|
![]() |
#1 |
![]()
Türk Süslemesinde Kompozisyon Kuralları
13 Ocak 2009 Salı 02:56 Türk Süslemesinde Kompozisyon Kuralları ile ilgi dikkat edilmesi gereken noktalar. Kompozisyon, bir yüzey üzerine arzu edilen şekilleri, dengeli ve göze hoş görülecek bir tarzda yerleştirmeğe denir. Antik çağlardan beri sanatla uğraşan insanların güzel ve doğru kompozisyon kurmak için birçok kurallara başvurdukları ve belirli oranlar aradıkları görülmüştür. Örneğin meşhur Romalı mimar Vitruvius’un “Altın Kesimi” oranını belirtmesi gibi. Bu denge kuralı pek çok Yunan mabetlerinde ve özellikle Mısır piramitlerinin inşaasında esas olarak ele alınmış ve uygulanmıştır. Bundan başka “Porte d’Harmonie” denilen ve Ahenk Kapısı anlamına gelen bir diğer oran da özellikle batılı sanatçılar tarafından çok benimsenmiş ve uygulanmıştır. Ahenk Kapısı oranın pek kolay olması ve Altın Kesimi oranına yakın bir nispet sağlaması bakımından günümüzde oldukça yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Bu, ortasından iki eşit parçaya bölünen bir karenin alt çizgisinin yarısı kadar bir uzunluk ilâvesi ile meydana gelen bir dikdörtgendir. Doğada görülen her şeyin bir dengesi olduğu gibi, kompozisyonda da en dikkat edilecek nokta dengenin sağlanmasıdır. Ayırımlar ne kadar dengeli ve estetik olursa yerleşim o derece güzel ve başarılı olur. Kompozisyonda dengeli bir ayırımı, düz, kırık, mühnai çizgiler ve kare, üçgen, dikdörtgen, daire gibi geometrik şekiller sağlar. Belirli kurallar dahilinde faydalandığımız bu elemanlar bize güzel, kusursuz ve göze hoş gözüken kompozisyonlar çiziminde en büyük yardımcıdır. Türk Süsleme sanatlarında pek çok sanatkâr kendine özgü oranlar içinde çok çeşitli ve güzel derlemeler meydana getirmiştir. Türk Süslemesinin esasını dekoratif kompozisyon teşkil eder ve aşağıda belirttiğimiz ayırımlarda eleştirilir. 1- Tek merkezli olanlar 2- Bağımsız ve serbest dekore edilenler 3- Çok eksenli olanlar 4- Simetri hâkimiyetinde meydana getirilenler 5- Başlangıcı ve sonu belli olmayanlar 6- Kırık ve düz çizgilerden oluşanlar 7- Eğik çizgilerin yardımı ile yapılanlar 8- Belirli ve tekdüzen kalıplar içinde tezyin edilmiş olanlar 9- Geometrik şekillerden oluşanlar 10- Girift ve çok dolu görünümde olanlar 11- Sade ve basit şekilde dekore edilenler 12- Bitkisel, hayvansal veyahut her iki tür motifin birlikte kullanılması ile meydana gelenler 13- Her tür motifin uygulandığı kompozisyonlar 14- Sanatkârların ve yüzyılların üslûp özelliğini yansıtan, bu etkiler altında oluşanlar Arzu edilen ortamı süslerken, doluluklar kadar, bırakılacak boşlukların da büyük önemi olduğunu unutmamak gerekir. Genellikle bunların birbirlerine eşit oranda olması dengeyi sağlar. Süslenecek olan yüzey, kare, üçgen, daire ve dikdörtgen gibi geometrik şekillerden yararlanılarak orantılı bölümlere ayrılır. Böylelikle kompozisyona yerleştirilecek olan motiflerin gittikleri yön ve desenin merkez noktaları tespit edilmiş olur. Dik ve yatay çizgiler genellikle dengeyi temin eder. Eğik çizgiler ise hareketi meydana getirir. Eğik çizgiler birbirlerine zıt yönlerde kullanıldığı zaman bu denge temin edilmiş olur. Bundan dolayıdır ki tamamen eğik çizgilerden oluşan terkiplerde, bu çizgiler karşıtlarının da kullanılmasına dikkat edilir. Kompozisyonlarda, düz ve kırık çizgilerin karşıtlarının da kullanılmasına dikkat edilir. Kompozisyonlarda düz ve kırık çizgiler ne kadar sertlik ve hareketsizlik ifade ediyorsa eğik çizgiler de desene ve dolayısı ile terkibe, daima yumuşak ve hareketli bir görünüm sağlamış olur. Özellikle doğaya uygun olarak bitkisel motiflerden meydana gelmiş kompozisyonlarda daima eğik çizgilerin kullanıldığı görülmektedir. Kırık ve düz çizgiler hendesi motiflerin terkibinde, özellikle sonsuzluğu simgeleyen, başlangıcı ve sonu olmayan, hepten devam eden desenlerde kullanılır. Çizgilerde kesişme noktaları, genellikle konulacak olan motifin yerini gösterir. Birden fazla tür motifin meydana getirdiği kompozisyonlarda her tür motif kendi doğrultusunda, kendi hattında devam eder ve biter. Hiçbir zaman birbirlerinden çıkmaz. Kesiştikleri noktalarda biri alttan, biri üstünden geçerek devam ederler. Merkez veya alt noktada olan bitkisel bir motif çoğunlukla tepe veya bitişte olandan daha büyüktür. Bazı hallerde aynı büyüklükte olarak devam ederler. Çizilen kompozisyon iskeletinin üzerine yerleştirilecek olan motifler, ister bitkisel ister hayvansal (Rumî) olsun daima aynı yönde doğru yerleştirilir. Bünyelerinin tek tarafa yönelmesine dikkat etmek gereklidir. Kompozisyonda, iki nokta arasına çizilen bir doğrunun, daima belirli ve eşit oranlarda bölünmesi gereklidir. Geçecek hatlar ya da bunların üzerine konulacak olan motifler evvelden belirtilmiş noktalara yerleştirilir. Klâsik Türk tezhibinde görülen çok ayırımlı kompozisyon tarzı çoğu zaman serbest ve ferah bir görünümde tatbik edilir. Bunlar, belirli kompozisyon kuralları içinde yapılan sade, kolay fakat dengeli ve doğru terkiplerdir. Çoğu kez Türk Süslemesinde kompozisyonların kendi kuralları içinde uygulandığı bazı tür motiflerin, bünyelerine özgü bir uyum içinde geliştiği görülür. Bitkisel ve Rumî motifler, nasıl ki belirli bir hat üzerinde oluşup görünümü tamamlıyorsa, bazı motifler de bunun aksi olarak kümeler halinde veya çeşitli formlar şeklinde meydana gelir. Bunların terkibinde herhangi bir geometrik ayrım yapılmaz, yalnızca süslenecek olan yüzeyin şekli ve boyutları belirlenerek çizime başlanır. Bu tür kuruluşlara özgü motifler arasında, bulutlar, Selçuklu münhanileri özellikle başta gelmektedir. Özet olarak şöyle diyebilir: Bitkisel ve Rumî motifler, belirli oranlarda geometrik ayırı9mlara tabi tuttuğumuz hatlar üzerinde oluşur, münhani ve bulutlar ise o hatlardan çok, gerek katlama usulü ile gerekse serbest çizilerek geometrik motiflerden oluşan kompozisyonlar, şematik olarak çizilen hatlara aynen uymak zorundadır. Süsleme sanatlarında, antik çağlardan itibaren uygulanan en eski ve yaygın bir çizim şekli de helezonlardır. Uygar olsun olmasın her topluluk, en ilkel şekilde de olsa helezonlardan yararlanmış, bu görünüm üzerinde çeşitli uygulamalar meydana getirmiştir. Türk Süsleme sanatında da helezonik terkiplere pek çok rastlanır. Kâğıtta olsun, çini, seramik, tahta ve taşra olsun, birçok sahada spiraller halinde gelişim gösteren kompozisyon örnekleri pek yaygındı. Bu tarzda yapılmış olanlara hemen, hemen her yüzyılda rastlamamız mümkün olmaktadır. Kitap süsleme sanatımızın en yaygın bir formu olan şemselerde (özellikle Osmanlı dönemi oval formlar halinde oluşanlarında) motif yerleşiminin çoğu zaman S harfi biçiminde olan bir hat gelişimi üzerinde oluştuğu görülür. Bu şekil, kısmen sağa kısmen sola yönelen bir ters simetri anlamı içinde, güzel ve kolay çizilebilen kompozisyonları meydana getirir. Belirli formlar içinde olan düzenlemeler, uygulandığı sahaları ne olursa olsun aynı kompozisyon kuralları içinde, oluşur, koltuk, pano, alınlık, köşe, bordür vs. gibi. Bunlarda yalnızca boyut ve motif ayrıntıları bakımından değişiklik gerekmektedir. Örneğin taşa veyahut çiniye işlenmiş bir alınlık, köşe, bordür formunu çok ufak boyutlarda olmak üzere daima tezhipli yazma kitaplarda da bulmamız mümkündür. Ancak kompozisyon kavramı, içine pek çok konunun girdiği geniş bir alnı kapsamaktadır. Yani sadece belirli kalıpların içini bezeme kurallarına ve özelliklerine uygun bir şekilde süslemek olduğu düşünülmemelidir. Örneğin el yazması kitap süslemeciliğinde tezhiplerin kompozisyonları kadar cilt ve sayfaların kurallarına dayanır. Buna mukabil mezar taşı süslemesindeki oranlar ve düzenler daha başka kavramlara uygun olarak yapılmıştır. Yüzyıllar boyunca Türk sanatkârı süslediği her şeyi kendi zevk ve anlayışına uygun bir şekilde işlemiş, ona kendi öz benliğinden, geleneğinden katarak geniş anlamda bir Türk tarzı (Türk üslûbu) meydana getirmiştir. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
kompozisyon, kurallari |
|
|