefkati
Vaktiyle zengin biri, donatıp bir ziyâfet, Çok fakîr bir âlimi, evine eder dâvet. Âlim gelip oturur, zenginin sofrasına. Lâkin bir lokma bile alıp koymaz ağzına. Ev sâhibi üzülüp, arz eder ki: (Efendim! Görürüm yemezsiniz, bunu ben merak ettim.) O âlim şöyle der ki: (Evimde, şu aralar, Birkaç zaîf ve garîb ciğerpârelerim var. Aç ve susuz olarak dururken onlar evde, Nasıl yiyebilirim bunları ben bu yerde?) Ev sâhibi, bunları âlimden öğrenerek, Çocuklarına dahî gönderir hemen yemek. Âlim, ancak o zaman gönül râhatlığıyle, Zenginin sofrasında başlar yemek yemeye. Kıyâmet gününde de, Rabbimiz, bunun gibi, Cennete dâvet eder o "Sevgili Habîb"i. Lâkin girmez Cennete o Server-i kâinât. Zîrâ kalbi, değildir hiç müsterîh ve râhat. Ümmetinden günâhı fazla olan kimseler, Çünkü mahşer yerinde gâyet zahmettedirler. Onları düşünerek o Hüdânın Habîbi, Allaha yalvararak, arz eder ki: (Yâ rabbî! Ya beni, onlar ile gönder Cehennemine. Ya da sok onları da, benimle Cennetine.) Rabbimizden bir hitâb gelir ki: (Ey Habîbim! Ben, yalnız senin için Cenneti halk eyledim. Sen o günâhkârların tamâmını alarak, Girin hep Cennetime, birlikte şâd olarak.) Yine "Benî İsrâil" zamanında bir adam, Vardı ki, günâh ile geçmişti ömrü tamâm. Uzun yıllar yaşayıp, sonra da öldü birden. İlgilenen olmadı kötü bilindiğinden. Sonradan birkaç kişi gelerek bir araya, Cesedini götürüp, attılar bir sahrâya. Lâkin Mûsâ Nebî'ye hemence cenâb-ı Hak, Vahyetti ki onunla alâkalı olarak: (Yâ Mûsâ, onu gidip güzel kefenleyiniz. Namâzını da kılıp, öylece defnediniz.) Mûsâ aleyhisselâm, Rabbinin bu emrini, Yaptı ve daha sonra sorunca hikmetini, Buyurdu ki: (Yâ Mûsâ, o, halkın bildiğinden, Daha günâhkârdı da, af eyledim yine ben. Çünkü o, bir zamanlar baktığında Tevrât'a, Habîbimin methini görmüştü o kitapta. Kalbinde, "Habîbim"e muhabbet hâsıl oldu. O sahîfeyi öpüp, sonra başına koydu. Sevgili Habîbime gösterdiği muhabbet, Sebebiyle ben onu, ettim af ve mağfiret.) |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
|
![]()
Kıl Namazını
Ey kul! kıl namazını,yap taatini Ne zamandır bilinmez ölÜm saati Kıldıysan namazı kazandın cenneti Elde ettin iki cihan saadeti Namaz dinin direğidir,temelidir Rabbimizin kullarına bir emridir Kim olur ki bu emri yerine getirir O kişinin dini sağlam ve diridir Kıl namazını ihlasla,samimiyetle HergÜn devam et sabırla,dirayetle Hep yanyana ol camide cemaatle Her yanın dolsun rahmetle,bereketle Namazlar mÜmin kulların miracıdır YÜzÜnÜn nuru,imanının tacıdır Her insanın mutlaka ihtiyacıdır Dertlerin,sıkıntıların ilacıdır Ahrette ilk sorgu sual namazdandır Namaz kılmak mÜminlerin şanındandır Onların tahtı zÜmrÜtten,altındandır Cennette giysisi ipek kumaştandır |
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
|
![]()
:::...::::EFENDİM:::::...::::
EFENDİM......
BİR AH KALDI BENDE EY SEVGİLİ, ADINI MIHLADIM YÜREĞİME EY NEBİ, SEVDAMSA İçİMDE,KUŞATMIŞ KALBİMİ HASRET SANA BU CAN,RUHUM KALBİMİN ESİRİ, ESARETİNİ çöZERSE,SEN çöZERSİN KALBİMİN, BİR SEVDA Kİ İçİMDE YANAN, SöNMEYEN ATEŞİNDEYİM, YÜREĞİMDEKİ DERDİN,DERMANI SENSİN EFENDİM, GEL ARTIK NE OLUR,SENSİZ BU CEHENNEMDEYİM. KARANLIK GECELERİN,SABAHISIN SEN öNDERİM YÜREK SANA SEVDALI,SEVDANLA YAŞIYOR BEDENİM GöREMEZSEM SENİ,İçİM YANAR CAN NEBİM RUHUM SENİNLE BERABER,NİYAZIMLA İZİNDEYİM NE OLUR BİR KERE GöREYİM NUR CEMALİNİ EY SEVGİLİ NE OLUR EFENDİM,BEKLETME SANA HASRET BU ZAVALLI YÜREĞİ...... |
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
|
![]()
Sende Öleceksin !
Bir gün Hasan-ı Basrî'ye Ömer bin Abdülazîz, Yazdı ki: "Nedir bana, mühim nasîhatiniz? Zîrâ hükümdar oldum, bilcümle müslümana, Muvaffak olmam için, tavsiyeniz ne bana?" O da ona yazdı ki: "Yâ Emîrel müminîn, Çoktur mesûliyeti, idâre edenlerin. Şunu bil ki bir sultan, bedende kalp gibidir, O iyi olur ise, milleti de iyidir. Bozulur milleti de, bozulursa o sultan, O halde sen kendine, dikkat eyle her zaman. Gerçi bugün sultansın, tebana hükmedersin, Lâkin bir gün sen dahi, ölüp kabre girersin! Şimdi hep sevdiklerin, yanındadır bu günde, Lâkin yalnız kalırsın, kabire girdiğinde. Bil ki imtihandasın, yâ Ömer sen şu anda, Öyle amel eyle ki, kaybetme imtihanda. Sana yazdıklarımın, ilâçtır her birisi. Ve lâkin kullanmazsan, hiç olmaz fâidesi." Hasan-ı Basrî ona, başka bir mektubunda, Buyurdu ki: "Bu dünyâ, biter elbet sonunda, Zîrâ bu, bir konaktır, ölünce sona erer, Ebedî kalacak yer âhirettir yâ Ömer. Dünyâyı üstün tutan, zelîl olur âkıbet, Zîrâ Allah dünyâya, bir zerre vermez kıymet. Süslenmiş gelin gibi, cezbeder dünyâ seni, Ahmak olan kaptırır, dünyâya kendisini. Evet, gerçi dünyâlık, lâzımdır her mümine, Lâkin onun sevgisi, girmemeli kalbine. Zîrâ kalp, nazargâh-ı ilâhîdir âşikâr, Dünyâ muhabbetinin, orada ne işi var? Dünyâyı seven kişi, düşer onun ardına, Ve lâkin hiç bir zaman, eremez murâdına. Her gün ayrı düşünce, her gün ayrı bir keder, Ona kim aldanırsa, ömrünü heder eder. Halbuki dünyâ benzer, insanın gölgesine, Yakalamak istesen, o kaçar senden yine. Sen dünyâdan kaçarsan, o gelir hep ardından, Tecrübe edilmiştir, bu böyledir her zaman. Yâ Ömer, bu insanlar, uyumaktadır, ancak, Melekül mevt gelince, âniden uyanacak. Hak teâlâ dünyâya, verseydi biraz kıymet, Vermezdi kâfirlere, dünyâdan zerre nîmet. Yâ Ömer peygamberler, âlimler ve velîler, Ona aldanmamayı, nasîhat eylediler. Zîrâ âhiret için yaratıldı bu insan, Ve hesap verecektir, dünyâda yaptığından. Hem dahi sonu yoktur, ebedîdir âhiret Orada iki yer var, ya Cehennem, ya Cennet. İnsan sonsuzluk için, yaratıldı yâ Ömer, Öyleyse buna göre, âhirete değer ver." (ALINTI) |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
|
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
|
![]() Dua
Dua pür edeple yakarış yâre Çaresiz dertlere duadır çare Duamız yok ise amel beş para Hakkın kapısına varıştır dua Dua ibadetin nuru özüdür Müminin tövbesi rabbe sözüdür Gözü yaşlıların gönül gözüdür Hayat ırmağına dalıştır dua Çarpan yüreğime dua bahardı Gözlerim arardı, gönlüm sorardı. Hakkın kapısına dua varırdı Son nefeste mümin ölüştür dua Yok, duasız kıymet buyurdu Hüda İhlâsla yap dua Rabbine eda Al abdestin Ömer belki şüheda Kulluk için büyük yarıştır dua.... Ömer Ekinci Micingirt |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
|
![]()
Yalvaririm Mevlam Sana
Bizi bu nefse ezdirme Onun peşinde gezdirme Hizmet yolundan bezdirme Yalvarırım mevlam sana Nefsin şerrinden kaçarak Huzurunda alçalarak Elim semaya açarak Yalvarırım mevlam sana Geceler dua ederek Göz yaş ile hu diyerek Her nimete şÜkrederek Yalvarırım mevlam sana Ağlayarak inleyerek Aşk ile göz yaş dökerek Hakk ismini zikrederek Yalvarırım mevlam sana |
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
bulun, buyrun, dedi, hocaniz, siirmi |
|
|