![]() |
Benden Bazı Fıkralar hgtucelden
Avustralya'daki MelburnMüzesinde sergilenen 57.ci piyade sancagının altında şunlar yazmaktadır :
Bu alay sancagı Gelibolu daki savaş alanından getirilmiş ama esir edilememiştir...Çünkü,TÜRK ordusunun milli geleneklerine göre bir alayın sancagı,Alayın son eri ölmeden teslim edilemez.Bu sancak,sonuncu askerin öldügü yerdeki bir agacın dalında asılı olarak bulunmuştur...Kahramanlık göstergesi olarak karşınızda duran TÜRK ALAY SANCAGI'NI selamlamadan gecmeyin |
18 yaşındaki kız, annesine iki aydır adet görmediğini söyler. Annesi, çok tedirgin olur ve eczaneye bir hamilelik testi almaya gider. Sonuçlar kızın hamile olduğunu gösterir. Anne çıldırmıştır, bağırır çağırır ve “bunu yapan hangi domuz, bilmek istiyorum” der. Kız telefon açar ve yarım saat sonra bir Ferrari evin önüne parkeder, içinden hafif kırlaşmış saçları ve pahalı bir elbisenin içinde çok yakışıklı bir adam iner ve kapıdan içeri girer.
Anne baba ve kızla beraber otururlar. Adam, “kızınız durumu anlattı” der, “kişisel durumumdan dolayı kızınızla evlenemem”, “ancak tüm sorumluluğu üzerime alıyorum.” “Eğer bir kız çocuğu doğarsa annesine bir ev, bir yazlık villa ve 1 milyon dolarlık bir banka hesabı, eğer bir erkek çocuk olursa birkaç fabrika ve bir milyon dolarlık bir hesap, eğer ikiz doğarsa her ikisine de 500 bin dolarlık hesap ve bir fabrika vereceğim”, der. “Ancaaaak düşük olursa....” der ve devamını getirecekken o zamana kadar sessizce bekleyen kızın babası elini dostça adamın omuzuna koyar ve “sorun değil o zaman tekrar s.kersin evladım” der. |
Fren sistemi
Ingiliz, Fransiz, Italyan ve Turk otomotiv firmalarinin yetkilileri fren sistemlerini tartisiyorlarmis.Toplantinin son gununde sira uygulamaya gelmis. 200 metrelik bir parkur hazirlamislar. Parkurun sonunda kalin bir duvar. Ilk 100 metrede 100 km/h hiza ulasacaklar sonra aniden frene basacaklar, en kisa mesafede kim duracak? Once Ingiliz ROVER'a binmis, 100 km/h hiza ulasmis, frene basmis ve duvara 60 cm mesafede durmus. Alkislar arasinda arabadan inmis ve gururla "ABS" demis. Ardindan Italyan Fiat'a binmis ilk 100 metreden sonra frene basmis ve duvara 45 cm mesafede durmus. O da alkislarla inmis ve "ASR" demis. Ayni sekilde Fransiz Renault a binmis ve 30 cm mesafede durmus. Arabadan alkislarla indiginde "SRS" demis gururla. Sıra Turk'e gelmis. Binmis Tempra'sina, 100 metre sonunda 100 km/h hiza zar zor ulasmis ve frene basmis. Ancak araba buyuk bir hizla duvara carpmis. Herkes saskin, bizimki hurda vaziyetteki arabadan inmis, uzerindeki tozlari silkelerken mahcup ve sinirli bir sekilde "AKF" demis. Insanlar sasirmis bu hangi tip fren, AKF nadir diye. Bizimki cevap vermis : A........ Kodugumun Freni. http://www.forumay.com/images/smilies/04.gif http://www.forumay.com/images/smilies/04.gif http://www.forumay.com/images/smilies/04.gif |
Büyük şirketlerden birinin patronu ,bilgisayar sistemleriyle
ilgili önemli bir arızanın acilen giderilmesi için bilgisayar mühendislerinden birinin evine telefon etmesi gerekir. Adamın evine telefon eder ve karşı taraftan fısıldayan bir çocuk sesi "Alo" der. Bu kadar önemli bir konuyu bir çocukla konuşmak istemeyen patron sorar "Baban evde mi?" Çocuk fısıldayarak cevap verir "Evet" Patron sorar "Onunla konuşabilirmiyim?" Çocuk fısıldayarak cevap verir "Hayır" Patron şaşırarak "Peki annen evde mi?" Çocuk fısıldayarak "Evet" Patron , "Peki onunla konuşabilirmiyim?" Çocuk yine fısıldayarak "Hayır" Patron çocuğun cevapları karşısında şaşırır ve en iyisinin bir büyükle konuşmak olacağını düşünerek sorar , "Orada başka kimse var mı?" "Evet" der çocuk fısıldayarak , "Bir polis memuru var" Mühendislerinden birinin evinde polisin ne işi olduğuna anlam veremeyen adam sorar "Memur beyle konuşabilir miyim?" "Hayır" der ufaklık , "Şu anda meşgul" İyice meraklanan patron: "Neyle meşgul?" Çocuk fısıldayarak cevaplar:" Annemle babamla ve itfaiyeci amcalarla konuşuyor" Meraklanan ve endişelenen patron , telefondan gittikçe artan bir gürültü duyar "Bu ses de ne? Diye sorar. "Bir helikopter" der çocuk , hala fısıldayarak. Panikleyen patron:"Neler oluyor orada" diye sorar Cocuk hala fısıldayarak: "Arama kurtarma timi geldi" Patron endişeli ve neler olduğunu bilmemenin kızgınlığı içinde: "İyide neyi arıyorlar" Küçük çocuk hala fısıldayarak ve kıkırdayarak cevap verir "Beni" |
ANNELER HERŞEYİ BİLİR
Hasan annesini aksam yemeğine davet etmiş. Yemek sırasında anne hep Hasan’ın ev arkadasının ne kadar cekici oldugunu dusunmeden edememis. Yemek boyunca ogluyla kız arasında neler oldugu konusunda meraktan çıldırıyormuş. Bunu farkeden Hasan ‘Anneciğim Ayse ile aramızda inan hicbir sey yok. Biz sadece ev arkadasıyız’ demis.Bir hafta kadar sonra Ayse Hasan’a sormus: ‘ Annenin yemege geldigi geceden beri çorba kepçesini bir türlü bulamıyorum. Nerde oldugu konusunda bir fikrin var mı? Sence annen almış olabilir mi?’ Hasan cevap vermis ‘Aldığını sanmıyorum ama bir e-mail gönderip ona sorayım’ ve annesine şöyle yazmıs: ‘Annecigim, sana aldın demiyorum, almadın da demiyorum ama gercek şu ki bize yemege geldiginden beri çorba kepçesi kayıp’ Bir kac saat sonra annesinden soyle bir e-mail gelmis: ‘ Sevgili oğlum, sana Ayse ile yatıyorsun ya da yatmıyorsun demiyorum. Ama gercek su ki eger o kendi yatagında uyuyor olsaydı simdiye kadar corba kepcesini coktan bulmus olmalıydı..’ MAFYA BABASI Mafya babasi korumaya aldigi muesseselerden haraclari toplamak icin yeni bir tetikci buldu.Sectigi adam sagir ve dilsizdi. Baba, yeni tetikcinin polisin eline gecerse, fazla bir sey anlatmasinin mumkun olamayacagini dusunuyordu boylece.. Baba, bir gun odemelerin geciktigini fark etti ve tetikciye adamlarini gonderdi. Adamlarin sagir dilsizle anlasmalari mumkun olmadi tabii. Bunun uzerine Baba sagir dilsizi odasina aldirtti. Bir de isaret alfabesi bilen tercuman buldular. Tercuman isaretle sordu: "Para nerde?.." Sagir dilsiz isaretle yanit verdi: "Ne parasi.. Benim paradan haberim yok.. Neden bahsettiginizi anlamiyorum." Tercuman tercume etti. "Neden bahsettiginizi anlamiyormus .." Baba 38?ligini koltuk altindan cekip sagir dilsizin beynine dayadi.. "Simdi sor bakalym, para nerde?.." Tercuman i aretle sordu: "Para nerede?." Sagir dilsiz isaretle yanit verdi: "Central Park?ta, Bati 78?inci Caddeye acilan kapidan girince soldan ucuncu agacin kovugunda 100 bin dolar var." Baba ofkeyle gurledi: "Ne dedi?.." Tercuman yanitladi: "Dediki hala neden bahsettiginizi anlamiyormus. Ayrica diyor ki, o tetigi cekmeyi de kiciniz yemezmis!.." CUMA GÜNLERİNİ SEVECEĞİNİ SANMIYORUM Çok günahkar bir adam ölmüş ve kendini cehennemde bulmuş... Şeytanın karşısına geçmiş, şeytan ona sormuş; - Niye titriyorsun, korkuyor musun? - Tabi ki korkuyorum, cehenneme düştüm..!!! - Aaa korkma, cehennem size anlatıldığı gibi bi yer diil, göreceksin... Meselaaaaa... Sen içki sever misin? - Severim hem de çok - Harika... O zaman Pazartesileri de çok seveceksin.. Pazartesi burada İÇKİ GÜNÜ'dur.. Bütün gün viski, tekila, bira, şarap servisi yapılır... İstediğin kadar içeceksin ve asla sarhoş olmaycaksın..... nasıl? - Waowwwww bayıldım...!!! - Peki sigara içer misin? - Evet çok fazla içerim.. - Harika.. o zaman Salıları da çok seveceksin... Salı burada SİGARA GÜNÜ'dür... Bütün gün dünyanın en kaliteli sigaralarını tutturebiliceksin, ciğerlerin patlamaycak, öksürük krizleri yok, kanser de yok, nasılsa ölüyüz di mi... Nasıl?? - Aman tanrım insan daha ne ister ki..!!!! - Peki kumar oynar mısın?????? - Evet !! Hayattayken deli gibi kumar oynardım... - Harika..... O zaman Çarşambaları da çok seveceksin... Çarşamba burada KUMAR GÜNÜ'dür... Sabahtan akşama kadar blackjack, poker, rulet, ne ararsan... İflas etmek yok, hep kazanmak var, kazandıkça oynamak var... Nasıl? - İNANILMAZ... TEK KELİMEYLE İNANILMAZ...!!! - Ya uyuşturucularla aran nasıl??? - Aaah sorma, ben iflah olmaz bir uyuşturucu bağımlısıydım... - Sen çok şanslısın ahbap... Perşembelere de bayılacaksın demektir... Perşembe burada UYUŞTURUCU GÜNÜ'dür... Bütün bir gün eroin, kokain, marijuhana, hangisini istersen ne şekilde istersen alabiliceksin... Kafayı bulmak yok, zehirlenmek yok, bütün gün uçuş halindesin... Hoşuna gitti mi???? - BUNLARA İNANAMIYORUM CENNETTE BU KADAR MUTLU OLAMAZDIM HERHALDE...!!! - Peki eşcinsel misin? - Hayır... - Hmmmm.. O zaman Cumalardan nefret edeceksin... |
Sarışın
-------------------------------------------------------------------------------- Kör bir adam yanlışlıkla Bayanlar Barına girer. Bara doğru ilerler ve bir içki ısmarlar. Biraz oturup, içkisini yudumladıktan sonra barmene seslenir: "Hey, bir sarışın fıkrası duymak ister misin?" Birden bar, bomba düşmüş gibi sessizleşir. Kör adamın yanında oturan kadın, tok bir sesle: "Hey bayım," der "bu fıkrayı anlatmadan önce bilmeniz gereken beş şey var. Birincisi, barmen sarışın bir kız. İkincisi kapı görevlisi sarışın bir kadın. Üçüncüsü, ben 1.90 boyunda karatede siyah kuşaklı bir sarışınım. Dördücüsü, sağınızda oturan kadın profesyonel bir halterci ve sarışın. Beşincisi, benim yanımda oturan kadın profesyonel güreşçi ve sarışın. Yine de bu fıkrayı anlatmak istiyor musunuz?" Kör adam bir kaç saniye düşünür, sonra başını sallar: "Hayır, hiç sanmıyorum. Beş defa anlatamam" __________________ |
Eınsteın ve Şöförü
-------------------------------------------------------------------------------- EINSTEIN VE SÖFÖRÜ== >> >> Einstein konferaslarina hep özel soförü ile giderdi. Yine bir >>konferansa >> gitmek üzere yola çiktiklari bir gün soförü >> Einstein'a, "Efendim, uzun zamandir siz konusmanizi yaparken ben >>de arka >> siralarda oturup sizi dinliyorum ve artik neredeyse >> söyleyeceginiz her seyi kelimesi kelimesine biliyorum" dedi. >> Einstein gülümseyerek ona bir öneride bulundu: >> "Peki, simdi gidecegimiz yerde beni hic tanimiyorlar" dedi. "O >>halde bugün >> palto ve sapkalarimizi degistirelim, benim yerime sen yap >>konusmayi, ben de >> arka sirada seni dinlerim." Soför, gercekten cok basarili bir >>konusma yapti >> ve sorulan tüm sorulari dogru yanitladi. >> Tam yerine oturacagi sirada bir kisi, o güne kadar konferansta >>sorulmamis >> bir soru sordu. Soför, hic duraksamadan soruyu soran kisiye döndü >>ve >> "Böylesine basit bir soruyu sormaniz gercekten cok garip" dedi. >> Sonrada >> Einstein'i isaret ederek söyle devam etti: >> "Simdi size arka sirada oturan soförümü cagiracagim ve sordugunuz >> soruyu, göreceksiniz, o bile yanitlayacak." |
> > > > > >>> >>>> DOKTORUN biri yeni
> > > > > >>> >>>>>> bir muayene > > > > > >>> >>>>>> açmış. Kapıya yazmış... > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> "Vizite ücreti 100 Dolar. > > > > > >>> >>>>>> İyileştirmediğimiz hastaya beş mislini geri >veriyoruz..." > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Vizite pahalı ama, doktor > > > > > >>> >>>>>> gerçekten doktor... > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Her gelen hasta iyileşip > > > > > >>> >>>>>> gidiyor... Doktorun ünü her geçen gün artıyormuş... > > > Uyanığın > > > > biri > > > > > >>> >>>>>> doktora > > > > > >>> >>>>>> gidecek, iyileşmeyecek ve beş misli parayı > > > > > >>> >>>>>> geri alacak ya, kapıyı çalmış... > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> "Doktor! Ağzımın tadı hiç > > > > > >>> >>>>>> yok... Öyle kötüyüm ki, hiçbir şeyin tadını > > alamıyorum..." > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Doktor... Adama şöyle bir > > > > > >>> >>>>>> bakmış, hemşireye seslenmiş: > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> "Hemşire hanım! Sekiz numaralı > > > > > >>> >>>>>> kutuyu getirin" > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Hemşire adama uzatmış kutuyu, > > > > > >>> >>>>>> adam, bir kaşık içindekinden yemiş ve anında >tükürmüş... > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> "Ama Bu bok!!!!!" > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Doktor sakin, "Evet! > > > > > >>> >>>>>> İyileştiniz. Tad alıyorsunuz artık.." > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Adam, parayı ödemiş sinirleri > > > > > >>> >>>>>> tepesinde gitmiş... > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Aradan birkaç ay geçmiş. büyük > > > > > >>> >>>>>> bir hırsla yeniden kapısına dayanmış doktorun... > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> "Doktor bey, ben de hafıza > > > > > >>> >>>>>> kaybı başladı... Herşeyi > > > > > >>> >>>>>> unutuyorum...!" > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Doktor, adama şöyle bir bakmış > > > > > >>> >>>>>> yine, hemşireye dönmüş, "Kızım, sekiz numaralı kutuyu > > > getirir > > > > > >>> > misin?" > > > > > >>> >>>>>> demiş. > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Adam, hemen itiraz etmiş, "Ama, > > > > > >>> >>>>>> o kutuda bok var!"... > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Doktor, "Doğru! Bakın, > > > > > >>> >>>>>> hafızanız da yerine geldi!...." > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Adam, ağlamaklı, hırsla ödemiş > > > > > >>> >>>>>> parayı çıkmış dışarı... > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Kurmuş da kurmuş intikam > > > > > >>> >>>>>> planlarını... Birkaç ay sonra.. > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> "Doktor! Ben de iktidarsızlık > > > > > >>> >>>>>> başladı... Durumum kötü, hiçbir şey yapamıyorum..." > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Doktor adamı gözüyle şöyle bir > > > > > >>> >>>>>> inceleyip, "Hemşire hanım sekiz numaralı kutuyu getirir > > > > misin" > > > > > >>>diye > > > > > >>> >>>>>> seslenince, adam, tüm hırsıyla, "S.kecem, > > > > > >>> >>>>>> seni de sekiz numaralı kutunu da..." diye bağırmış.. > > > > > >>> >>>>>> > > > > > >>> >>>>>> Doktor gayet sakin, "Geçmiş > > > > > >>> >>>>>> olsun! Artık > > > > > >>> >>>>>> yapabiliyorsunuz!!!!!!!!!" > > > > > >>> |
Bu fıkranın yazarı ben ve eski bir arkadaşım olan Rıdvan..[Orta birdeyken yazmıştık hala unutmam]..:
>Adamın biri çok hastaymış. Ölecekmiş. >Hastaneye kaldırmışlar. ;Doktor: -5 gün ömrünüz kaldı yerinizde olsam akrabalarımla vedalaşırdım.. demiş :Adam: -Çaresi yokmu doktor bey bak herşeyin çaresi bulunur demi. ;Doktor: -Maalesef beyfendi son 5 saatiniz var.. >Adam Hastaneden çıkar. Tam o sırada oradan bir cenaze arabası geçmektedir :Adam: -Taksi! |
Furdim Onu > >>Trabzon'un bir köyü. Temel ile sevgilisi Fadime evleniyorlar.
> >>Davullar > >>calinmis, horon tepilmis, yemekler yenmis ve gecenin sonuna > >>gelinmis. Köyün > >>ihtiyar heyeti Temel'i yanlarina cekerek evlilikle ilgili > >>nasihatler > >>vermisler ve sonunda "eger Fadime kiz cikarsa sabah ezanina dogru > >>pencereden > >>havaya uc el ates et. Et ki biz de köyümüzün namusuna leke gelmemis > >>oldugunu > >>bilelim" diyerek Temel'i serbest birakmislar. > >> > >>Temel sirtina vurulan yumruklarla evine girmis. Kapi kapanmis. > >>Köylü > >>dagilmis. Sabah olmus ve ezan okunmadan once Temel'in evinden uc el > >>silah > >>sesi gelmis. Köy halkı "tamam, Fadime kiz cikti, bir problem yok!" > >>demis. > >>Herkes gundelik hayatina donmus. > >> > >>Ertesi sabah yine ezan vaktine dogru Temel'in evinden silah sesi > >>gelmis. > >>Sasiran köylüler Temelin evine kosmuslar. Bakmislar Fadime kanlar > >>icinde > >>yerde yatiyor. "Yaa, noldu?" sorulari yukselmis. Temel cok sinirli > >>bir > >>sekilde "Dun kiz cikmisti, bugun cikmadi. Ben de furdim oni" ... |
David ( Mükemmel bu Kaçmaz okuyun)
-------------------------------------------------------------------------------- Kiz ergenlik çagina gelmis. Annesi kizi yanina çagirip,erkeklerle birlikte olmasini engellemek için kizina söyle demis: -"Seninle sevismek isteyen bir erkek olursa ona çocugunuzun adinin ne olacagini sor." Kiz bir gün partiye davet edilir. Birisi onu yataga atmayi basarir.Uzun uzun sevistikten sonra tam is olacakken kiz : -"Çocugumuzun adini ne koyucaz?'diye sorar. Oglan sinirlenerek pantolonunu çeker, ordan uzaklasir. Günlerden bir gün parti sirasinda kizi birisi yine yataga atar.Yine o is olacakken kiz -"çocugumuz.." derken o is olur. Is bitince kiz bitkin bi sekilde oglana : -"Çocugumuzun adini ne koymayi düsünüyorsun?' demis. Oglan prezervatifi çikartmis, agzini baglamis, -"Bunun içinden çikmayi basarirsa adi David Coperfield olsun." demis. |
CuMa ( Bu süperrrrrrrrr kaçırmayınnnnnnnnn)
-------------------------------------------------------------------------------- Padisah birgun bir ferman yayinlayarak o haftaki cuma namazinda orada yasayan herkesin bulunmasini zorunlu kilmis. Dort bir yana haber salinmis ve cuma vakti gelmis. Bizim Temel disinda butun ahali cumaya katilmis. Ertesi gun padisah sadrazami yanina cagirip sormus: -Dunku cumaya ahaliden katilmayan var mi ? - Evet efendim, bir kisi katilmadi. Temel. - Tez getirin o deyyusu karsima Temel'i bulup yaka paca padisahin huzuruna cikarmislar.Padisah,Temel ve Sadrazam kaldiginda Padisah sormus, - Soyle bakalim neden gelmedin dunku cuma namazina ? - Cok onemli bir isim vardi padisahim - Himmm demek onemli bir isin vardi. Oyleyse sana olmeden once uc dilek dileme hakki taniyorum. Soyle bakalim ilk dilegini. - Yok padisahim ben en iyisi dilek dilemeyeyim siz beni oldurun. - Dile lan deyyus cabuk adami cileden cikartma. - Peki. Eeee sey padisahim. Ben sadrazamin karisina hastayim, madem oyle olmeden once bir yatsam onunla. Tabi bunu duyan sadrazam olaya siddetle karsi cikmasina ragmen, padisahin "Bosver takma kafana nasil olsa olecek" gibi sozlerinden sonra istemeye istemeye razi olmus. Ardindan sira ikinci dilege geldiginde Temel de yine ayni naz ve padisahin azarlamasi. Sonunda Temel ikinci dilegini soylemiş. - Eeee sey padisahim ben sizin kariniza da hastayim,olmeden once onla da... - Ne diyorsun lan sen (falan padisah kopurmus) Tabii bu kez de sadrazam telkinde bulunmus ve Temel Padisahin karisiyla da... Veee sira gelmis ucuncu dilege; - Soyle bakalim su ucuncu dilegini de bitirelim artik su isi. - Yok padisahim soylemeyeyim, ilk ikisini soyledim ama bunu nasil soylerim bilmiyorum. Ilk ikisinden daha kotu ne olabilir ki diye dusunen padisah kizarak - Oglum soyle bak iskence yaptiririm, soyletirim - Peki efendim, demis Temel ve devam etmis, - Ben sadrazamla size de hastayim. Ardindan kisa bir sessizlik ve Sadrazam : - Padisahim ben sanki Temel'i namazda gorur gibi oldum. Hatirliyor gibiyim. Padisah : - Nasil hatirlamazsin lan essoglu essek yanimda oturuyordu.! |
Bari Boşalda
-------------------------------------------------------------------------------- Evli bir kadınla sevgilisi, birgün sevişiyorlarmış. Kadın, çok azgın olduğundan sevgilisine dönüp "Benimle kocamın yanında sevibilir misin?" diye sormuŞ. Adam da o anda cevap verememiş ve "Sana, yarın cevabını vereceğim" demiş. Ertesi gün olmuş, adam sevgilisini aramış ve "Şimdi kocanı al, sahile in, denize gir ve yengeç kaçtı diye bağır. Ben senin yanına geleceğim" demiş. Kadın söyleneni yapmış ve kocası denize girip karısını sahile çıkarmış. O sırada da sevgilisi "Ben doktorum, sorun nedir beyefendi, yardımcı olayım" demiş. Adam, "Yengeç kaçtı, Doktor Bey, ne yapabiliriz" deyince doktor "Çok kolay, ilişkiye gireceksiniz" der. Adam, "Riski var mı?" diye sorar. O da, "Tabi ki var, ucundan biraz gider." der. Adam, düşünür ve "Doktor Bey, o zaman sen yap" der... Onlar yapmaya başlarlar. Bir, iki, üç derken, adam, "Ya kardeşim! Çıkmıyor mu? Madem çıkmayacak, bari boşal da boğularak ölsün" der... |
Poku Yedik
-------------------------------------------------------------------------------- 2. Dunya Savasinda 2 yahudi almanlara esir olmustur.Bunlardan biri digerine kendilerine ne yapacaklarini sorar.O da baslar anlatmaya " 2 ihtimal var ya bizi oldururler yada esir kampina yollarlar. Oldururseler sorun yok kampa gidersek 2 ihtimal var ya kursuna dizilriz ya da gaz odasinda olduruluruz. Kursuna dizilirsek sorun yok gaz odasina gidersek 2 ihtimal var bizden ya sabun yaparlar yada kagit. Sabun yaparlarsa sorun yok kagit yaparsalar 2 ihtimal var ya gazete kagidi oluruz yada tuvalet kagidi. Gazete kagidi olursak sorun yok tuvalet kagidi olursak iste o zaman boku yedik". |
Öğretmen öğrencilere soru soruyor: - "Ağaçta 7 kuş var. Avcı ateş ediyor, 3 tanesini vuruyor. Ağaçta kaç kuş kaldı?" Biri cevap veriyor: - "4 kuş kalır." Başka bir çocuk da hemen atılır: - "Hayır öğretmenim ateş edince bütün kuşlar uçar, ağaçta hiç kuş kalmaz..." Öğretmen bunun üzerine: - "Cevap yanlış ama stilini sevdim", der. Çocuk buna karşılık verir: - "Öğretmenim, ben de bir soru sormak istiyorum... Karşıdan 3 bayan geliyor, ellerinde dondurma var. Biri yalayarak yiyor, biri emerek, biri de ısırarak... Bu bayanlardan hangisi evlidir?" Öğretmen düşünüyor, düşünüyor... - "Emerek yiyen evlidir", diyor... Çocuk cevap veriyor: - "Hayır öğretmenim, parmağında alyansı olan... Ama ben de sizin stilinizi sevdim..".....http://www.forumay.com/images/smilies/04.gif
|
Hişşt!
Çiftçi tavuklari için hiç yorulmayan bir horoz almak için pazara gider. Pazarci : istediginiz herseyi bu horoz yapar, diye azgin mi azgin bir horoz satar bizim çiftçiye. Adam çiftlige döner ve horozu kümese koyar koymaz tüyler uçusur, gidaklama sesleri, feryat figan, çiftçi çok memnundur. Ama horoz cok azgindir, sadece kumesi degil, çiflikteki hayvanlar, atlar, koyunlar, inekler vs. vs. Adam memnundur ama bir yandan da endiselenir, horoz iki günde ölecek diye. Horozu tutmaya çalisir ama nafile. Neyse der eve girer. Ertesi gün bir bakar ki, horoz ayaklar havada, dili disarda kümesin önünde pestil vaziyette yatiyor ve hatta tepesinde bir akbaba uçusuyor. Çiftçi kendi kendine : Ehh iste sana dedim geberecen diye, seklinde söylenir. Horoz, bir gözünü hafif açarak çiftçiye kisik sesle homurdanir; -Hissst! Akbabayi kaçirican sus! |
Flört +16 Fıkra
Küçük çocuk annesine: -Anneciğim flört ne demek? Anne: -Bak evladım aksam ablanın erkek arkadaşı gelecek onları izle öğren. Akşam çocuk gizlenerek ablasıyla arkadaşını izler.Ertesi gün annesi sorar: -Anlat bakalım flört neymiş öğrendin mi? Çocuk anlatmaya baslar: -Ablam ve arkadaşı bir sure oturup konuştular. Sonra ablam fenalaştı ve arkadaşı elini ablamın kazağının altına sokarak kalbini kontrol etti. Ablamın ateşi çıkmış olmalı ki arkadaşı ablamın üstünü çıkarmak zorunda kaldı. Sonra ablamın hastalığı ona da bulaşmış olmalı ki, o da soyunmak zorunda kaldı. Sonra sarılıp öpüştüler. Arkadaşının önünde birden bire bir yılan çıktı. Ablam ısırıp yılanı öldürmeye çalıştı. Uzun bir sure uğraştıktan sonra yılanı öldürdü. Çok yorulmuşlardı bir sure dinlendiler.Ama yılan tekrar dirildi. Demek ki ölmemişti. Sonra ablam yılanın üstüne oturarak onu tekrar öldürmek için uğraştı en sonunda öldürmeyi başardı. Bu defa öldürdüğünü biliyorum çünkü arkadaşı yılanın derisini soyup tuvalete attı. Ve anne düşüp bayılır... |
Sebep
-------------------------------------------------------------------------------- Kadin süslü püslü masayi hazirliyor kocasi iç çamasirlariyla dolasiyor. Kadin: -Pantalonlarini bari giyseydin , misafirler her an gelebilirler. Adam: -Olsun;bacaklarim nekadar zayif oldugunu görsünler ve bana iyi bakamadigini anlasinlar. Kadin: -O zaman donunuda çikar da ,sana iyi bakmam için bir neden varmi yok mu anlasinlar |
Aidsli Temel
-------------------------------------------------------------------------------- Temel rahatsızlığı nedeneiyle arkadaşı Dursun ile Doktora gider. Doktor uzun uzun muayeneden sonra sen kansersin ve bir aya varmaz ölürsün der ,çko üzülürler köylerine varınca tüm köyü toplar hakkınızı helal edin ben aids oldum öleceğim der, Herkes hakkını helal eder , Dursun hayretle sorar ula Temel doktor sana kansersin dedi , sen aidsim diyorsun deyince Temel Ula ben ölünce Fadimeyi fazla rahatsız etmesinler. |
Adamın biri yeni ulaştığı otele kaydını yaptırır.
Odasına girdiğinde masada bir bilgisayar görür ve karısına e-mail atmaya karar verir. Fakat yazdığı mesajı farkında olmadan yanlış bir adrese gönderir.... tam bu sırada farklı bir yerde kadın, kocasının cenaze töreninden evine yeni dönmüştür ve bilgisayarındaki maili görür, arkadaşlarından geldiğini düşündüğü maili okuyunca olduğu yere yığılıp kalır. Odaya giren annesi yerde yatan kızını ve ekrandaki mesajı görür. Kime : Sevgili karıma Konu : Yeni ulaştım. Tarih : 16 Mayıs 2004 Benden haber aldığına şaşıracağından eminim. Burada bilgisayar var ve sevdiklerimize e-mail gönderebiliyoruz. Buraya yeni ulaştım ve kaydımı yaptırdım. Her şey yarın senin buraya geleceğini düşünülerek hazırlanmış. Seninle buluşmayı dört gözle bekliyorum. Umarım benim gibi sorunsuz bir yolculuk geçirirsin. Not : Burası çok sıcak. |
Adamın biri gazetedeki iş ilanı üzerine gelmiş ve sırası gelince görüşmeye girmiş.
İş ilanında üniversite mezunu, iyi fransızca konuşan, pazarlama konusunda tecrübeli bir yönetici arandığı yazıyormuş. - Hoşgeldiniz, hemen başlayalım. Hangi üniversite mezunusunuz? - Üniversite mezunu değilim. - Öyle mi? O zaman yabancı dilinize güveniyor olmalısınız. - Yabancı dil bilmem. - Demek bilmiyorsunuz. O zaman tecrübenize güvenerek geldiniz. - Pazarlama konusundan anlamam. - O zaman niye geldiniz canım kardeşim ? - Bu işte bana güvenmeyin. Onu demeye geldim. |
Salomon , New York'ta lüks bir randevu evinin kapısını çalar.
- Merhaba, Samantha ile görüşmek istiyorum. - Bir dakika efendim. Adamı içeri alırlar. Bir süre sonra çok güzel bir kadın merdivenlerden iner. -Beni aramışşınız. -Evet. Geceyi seninle geçirmek istiyorum. -Tamam ama benim tarifem biraz pahalıdır. Geceliği Bin dolar. - Parası önemli değil. Geceyi seninle geçirmek istiyorum. Beraberce yukarı çıkarlar.Geceyi birlikte geçirirler. Ertesi gün Salamon yine randevuevine gelir. -Samantha ile görüşmek istiyorum. -Beyefendi başka kızlarımız da var. -Umurumda değil, Samantha ile görüşeceğim. Samantha gelir. -Yine mi sen -Evet. Geceyi seninle geçirmek istiyorum. -Yalnız fiyatımı hatırlıyorsun değil mi? Bin dolar. -Hiç önemli değil. Ben geceyi seninle geçireceğim. Birlikte yukarı çıkarlar, o geceyi de beraber geçirirler. Ertesi gün, aynı Salamon, aynı randevuevi. -Merhaba, Samantha ile görüşmek istiyorum. Samantha aşağı iner. -Tanrım, yine mi! Bak, devamlı müşterilere indirim falan yapmıyorum. Fiyatım aynı, bin dolar. - Önemli değil. Geceyi seninle geçirmek istiyorum. Yine yukarı çıkarlar. İşlerini bitirdikten sonra: - Benden bu kadar hoşlanman çok güzel ama anlayamıyorum. Üç gece üst üste bana bin dolar ödedin. Nerelisin sen ? -Tel Aviv. -Tel Aviv mi ? Benim kız kardeşim de Tel Aviv'de yaşıyor. -Biliyorum, sana getirmem için bana üç bin dolar verdi... http://www.forumay.com/images/smilie...s/00000005.gif http://www.forumay.com/images/smilie...s/00000005.gif http://www.forumay.com/images/smilie...s/00000005.gif __________________ |
Yalan Saati
-------------------- Donald Rumsfeld ölmüş ve cennete gitmiş.Arkasında koca bir oda dolusu saat görmüş.Melelğe sormuş: -Bunlar da nedir? Melek: Bunlar yalan saatleri.Dünyada herkesin bir yalan saati vardır.Yalan söyleyince saatteki ibre hareket eder. Donald sormuş, -Bu kimin saati? -Bu Azize Teresa'nın saati,ibre hiç oynamadı,yani hiç yalan söylemedi demiş. -Peki bu kimin saati demiş Donald. -Bu Abraham Lincoln'ün saati.İbre iki kez oynadı,yani iki kez yalan söyledi demiş melek. Rumsfeld kendini tutamamış ve sormuş. -Peki Bush'un saati nerede? -Bush'un saati İsa'nın ofisinde.İsa onu vantilatör olarak kullanıyor!! |
Benimle Evlenir Misin?
-------------------------- Kadın: Ben ölürsem ne yaparsın? Tekrar evlenir misin? Adam: Hayır. Kesinlikle hayır!!! Kadın: Neden??? Evli olmak hoşuna gitmiyor mu!!?? Adam: Öyle demek istemedim. Tabi ki gidiyor. Kadın: O zaman neden tekrar evlenmezsin ki?? Adam: Tamam. Tamam. Evlenirim. Kadın: (yüzünde üzgün kırgın bir ifadeyle) Evlenirsin.... Adam: (ne diyecegini bilemez ve azıcık kızgın bir iç çekiş) Kadın: Onunla bizim yatağımızda mı yatarsın? Adam: Başka nerde yatılabilir ki?? Kadın: Benim resimlerimi kaldırıp yerlerine onun resimlerini koyar mısın?? Adam: Sanırım bu yapılacak en uygun şey olur. Kadın: O zaman onun benim ayakkabı koleksiyonumdan ayakkabılar giymesine de izin verirsin....?? Adam: Hayır onun ayakları 37 numara... Kadın: ...................... Adam: Haas....s....tr.............. |
Temel
----------- Temel bir köşkte çalışmaya başlamış. Birgün köşkün hanımı Temel'i ikaz etmiş: "Birdaha kapıyı vurmadan içeri girme... Soyunuyor olabilirim! Temel:" Merak etmeyun, soyunuk olmayasinuz diye önce delikten pakayrum..... |
Çıplak Gözlügü
------------------ Temel Uzak Doğu'ya gider. 250 $ verip bakınca insanları çıplak gösteren gözlüklerden alır. Takar bakar çıplak, çıkarır bakar giyinik. Çok hoşuna gider. İkide bir takıp çıkarır. Eve gözünde gözlük gider, bakar Fadime'yle sütçü çıplak. Gözlüğü çıkarır bakar çıplak. Takar bakar çıplak. Müthiş canı sıkılır ve Fadime'ye der ki: Ula Fadime 250$ verdim hemen bozuldu..... |
Yabancı Dil
----------------- Bi şirket cama ilan asmış...ilanda "hızlı yazı yazabilen,bilgisayarı çok ii kullanan ve yabancı dil bilen eleman aranıyor"yazıyormuş. Bunu gören bi köpek ağızıyla ilanı almış ve müdürün yanına gitmiş... Müdür gülmüş köpeğe...dalgaya almak için...köpeğe "şu mektubu al yaz demiş"...köpek şaşılacak bi hızda yazmış mektubu...müdür bozuntuya vermemiş...bu seferde ondan şirketteki sistemi düzenliycek bi program yazmasını istemiş...köpek öyle bi yazılım hazırlamış ki şirketteki tüm sorunlar çözülmüş...adam köpeğe dönmüş: -süper yazı yazıyosun...çok ii bilgisayar kullanıyosun...ama yabancı dilin yok demiş...üzgünüm seni işe alamam demiş KöPeK:MiiiiiiooooooooooWWWWWWW....demiş |
Muebbet
-------------- Zamanin en büyük mafya babası cok ağır bir suçtan yargilanmaktadir.Hakkında istenen karar, idamdir. Baba'nin adamlari davadan once juri uyelerinden olan Temel'i bir kenara ceker ve Ne yap et, Babanin kararını muebbet hapse cevirt yoksa sonun gelir diye tehtid ederler. Temel´in ödü patlar. Dava başlar, gunlerce devam eder, nihayet juri uyeleri karar vermek uzere odaya cekilirler. Aradan uzun bir sure gectikten sonra juri durusma salonuna gelir ve kararini okur: Muebbet hapis. Babanin adamlari buyuk bir sevincle temele gidip Aferin sana, simdi gozumuze girdin. Peki nasil basardin bunu? Temel cevap verir;'Sormayin be usaklar. Millet 'Beraat, beraat'diye tutturdi, muebbette çevirinceye kadar akla karayı seçtim..... |
Uzaylı
----------- Bütün TV ve gazeteler yeryüzüne uzayli yaratiklarin geldigini ve bunlarin kisa boylu,kollari yerlere kadar uzanan ,kirmizi suratli yaratiklar oldugunu söylüyorlarmis. Birgün TEMEL findik bahçesinde çalisirken yan taraftaki çalılıklardan bir takim sesler duymuş.O tarafa gitmis ve bi bakmis ayni TV lerin tarif ettigi bir yaratik var. Ula nesun, kimsun, napaysun? diye seslenmis. Cevap: Adum IDRUS, büyügümü edeyrum..... |
Vampir
----------- İngiliz vampir, Fransiz vampir, bir de Laz Vampir gecenin kor karanliginda ucmaktalardi. Cok aciktigini sezinleyen ingiliz vampir pike yapti ve asagi dogru suzuldu. Birkac dakika sonra agzi kan icinde geri dondu. - Asagida bir agil vardi. 20-30 inegin kanini emdim, Nefisti. Bir sure sonra Fransiz vampir de pike yaparak asagi suzuldu. Geri dondugunde agzi yuzu kan icindeydi. ingilize bakarak, - Hani senin az once girdigin agil vardi ya... - Evet.. - Onun yaninda bir ahir vardi, gordun mu? - Evet gordum. - iste orada en azindan 40 tane atin kanini emdim. Nefisti. Bu konusmalar sonucunda tabii Laz vampirin de cani beslenmek istiyordu. O da pike yapti, suzuum suzum suzuldu. Aradan 5 dakika gecti, Laz vampir her yeri kan icinde geldi... Onun bu hali digerlerinin, muthis bir ziyafet cektigini dusunmelerine neden oldu. Tabii oldukca meraklanmisti Ingiliz ve Fransiz vampirler... - Eee? Nasildi? - Ula usaklar, hacan asagUda pir agil vardi daa, gordinuz mu? - Eveet, gorduk. - Hacan onun yaninda da pir ahur vardi daa, oni da gordinuz mu? - Eveet, gorduk. - Hacan o ahurun yaninda da pir elektruk diregu vardi daa, oni da gordinuz mu? - Eveet, gorduk. - Hacan pen oni gormedum daa..... |
Dile Benden Ne Dilersen
------------------------- Temel, Dursun'a arabasının öyküsünü anlatıyordu : -"Bir gün otostop yapıyordum ki önümde, bu arabayla, mini etekli güzel bir bayan durdu ve beni arabasına aldı. Bir süre gittikten sonra kadın arabayı kuytu bir köşeye çekti. Mini eteğini iyice yukarı çekip, dudaklarını ıslattı ve "Benden ne istersen alabilirsin" dedi, ben de arabasını aldım. Dursun : -"iyi etmişsin Temel, zaten mini etek sana hiç yakışmazdı!..... |
Fren Sistemi
--------------- Bir gün Temel,İtalyan ve Fransız fren testi yapıyorlarmış.İtalyan Ferrari ile duvara 1cm kala durmuş. İtalyan: Benim arabamda ABS var demiş. Fransız Audi ile duvara 1mm kala durmuş. Fransız:Benim arabamda ASR var demiş. Sonra Temel Doğan ile duvara geçirmiş.Temeli kan revan içinde arabadan çıkarmışlar. İtalyan ve Fransız:Senin arabanda hangi fren sistemi var demişler. Temel:Benim arabada ASD (Anasını Satsan Durmaz)sistemi var demiş..... |
Yengeç
------------- Evli bir kadınla jinekolog yasak ilişki yaşıyorlarmış. Gel zaman git zaman fantazi olması açısından adam dahiyane bir fikir atmış ortaya. "Bir kerede kocanın onunde sevişmeye ne dersin?" Kadın irkilerek, "Anlamadım ,sanırım ciddi değilsin.." Adam, "Gayet ciddiyim bunun planını bile hazırladım emin ol çok keyifli olacak.." Kadın, "Peki planın nedir..?" Adam, "Siz denizde yüzerken birden bağirmaya başlayacaksın ve oraya yengeç girdiğini söyleyeceksin, kocan da doğal olarak yengeci çıkarmak için seni jinekolog olarak bana getirecek,nasıl plan ama?" Kadın, "Dahiyane, çok eğleneceğiz...." Planlandığı gibi kadın denizde yüzerken bağırarak sahile doğru koşmaya başlar biryandan da feryat figan, kocasına bu garip yengeç olayını aktarır ve doğal olarak doktorun yolunu tutarlar. Doktora geldiklerinde bizim hınzır doktor muayene eder ve muhtemel operasyonu açıklar, "Evet çok nazik bir durum yengeci çıkartmak için organın başını tutmasını sağlamak, fakat bu çok riskli bir durum mazallah hayvanı ürkütürsek daha da içeri kaçabilir Kocasına dönerek, "Buyrun bu iş kocası olarak elbetteki size düşer" Zaten yengeçten oldukça tırsmış olan adam olası riski de duyunca doktora bu işi onun yapmasının çok daha akıllıca olacağını söyler. Doktor da elbette istemeyerek operasyona başlar - Aha tuttu - Aha bıraktı - Aha tuttu - Aha bıraktı.. Bu iş 15 dakika kadar sürer ve tam kadın ve doktor kendilerinden geçerken koca dayanamaz ve sinirlenerek; Boşver doktor ugraşma yaw ,patlat boğulsun şerefsiz !! |
Kaza
----------- serçenin biri,bir bahar günü dalgın dalgın uçuyormuş.Bir anda farketmiş ki,bir yolun üstünde uçuyorve karşıdan da motorsikletli bir adam geliyor.Her ikisi de çarpışmayı engellemek için elinden geleni yapmışlar ama nafile,serçe "caaaank"diye motorsikletlinin kaskına çarpıp düşmüş.Motorcu hemen atlamış motordan,koşmuş serçenin yanına.Serçe baygın yatıyormuş,kıyamamış,bırakamayıp kendi evine getirmiş.Eskiden kalma bir de kafesi var evde.Biraz su,biraz da ekmek verip,serçeyi de kafese koyup,vurmuş kafayı yatmış.bizim serçe bir müddet sonra ayılmaya başlamış.Daha tam seçemiyor ortalığı,hafif bulanık görüyor.Bir bakmış parmaklık,ekmek,su falan var bulunduğu yerde.Birden telaşlanmış; -Anaaaa,herifi öldürmüşüz beee !... |
Tramplen
----------- Temel : - Yüzme havuzuna cittim, peni attilar demiş. Nedeni sorulunca: - Havuza işedum, demiş. - Amaan herkes işiyor, seni niye kovdular, denince Temel şöyle cevap vermiş: - Tramplenden işedum..... |
Bilgisayarın Cinsiyeti
--------------------- Amerika' da bilgisayarın dişi mi yoksa erkek mi olduğunu tartışıyorlarmış... Kadınlar bu aletin erkek olduğunu savunmuşlar. "Çünkü" demişler, "bilgisayarlar aslında sorunları çözmek için yaratılmış olmalarına rağmen ömürlerinin dörtte üçünü sorun yaratarak geçirirler... Daha da önemlisi, bunlardan bir tane aldığınız an, biraz daha sabretmiş olsaydınız çok daha gelişmiş bir modeline sahip alabileceğinizi görüp pişman olursunuz...." Erkekler tabii tam ters görüşte... "Bilgisayar dişidir" diyorlar, "çünkü onun mantığını yaratıcısından başka hiç kimsenin anlaması mümkün değildir, bu bir. Yaptığınız en küçük hatayı bile derhal hafızasına kaydedip tekrar tekrar önünüze koyar bu ikiii... Ve bir bilgisayar aldıktan kısa bir süre sonra fark edersiniz ki, bir o kadar daha parayı ona gereken aksesuarlar için harcamaktasınız, bu da üüüççç...." |
Sayın Başkanım Kriz Var Tuvalet Kagıdı Bitmiş!!!!
---------------------------------------------- John Draper, diğer adıyla "hacker'ların babası". Dünyanın en eski ve en ünlü hacker'ı olarak bilinen Draper, geçtiğimiz günlerde Comsat Türkiye tarafından Swissotel'de düzenlenen SACIS 2002 Konferansı'na katılmak için Türkiye'ye geldi. Dünyanın dört bir yanından gelen hacker'larla birlikte bilgisayarlardaki güvenlik sistemlerini nasıl kırdıklarını anlatan Draper, renkli anılarıyla katılımcıları hayli etkiledi. Hele bir anısı vardı ki... "1970 yılında MIT Üniversitesi'nde okurken Blue Box (Mavi Kutu) adı verilen bir sistem geliştirdim. Ücretsiz telefon konuşması yapabiliyor, telefonları dinliyordum. Bir gün tesadüfen dinlediğim hattın Beyaz Saray'a ait olduğunu fark ettim. Şoke oldum. Hattaki 'Beni Olimpos'a bağlar mısın?' diyordu. Bekledim. Olimpos kod adıyla konuşan biri olmalıydı. Ama sesi duyunca şaşkınlığım daha da arttı. Bu, Başkan Nixon'dı. Nixon Beyaz Saray'da, Olimpos koduyla biliniyordu. Görüşmenin gerçekleştiği telefon numarasını aldım. Bir gün sonra bu kez ben aradım. Santraldeki kıza, 'Beni Olimpos'a bağlar mısın? Çok önemli' dedim. Hemen bağladı. Sanki, Beyaz Saray'ın içinden arayan biri gibi davranmıştım. Başkan Nixon, karşımdaydı. Ona, 'Efendim bir kriz var. Çok önemli bir kriz' dedim. O da, 'Nedir o?' dedi. Ben, 'Efendim Los Angeles'ta hiç tuvalet kağıdığımız kalmadı' dedim ve kapattım."..... |
Konuşmamak
---------- Kizilderinin teki kecilerini otlatiyormus. Derken bir cow-boy gelmis ve sormus: - Senin kopegin mi? - O kopek benim olmak! - Onunla konusabilir miyim? - Kopek konusamamak! Cow-boy kopege yaklasir. - Nasilsin? - Fena degil! (Kizilderili saskin...) - Bu kizilderili senin sahibin mi? - Evet. - Sana iyi davraniyor mu? - Evet, cok iyi. Gunde iki kez tuvalet icin dolastiriyor, bana yemek veriyor ve benimle oynuyor. (Kizilderili bu arada kafayi yemektedir) Cow-Boy kizilderiliye sorar. - Senin atin mi? - O at benim olmak! - Onunla konusabilir miyim? - At konusamamak! Cow-boy ata yaklasir. - Nasilsin? - Fena degil! (Kizilderili daha da saskin...) - Bu kizilderili senin sahibin mi? - Evet. - Sana nasil davraniyor? - Iyi. Bana hergun gerekli yurususleri yaptiriyor, fazla yuk bindirmiyor, gunde 2 kere ve her terlememden sonra terimi siliyor, ve icinde yiyecek ve yataklik olan ufak bir ahir insa ediyor. (Kizilderili ne gozlerine ne de kulaklarina inanamamaktadir) Cow-Boy tekrar kizilderilinin yanina gelir. - Bu Disi Essek senin mi? - Essek benim olmak, konusmak ama çok yalan soylemek..... |
Asker
------------ Temel askerdeyken, bölüğündeki bir asker devamlı Temel'e küfrediyormuş. Temel sonunda dayanamayıp gitmiş komutanına: - Komtanım askerin biri anama küfür etti. Komutan birşey olmaz deyip başından savmış. Ertesi gün Temel yine gelmiş komutanın yanına: - Ya komtanım, babama küfür etti bu sefer. Komutan yine birşey olmaz deyip savarken Temel: - Anam da babam da sensin burda komutanım.. deyince Komutan birden ayağa kalkmış: - Çağırın şu pezevengi bana bakayım..... |
SIKARKEN
> Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyomuş. yoldan geçen arkadaşı hocaya: > "hocam kediyi yıkama ölür. " demiş. hoca aldırış etmemiş ve yıkamış. arkadaşı dönüşte > hocayı tekrar yolun kenarında görmüş. kedi ölmüştü. adam: " hocam ben size kediyi > yıkamayın ölür demedimmi? " demiş. hoca: " ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü > > ERİYOR İŞTE > Deli , kahveye girdiginde soluk solugaydi.Bos bir masaya oturup ocaga seslendi; > - Bana bir çay ! > çay geldi , sekerleri atip karistirdi.Garsonadan yine seker istedi. Onlari da atip > karistirdi,yeniden istedi.Garson; > - Sekiz seker koydun çaya ,dedi saskin saskin, > - Koydum ama , iste görüyürsun, hepsi eriyor > AYNISINI SÖYLEDİM > Küçük Ali okuldan eve gelir ve üzgün bir sekilde, "Matematik dersinden 1 aldim" der. > Babasi hemen sorar, "Neden ?" "Ögretmen 3x2 kaç eder?" diye sordu, ben de "6" dedim. > Babasi hemen oglunu tasdikler ve "Fakat bu dogru" der. Ondan sonra da "ögretmen 2x3 > kaç eder?" diye sordu. > "Has *iktir, ne farki var ki ?" > "Ben de ögretmene aynisini söyledim.... > > BİR KEDİ DAHA > Akil hastanesinden kaçan iki deli, karsidan gelen bekçiyi görünce iri gövdeli bir çinarin > arkasina saklandilar.Bekçi,onlarin ayak seslerini isitmisti.Sordu: > - Kim o? > içlerinden biri kedi gibi miyavladi. > Bu basarili miyavlamadan sonra bekçi yürüyüp gidiyordu ki,delilerin ayaklari altindaki > yapraklar hisirdadi.Bekçi geri dönüp yine seslendi: > - Kim var orada? > ikinci deli cevap verdi: > - Bir kedi daha |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:23. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.