![]() |
MEHTERAN
Bir gün Cennet'in kapıları şiddetle vurulmuş: - Güm Güm Güm !! İçeriden seslenmişler: - Kim o? Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: - Biz Istanbul'u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz! İçeriden hoş geldiniz diyerek kapılar ardına kadar açılmış ve yiğitleri içeriye buyur etmişler. Her şey çok güzel gidiyormuş. Ta ki, 40 yıl geçinceye kadar. Bir gün kapılar yine şiddetle çalınmış: - Güm Güm Güm !!! İçeriden sormuşlar: - Kim o? Dışarıdan gök gürültüsü gibi bir ses: - Biz İstanbul'u fetheden Fatih'in yiğitleriyiz! İçeriden hemen cevaplamışlar: - Onlar 40 yıl önce geldi! Dışarıdan yine ses gelmiş: - Biz mehter takımıyız, ancak geldik! |
EL BOMBASI
Askeri hastanede yatan Temel ve arkadaşlarının cinsel organları kopmuş. Sebebini soranlara Temel anlatıyor: - "El pombasu talimu yapayuduk, pimi çektuktan sonra ona kadar sayup atmamuz emredildi, piz de parmaklarumuzla saymaya paşladuk, pir, içi, uç, tört, peş, öpür ele geçmek için pompalaru apuş arasına koyalum tedük, alti, yeti, seçiz, tokuz...Bummm!!" |
KAÇMAYA ÇALIŞIYOR
İkinci dünya savaşı sırasında bir İngiliz Almanya üzerinde düşürülür. Almanlar bunu esir alırlar fakat İngiliz'in bir bacağı ve iki kolu kangren olmuştur. Almanlar ilk önce bacağı keserler ve İngiliz Almanlardan bu bacağı ana vatanı olan İngiltere'ye atmalarını ister. Almanlar da atar. Sonra İngiliz'in kolu kesilir, İngiliz yine aynı dilekte bulunur ve Almanlar da yerine getirir. Bu sefer de Almanlar öteki kolu keserler. İngiliz her zamanki gibi Almanlar'dan kolu anavatanına atmalarını ister fakat Almanlar " OLMAZ!" derler, İngiliz nedenini sorunca şöyle cevaplarlar: "SEN GALİBA KAÇMAYA ÇALIŞIYORSUN |
KAMUFLAJ
Askerde kamuflaj yarışması vardır. Herkes çuvallara girecek, komutan gelip tekme atacak; onlar da hayvan sesleri çıkaracaklardır; komutan da beğenirse onaylayacaktır. Komutan birinci çuvala vurur. "Hav hav hav", komutan "aferin" der, "köpek çuvalı". İkinci çuvala vurur, "miyav miyav". Komutan gene beğenir. Böyle on onbeş çuval gezer... Hepsi çok iyi taklit yapıyorlardır. En son çuvala vurur ses yok. Daha sert vurur gene ses yok, tekme, tokat, tahta, tüfek, ses yok. Askerlere emir verir iyicene tekmeleyin diye. Çuvaldan kan sızmaya başlıyor. Beş dakika sonra da ince, bitkin bir ses: - "Patateeeeeees.." |
BOYNUZLARINDAN TUTARIM
Güney Amerikalı bir subayla bir er konuşuyorlar: - "Savaşta bir düşmana rastlarsan ne yaparsın?" - "Vururum." - "Doğru, peki bir düşman bölüğüne rastlarsan ne yaparsın?" - "Vururum" - "Olmadı. Koşup karargaha haber verirsin. Peki savaş meydanında bir inek görürsen ne yaparsın?" - "Vururum." - "Olmadı." - "Koşup karargaha haber veririm." - "Yine olmadı. Boynuzlarından tutup karargaha sürüklersin. Şimdi beni görürsen ne yapacağını söyle.." - "Vururum." - "Olur mu canım. Ben senin komutanınım." - "Döner karargaha haber veririm." - "Yahu ben düşman bölüğü değilim ki." - "Hah tamam. Boynuzlarından tutup karargaha sürüklerim..." |
KİM KIRDI...
Yıllar önce İngiltere'de erler şemsiye kullanmazmış. Şemsiye taşıma hakkı sadece subaylara tanınıyormuş. O yıllarda bir gün genç teğmenlerden biri, koltuğunun altında bir şemsiye ile hızlı hızlı yürüyen eri görünce, beyninden vurulmuşa dönmüş. Eri çağırarak: - "Bu ne küstahlık", demiş. Ve şemsiyeyi aldığı gibi dizinde iki parça etmiş. - "Bu sana bir ders olsun, bir daha böyle küstahlıklar yapma!" Neye uğradığını anlamayan er: - "Başüstüne", diyerek selamı çakmış ve şöyle sormuş: - "Teğmenim, beni az önce evine yollayan general şemsiyesini istediğinde kim kırdı diyeyim?" |
KERESTE UZMANI
Askerin biri bir bakışta herkesin boyunun ölçüsünü tam olarak doğru söylüyormuş ve arkadaşları buna çok şaşırıyorlarmış. Bir gün bunu komutana da ***ürmüşler ve olan biteni anlatmışlar. Komutan inanmamış... - "Söyle bakalım benim boyumun ölçüsü kaç?", demiş. Asker aşağıdan yukarıya komutanı süzmüş ve "1.75 efendim", demiş. Komutan: - "Doğru.. Hayret, nasıl bildin?" demiş. Asker "Bilirim tabi efendim, ben kereste uzmanıyım.." |
CANIM DE
Mehmet askere gitmeden 1 gün önce geneleve gitmiş. Şans bu ya Mehmet'e bel soğukluğu bulaşmış. Acemilere kolay kolay hastane sevki olmaz ya; durumun vahameti üzerine bizimkini askeri hastanenin üroloji (bevliye) polikliniğine sevketmişler. Sırası gelen Mehmet tabip binbaşıya şikayetini arzetmiş: - "Komutanım; aciiiy, sızliyyy, ve yaniyyyy.. Akınti de geliyy..." Doktor Mehmet'in aleti alıp evirip çevirerek muayene ederken telefon çalmış. Binbaşı 1-2 dakika telefonla görüşmüş. Unutmuş tabii ve Mehmet'e dönüp şikayetini tekrar sormuş. Mehmet huşu içinde: - "Memet deme komutanııım, canım deee, canım dee.." |
AŞAĞI ATTIM
Bir general, komşu ülkeden gelen konuk generale hem hava atmak, hem de erlerinin kendisine ve vatanına bağlılıklarını göstermek için, üç erini ve karılarını yanına çağırır. Erlere birer kurusıkı tabanca verir. Onları yan odaya alır ve karılarını öldürmelerini ister. Konuk generale "şimdi bakınız erlerimiz nasıl itaatkar ve vatansever", der. Erler teker teker içeri girerler. Birinci er karısından özür dileyip tüm şarjörü boşaltır. Tabii karısı ölmez, kurşunlar kurusıkıdır. İkincide de aynı şey olur. Genaralin gözleri yaşarmıştır. En son giren erin ardından, iki general kurşun seslerini dinlerken, "dan dan dan dan dan dan... şangırrrr", diye bir ses duyarlar. İşini bitirip çıkan ere merakla sorarlar, "neydi o şangırrr sesi?" diye. Er yanıtlar: - "Komutanım bana kurusıkı kurşun vermişsiniz, karım ölmeyince bende tuttum camdan aşağı attım." |
JİPTE YOKSA
İki acemi er paraşüt eğitimlerini tamamladıktan sonra ilk atlayışları için havalanırlar. Makul seviyeye geldiklerinde komutanları son kontrolleri yapıp: - "Atladıktan bir süre sonra paraşütün sağ tarafındaki ipi çekin, paraşütleriniz açılacaktır. Şayet açılmazsa hiç telaşa kapılmayın, sol tarafta yedek bir ip var onu çekin, sorun kalmaz. İndiğinizde sizi bir jip bekliyor olacak; sizi karargaha geri ***ürecek." Askerler korkarak da olsa atlamışlar. Heyecanla sağ taraftaki iplerine asılmışlar.. Tık yok. Biraz da korkuyla sol taraftaki iplere asılmışlar, paraşütler yine açılmamış... Çok sinirlenen asker: - "Bu komutanın hiçbir dediği çıkmıyor; dur bakalım, aşağıda jip de yoksa o zaman görüşürüz onla!" |
Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:30. |
Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.