Geri git   CurcunaForum.Org > Dini Bilgiler > Dini Hikayeler
Kayıt ol Yardım Topluluk

Dini Hikayeler Dini bütün hikayeler.

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 06-23-2007   #1
Profil
Üye
 
[αℓiєиѕ] - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: SaMsUn - 55
Mesajlar: 855
Üye No: 12

Seviye: 26 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Canlılık: 0 / 630
Çekicilik: 285 / 33402
Tecrübe: 20

Teşekkür

Teşekkürler: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Rep
Rep Puanı : 589
Rep Gücü : 24
İtibar :
[αℓiєиѕ] is a name known to all[αℓiєиѕ] is a name known to all[αℓiєиѕ] is a name known to all[αℓiєиѕ] is a name known to all
[αℓiєиѕ] - MSN üzeri Mesaj gönder
97 Kur'anda geçen, “Yahudi ve Hıristiyanları dost tutmayınız.” ayeti nasıl anlaşılmalıdı

İslâmiyet, insanlık için bir saadet ve rahmet vesilesidir. Onun şefkat kanatları ve geniş müsamahası kendisine tâbi olmayanları da kuşatmıştır. Diğer dinlerin mensupları kendi dinlerinde görmedikleri rahat ve refahı İslâm’da bulmuşlar, bir İslam beldesinde hiçbir sıkıntıya maruz kalmadan hayatlarını devam ettirmişlerdir. Müslümanlar da bu husustaki İlâhî emirlere tam olarak riayet etmişler ve en geniş mânâda tatbik etmişlerdir.

Ankebut Sûresinin 46. âyetinde şöyle buyurulur:


“Kitap ehliyle ancak en güzel bir yoldan mücadele edin; güzellikle, yumuşaklıkla, delil ve ispat yoluyla onlara hakkı anlatın; ancak onlardan zulme sapanlar müstesnadır. Onlara deyin ki: ‘Bize indirilene de, size indirilene de îmân ettik. Bizim İlâhımız da, sizin İlâhınız da birdir. Biz ancak Ona boyun eğeriz.”



Bu mânâyı teyit eden diğer âyet-i kerimenin meâli de şöyledir:


“Sizinle din hususunda savaşmamış ve sizi yurdunuzdan çıkarmamış olanlara iyilik yapmaktan ve adalet etmekten Allah sizi men etmez. Şüphesiz ki, Allah adalet edenleri sever.” “Ancak Allah sizinle din hususunda savaşmış, sizi yurdunuzdan çıkarmış ve çıkarılmanıza yardım etmiş olanları dost edinmekten sizi men eder. Kim onları dost edinirse işte onlar zâlimlerin tâ kendisidir.”(1)



Meâlini verdiğimiz bu âyetler gibi daha birçok İlâhî emirler ve hadis-i şeriflerle Müslümanların ehl-i kitapla münasebetlerinin esasları belirtilmiştir. Dinimiz, hiçbir zaman onları “Kâfirdir” diye saf dışı bırakıp alakayı kesmemizi emretmemiş, onlarla dünya işlerinde anlaşmalar yapmayı, ortak hareket etmeyi meşru saymıştır.Yahudi ve Hıristiyanlarla yapılan bu gibi münasebetler, Kur’an-ı Kerimin, “Yahudileri ve Hıristiyanları dost edinmeyin.” hükmüne aykırı değildir. Ayette yasaklanan dostluk, bir inanç olarak Yahudiliği ve Hıristiyanlığı benimsemek, o yanlış inançlara dostluk göstermek manasınadır. Bir ehl-i kitabın ilminden, sanatından faydalanmak üzere kendisiyle dostluk kurmak bu yasağa girmez. Bediüzzaman’ın izahiyle mesele şöyledir:

“Herbir Müslümanın her bir sıfatı her zaman Müslüman olması lâzım olmadığı gibi, her bir kâfirin dahi bütün sıfat ve sanatları kâfir olmak lâzım gelmez. Binaenaleyh Müslüman olan bir sıfatı veya bir sanatı istihsan etmek (hoş karşılamak) iktibas etmek, neden caiz olmasın?”Diğer taraftan, “Onlarla dost olmamız medeniyet ve terakkilerini istihsan ile iktibas etmektir (güzel görüp almaktır). Ve her saadet-i dünyeviyenin esası olan asâyişi muhafazadır.” Çünkü, “Daire-i itikatı daire-i muamelata karıştırmaya mecburiyet yoktur.”(2) Yani inancı beşerî münasebetlere karıştırmaya lüzum ve mecburiyet yoktur.

Bir Müslümanın diğer din mensuplarıyla veya hiçbir inanca sahip olmayan kimselerle inanç bakımından olmasa da, bazı durumlarda müşterek hareket etmesi ve birtakım medenî münasebetlerde bulunması mümkündür. Aynı topraklarda veya aynı dünyada yaşayan insanların zaman zaman birbirleriyle bir kısım meselelerde fikir alış verişinde bulunmaları tabiidir. Bu durum milletler arasında olduğu gibi, dar çerçevede fertler arasında da görülmektedir.

Müslümanlarla, aynı memlekette, aynı şehirde yaşayan gayr-ı müslimlere düşman nazarıyla bakılmasına dinimiz müsaade etmemiştir. Dinimiz, ehl-i kitabın kadınlarıyla evlenmeyi, yemeklerini yemeyi, hastalandıkları zaman ziyaretlerine gidip hal ve hatırlarını sormayı, komşuluk hukukuna riayet etmeyi bir vazife saymıştır. “Zimmiye eziyet edenin ben hasmıyım” buyuran Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.) Müslümanları, kendi ülkelerinde yaşayan ve kendilerine tecavüz etmeyip zarar vermeyen gayrı müslim vatandaşların haklarını korumayı, onlara sıkıntı vermemeyi emir buyurmuşlardır. Ehl-i kitabın İslâm topraklarında dinlerini rahatça yaşamalarına müsaade eden ve onlara tam bir ibadet ve inanç hürriyeti veren İslâmiyet, bu müsamahayı çok geniş tutmuştur.Meselâ bir âyet-i kerimede ehl-i kitabın yemeklerinin yenilebileceği, kadınlarıyla evlenebileceği hususunda şöyle buyurulur:


“Bugün temiz ve güzel olan şeyler size helâl kılındı. Kendilerine kitap verilenlerin yemekleri size helâl olduğu gibi, sizin yemekleriniz de onlara helâldir. Hür ve iffetli mü’min kadınlar ile sizden önce kendilerine kitap verilenlerden hür ve iffetli kadınlar, namuslu olmanız, zina etmemeniz, gizli dost tutmamanız ve kendilerine mehirlerini vermeniz şartıyla size helâldir.”(3)



Kaynaklar
1. Mümtehine Sûresi, 8-9
2. Münazarat, s. 26-27.
3. Mâide Sûresi
__________________

Jeff Hardy=SmackDown2009
http://www.curcunaforum.org/wwe-raw-...c-t101677.html

Click the image to open in full size.

Click the image to open in full size.
[αℓiєиѕ] is offline [αℓiєиѕ] isimli üyenin yazdığı bu Mesajı değerlendirin.   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
“yahudi, dost, gecen, hiristiyanlari, kuranda


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:43.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.