Geri git   CurcunaForum.Org > Kültür - Sanat - Tarih - Eğitim ve Uzay > Dersler / Ödev > Felsefe - Psikoloji
Kayıt ol Yardım Topluluk

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 03-12-2008   #1
Profil
Üye
 
Kerem388 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Dec 2007
Bulunduğu yer: oras hakında çesitli söylentiler var karar veremedik
Yaş: 37
Mesajlar: 938
Üye No: 10499

Seviye: 27 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Canlılık: 0 / 656
Çekicilik: 312 / 33195
Tecrübe: 25

Teşekkür

Teşekkürler: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Rep
Rep Puanı : 1047
Rep Gücü : 28
İtibar :
Kerem388 has much to be proud ofKerem388 has much to be proud ofKerem388 has much to be proud ofKerem388 has much to be proud ofKerem388 has much to be proud ofKerem388 has much to be proud ofKerem388 has much to be proud of
Standart Düşünüyorum,öyleyse varım

DÜŞÜNÜYORUM,ÖYLEYSE VARIM
Cogito ergo sumClick the image to open in full size.üşünüyorum,öyleyse varım.
Felsefenin gelmiş geçmiş en önemli cümlelerinden birisidir.
Hepimizin de bildiği gibi 1596-1650 yılları arasında yaşamış olan Descartes söylemiştir.
Bu cümle ile ne demek istemişti ?
Her şeyden önce o günlerde henüz bilim ve felsefe birbirinden ayrılmamıştı.
Ama ayrılmanın sancıları da başlamıştı.
Skolastik felsefe yıkılmış,bilgi problemi yeniden ele alınmıştı.
Uğraş olarak bilimi seçen insanlar gözlerini doğaya çevirdiler.
O güne kadar elde edilmiş bilgiler,her ne iseler tek tek ele alındı.
Avrupa’nın birçok yerinde bunların hepsi yeniden inceleniyordu.
Herbir bilgi deneylerle sınanıyor,tekrar tekrar gözlemleniyordu.
*** *** *** *** *** *** *** ***
Descartes, bu yoğun günlerde kendisini tam hedefe kilitlemiş olmalı.
Elbette sonuca bir günde varmadı.
Bir taraftan bilimsel gelişmeleri takip ediyor,bir taraftan kendisi araştırıyordu.
Bilimsel konularda yeni bir kuram için sağlam temeller gerekir.
Doğruya ulaşmanın yolu deneylerden geçer.Hem de defalarca yapılan deneylerden.
Her deney aynı sonucu vermelidir.Bunları tekrar tekrar niye yapıyoruz?
Elbette şüphelendiğimiz için.Ama bu şüphe bilimsel bir şüphedir.
Böylece bilgilerin doğruluğunu kanıtlamış oluruz.
Bütün bunların arasında ilişki kurmak ve kuralları belirlemek bir filozofun görevidir.
Belki de bu işin düşünsel süreci yıllarca sürdü.
Şimdi kendim Descartes’mışım gibi düşüneceğim.
*** *** *** *** *** *** *** ***
İşe en başından başlıyacağım.
Bilimde uyguladığım bilimsel şüphe metodunu şimdi felsefede uygulayacağım.
Bildiklerimin hepsinden şüphe ediyorum.
Duyularımın sağladığı bilgiler şüpheli ve aldatıcıdır.
Çevremdeki kişilerin de etkisinde kalmış olmalıyım.
Sabit fikirler,toplumun değerleri ,gelenekleri ve bunun gibi herşeyi de ayırıyorum.
Herşeyin varlığını yok sayıyorum.Var olup olmadıklarını şimdilik merak etmiyorum.
Hatta kendim bile yokmuş gibi davranmalıyım.
*** *** *** *** *** *** *** ***
Şimdi işe başlıyorum.
Etrafımda çeşitli biçim ve renklerde pekçok nesne var.
Ben bunları nasıl ve ne şekilde görüyorsam,acaba onların varlığı benim gördüğüm gibi mi?
Örneğin tek avucuma sığacak kadar hacimli kırmızı bir elma görüyorum.
O,gerçekten mevcut mu ? Mevcutsa o boyutta ve o renkte mi?
Ben nesneleri duyu organlarım aracılığı ile tanıyorum.
Onlara dokunuyorum,kendilerini görüyorum,tadına bakıyorum.
Seslerini işitip bazısının kokusunu alıyorum.
Böylece onlar hakkında bilgi sahibi oluyorum.
Ama bu bilgiler doğru mu?
*** *** *** *** *** *** *** ***
Nitekim duyularımın beni sık sık yanılttığını bilirim.
Bazen halının üzerinde bir kalem görürüm,sonra anlarım ki o,halının deseniymiş.
Bazen alacakaranlıkta bahçemde ne olduğunu anlayamadığım bir hayvan belirir.
Sonra ortalık yeterince aydınlandığında orada bir çalı yığını görürüm.
O zaman gözlerimin beni yanıltmış olduğu ortaya çıkar.
Bunun gibi bir sesi başka bir şeyin sesi sanırım.
Demek ki duyulara güven duymamalıyım.
Duyularım beni yanılttığına göre belki de onların bana kaynaklık ettiği nesneler de yanıltıcıdır.
Belki de gördüğüm veya gördüğümü sandığım herşey bir hayaldir.
Belki de onların hepsi benim kuruntumdur.
*** *** *** *** *** *** *** ***
Eşyalar öyle de insanlar nasıl?
Ben herkesi kendim gibi düşünen,gören ve duyan birileri olduğunu kabul etmişim.
Ama ya onlar öyle değilse ? Ya onlar olmadıkları halde varmış gibi kabul ediyorsam ?
Sık sık rüya görürüm.Düşlerimde bir şeyler yapar,bir yerlere giderim.
Uyandığım zaman bunların hiçbirini de yapmamış olduğumu anlarım.
Sakın bütün yaşantım bir rüya olmasın?
Etrafımdaki eşyalar ve insanlar gibi kendi varlığım bile şüpheli.
O zaman geriye ne kaldı?
*** *** *** *** *** *** *** ***
İlk anda geriye hiçbir şey kalmamış gibi görünüyor.
Ama galiba bir şey var.
Bu öyle bir şey ki artık ondan şüphe edemem.
Bu şey, benim için kesin diyeceğim bir bilgidir.
İlginç olan durum,bu kesin bilgim benim kendi şüphemden oluştu.
Şüphe ettiğim zaman boyunca ,kendisinden şüphe edemeyeceğim şey nedir?
Elbette bu,şüphe etmekte olmamdır.
Peki şüphe etmek nedir?
*** *** *** *** *** *** *** ***
Hiç tartışmasız söyleyebilirimClick the image to open in full size.üşünmektir.
Yani şüphe etmek düşünmek demektir.
O zaman düşünme eyleminden şüphe edemem.
Böylece düşüncemin varlığını kesinlikle kabul etmeliyim.
Düşündüğüme göre o düşünceyi gerçekleştiren bir şey olmalı.
O şey,benim yani bizzat kendimim.
Düşündüğüme göre varlığımın olmaması olanak dışıdır.
O halde sonuç tartışılmaz şekilde ortadadır:
Düşünüyorum,öyleyse varım.
__________________

Click the image to open in full size.
Kerem388 is offline Kerem388 isimli üyenin yazdığı bu Mesajı değerlendirin.   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
dusunuyorum, oyleyse, varim


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:15.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.