![]() |
#191 |
![]() ANNELER HERŞEYİ BİLİR
Hasan annesini aksam yemeğine davet etmiş. Yemek sırasında anne hep Hasan’ın ev arkadasının ne kadar cekici oldugunu dusunmeden edememis. Yemek boyunca ogluyla kız arasında neler oldugu konusunda meraktan çıldırıyormuş. Bunu farkeden Hasan ‘Anneciğim Ayse ile aramızda inan hicbir sey yok. Biz sadece ev arkadasıyız’ demis.Bir hafta kadar sonra Ayse Hasan’a sormus: ‘ Annenin yemege geldigi geceden beri çorba kepçesini bir türlü bulamıyorum. Nerde oldugu konusunda bir fikrin var mı? Sence annen almış olabilir mi?’ Hasan cevap vermis ‘Aldığını sanmıyorum ama bir e-mail gönderip ona sorayım’ ve annesine şöyle yazmıs: ‘Annecigim, sana aldın demiyorum, almadın da demiyorum ama gercek şu ki bize yemege geldiginden beri çorba kepçesi kayıp’ Bir kac saat sonra annesinden soyle bir e-mail gelmis: ‘ Sevgili oğlum, sana Ayse ile yatıyorsun ya da yatmıyorsun demiyorum. Ama gercek su ki eger o kendi yatagında uyuyor olsaydı simdiye kadar corba kepcesini coktan bulmus olmalıydı..’ MAFYA BABASI Mafya babasi korumaya aldigi muesseselerden haraclari toplamak icin yeni bir tetikci buldu.Sectigi adam sagir ve dilsizdi. Baba, yeni tetikcinin polisin eline gecerse, fazla bir sey anlatmasinin mumkun olamayacagini dusunuyordu boylece.. Baba, bir gun odemelerin geciktigini fark etti ve tetikciye adamlarini gonderdi. Adamlarin sagir dilsizle anlasmalari mumkun olmadi tabii. Bunun uzerine Baba sagir dilsizi odasina aldirtti. Bir de isaret alfabesi bilen tercuman buldular. Tercuman isaretle sordu: "Para nerde?.." Sagir dilsiz isaretle yanit verdi: "Ne parasi.. Benim paradan haberim yok.. Neden bahsettiginizi anlamiyorum." Tercuman tercume etti. "Neden bahsettiginizi anlamiyormus .." Baba 38?ligini koltuk altindan cekip sagir dilsizin beynine dayadi.. "Simdi sor bakalym, para nerde?.." Tercuman i aretle sordu: "Para nerede?." Sagir dilsiz isaretle yanit verdi: "Central Park?ta, Bati 78?inci Caddeye acilan kapidan girince soldan ucuncu agacin kovugunda 100 bin dolar var." Baba ofkeyle gurledi: "Ne dedi?.." Tercuman yanitladi: "Dediki hala neden bahsettiginizi anlamiyormus. Ayrica diyor ki, o tetigi cekmeyi de kiciniz yemezmis!.." CUMA GÜNLERİNİ SEVECEĞİNİ SANMIYORUM Çok günahkar bir adam ölmüş ve kendini cehennemde bulmuş... Şeytanın karşısına geçmiş, şeytan ona sormuş; - Niye titriyorsun, korkuyor musun? - Tabi ki korkuyorum, cehenneme düştüm..!!! - Aaa korkma, cehennem size anlatıldığı gibi bi yer diil, göreceksin... Meselaaaaa... Sen içki sever misin? - Severim hem de çok - Harika... O zaman Pazartesileri de çok seveceksin.. Pazartesi burada İÇKİ GÜNÜ'dur.. Bütün gün viski, tekila, bira, şarap servisi yapılır... İstediğin kadar içeceksin ve asla sarhoş olmaycaksın..... nasıl? - Waowwwww bayıldım...!!! - Peki sigara içer misin? - Evet çok fazla içerim.. - Harika.. o zaman Salıları da çok seveceksin... Salı burada SİGARA GÜNÜ'dür... Bütün gün dünyanın en kaliteli sigaralarını tutturebiliceksin, ciğerlerin patlamaycak, öksürük krizleri yok, kanser de yok, nasılsa ölüyüz di mi... Nasıl?? - Aman tanrım insan daha ne ister ki..!!!! - Peki kumar oynar mısın?????? - Evet !! Hayattayken deli gibi kumar oynardım... - Harika..... O zaman Çarşambaları da çok seveceksin... Çarşamba burada KUMAR GÜNÜ'dür... Sabahtan akşama kadar blackjack, poker, rulet, ne ararsan... İflas etmek yok, hep kazanmak var, kazandıkça oynamak var... Nasıl? - İNANILMAZ... TEK KELİMEYLE İNANILMAZ...!!! - Ya uyuşturucularla aran nasıl??? - Aaah sorma, ben iflah olmaz bir uyuşturucu bağımlısıydım... - Sen çok şanslısın ahbap... Perşembelere de bayılacaksın demektir... Perşembe burada UYUŞTURUCU GÜNÜ'dür... Bütün bir gün eroin, kokain, marijuhana, hangisini istersen ne şekilde istersen alabiliceksin... Kafayı bulmak yok, zehirlenmek yok, bütün gün uçuş halindesin... Hoşuna gitti mi???? - BUNLARA İNANAMIYORUM CENNETTE BU KADAR MUTLU OLAMAZDIM HERHALDE...!!! - Peki eşcinsel misin? - Hayır... - Hmmmm.. O zaman Cumalardan nefret edeceksin |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#192 |
|
![]()
Komİk İsİmler
Sehriye PILAV
Satilmis PORTAKAL Ahmet Mehmet VELI Mukaddes CALISYE Hakki KISAADAM Kurtis SISKO Omurlu DOGRUGIDEN Oktay DOLMASEVER Rustu DUZER Gulhanim ELLERGEZER Nabi DALGA Sanayi HOROZ Comert VARLIK Oral USER Masallah AKGUN Haci SIRKINTI Kayyum KONAKLI Yagmur SAGNAK Bora SAGNAK Jinekolog Dr. KayaBILIR Dis Hekimi Oya BILIR Faruk ARTIK Nazim ENGINAR Tuccar ASLAN Keklik ASLAN Ari BALCI Petek BALCI Kaymak BAL Avukat Guven KURTUL Cemal MORDALGA Muhterem OGRETMEN Musa PASTIRMA Kadir KILLI Fatih IPTEKESEROGULLARI Ayse DONSUZ Yosma ALVER Selma VEREN Dunya MALIDUZDUR Kibar ZORBA Umit VAR Jandarma KIZKACIRAN Oznur PALAVRACI Incil TEVRAT Insaf YILDIRIM Demir BAYGIN Hayati KOPYA Fazli KONT Muhlis DUNYADAGULMEZ Fikri FAIZ Satilmis DONEKOGLU Edenbulur YILMAZ Recep DUDUKCU Sakin ZEYTIN Kibar DELI Cebrail GORUR Abdulhalim PIRASA Behcet BECERIR Cansin BIRICIK Huriye YEDICOCUKLU Istiklal YARATILIS Guler GULER Ali AL Teslim SOYLEMEZ Guclu KUVVETLI Cetin CEVIZ Sezer YAN Parla YAN Huriye DELERGECER Seyla BOYNUINCEOGLU Kose SICAK Bucak SICAK Tutam SICAK Satılmış DAGDEVIREN Satilmis BOSTAN Gudbettin KUS Sise INCE Efsane CILEK Rahime ISER Herkul DEMIRTAS Cemal PASA Halim HARAP Aziz CUBUGUUZUN Fatma DONUKARA Suleyman PEKYUMURTA güsel isimler ... |
![]() |
![]() |
![]() |
#193 |
|
![]()
Admİn Kiz Olursa
Forumu kızlar yönetseydi nolurdu?
-Şekerim şu konuyu kilitleyiver,ben tırnaklarımı törpülemeye gidiyorum. -Forumun rengi böyle daha hoş oldu (cıyyak pembe ) -Hayatım bütün erkekleri banlatalımmı ne dersin. -Bundan böyle forumun adı gri-girls -artık smileyler kel olmayacak -bulusmalara erkek üyeleri istemiyorus.. -Erkek yöneticiler istemiyos -genel olarak konular diyet-spor makyaj ağırlıklı olurdu forum başlıkları -forumsuz sevgili bulma merkezi tıklayın yalnız kalmayın -aldatıldığınızı nasıl anlarsınız -akşam yemeğe ne pişirsek -kadının sesi, foruma kulak verin -zerda ablanıza derdinizi anlatın -Hangi renk oje kullanıyorsunuz? -Kac erkek aldattınız? -Hiç bir erkege tokat attınızmı. |
![]() |
![]() |
![]() |
#194 |
|
![]()
HALİNE ŞÜKRET
Dursun, çok feci bir trafik kazası geçirir... Koma halinde hastaneye kaldırırlar. Tedavi olurken kendine gelir. Yatağında bakar ki bir kolu yok... Hepten morali bozulur, asabileşir. Bir taraftan da hastaneyi birbirine katar: -Ben tek kolla nasıl yaşarım şimdi! Diye bağırıp çağırır. Kendini hastanenin penceresinden atıp intihar edeceğini söyler. Doktorlar başına toplanır, bakarlar Dursun ciddi, başlarlar nasihata: -Bak evladım, insan tek kolla da yaşayabilir, ölmediğine şükretsene. Sonra beterin beteri var. Geçen yıl Temel de kaza geçirdi. Onun iki kolunu birden kesmek zorunda kalmıştık... Ama o senin gibi bağırıp, hastaneyi birbirine katmadı. Şimdi de gül gibi yaşayıp gidiyor. İnanmazsan git de bak. Dursun, bir an sakinleşir, gider yukarı mahallede Temel'i bulur. Bir de bakar ki, Temel'in hakikaten iki kolu kesik ama, Temel bahçede kıvır kıvır oynuyor, hem de nasıl oynuyor... Bizim Dursun'un kafası karışır ve hayretle Temel'e yaklaşır: -Ula Temel, eyi ki seni gördüm, yoksa hayatum gideyidi. Ula bizim bi kolumuz kesildi diye intihar edeceğidum. Ama senin, iki koli kesik vaziyette, hem de bi dansöz gibi oynamana karşı teselli oldum... Şu dünyanın haline bak, benum tek kolum kesildi diye intihar edecek kadar beyinsuzum, sense iki koli yok göbek ataysun... Derken, Bizim Temel patlar: -Ula sen manyak misun, ne göbek atmasi. Sırtım fena halde kaşuniyi... Patlayrum. |
![]() |
![]() |
![]() |
#195 |
|
![]()
SAY
Bizim küçük Temel, Okuldan bir türlü mezun olamıyor. En sonunda öğretmen: -Oğlum seni imtihan edeceğim. Bilirsen seni mezun edeceğim. Temel sevinir, sözlüye kalkar... Hoca: -Söyle bakayım Temel, İngiltere'yle Fransa kaç kez savaştılar? Küçük Temel: -Alti defa savaştiler öğretmenum. Hoca: -Aferin sana Temel, tebrik ederum, der. Küçük Temel, mezun oldum sevinciyle hocaya bakarken, hoca: -Peki say bakalım, demez mi? Küçük Temel: -Bir... İki... Üç... Dört... Beş... Alti. |
![]() |
![]() |
![]() |
#196 |
|
![]()
FADİME'DEN E-POSTA...
Şubat ayının soğuk günlerinde, ikisi de Amerika'nın değişik bölgelerinde, ayrı ayrı iş gezilerinde olan Dursun'la karısı, Florida'da buluşup yaz sıcaklarının yaşandığı bu bölgede, bir kaç gün geçirmeye karar verirler. Eşi, Dursun'dan önce gider Florida'ya ve ertesi gün için Dursun'a da yer ayırttıktan sonra, ona bir e-posta gönderir. Fakat mesaj, adreste bir harfi yanlış yazdığı için, Dursun yerine, bir gün önce karısı ölen Temel'e gider. Yaşı da epeyce ilerlemiş bulunan Temel, bilgisayar ekranında mesajı okuyunca, korkunç bir çığlık atar ve düşüp bayılır. Zaten çok üzgün olan Temel'in bu çığlığı üzerine ev halkı odaya dolar ve herkes yerde yatan Temel'e yardım için koşuşturmaya başlar. Temel, bir süre sonra kendine gelir ve niçin çığlık attığını soranlara, bilgisayar ekranını gösterir: "Sevgili Kocacığım, Bugün, buraya ulaşır ulaşmaz, önce yarın senin gelişinle ilgili tüm işlemleri tamamladım, sonra da bana ayrılan yerime yerleştim. Burası gerçekten de dedikleri gibi çok sıcak... Seni dört gözle bekliyorum..." (Karın) |
![]() |
![]() |
![]() |
#197 |
|
![]()
VERGİ
Bizim Temel uluslararası ekonomi toplantısına katılır... Devletin topladığı vergi dağılımını tartışırlar... Konuşmacılardan biri Amerikalı, biri Avrupalı, biri de Temel.. Ortaya bir fikir atılır... Halktan toplanan vergiler nasıl dağılım yapılacak. Amerikan vatandaşı söz alır: -Bizim Amerika’da önce yere bir çizgi çizeriz ve sonra topladığımız vergileri havaya atarız... Çizginin soluna düşen paraları halka hizmet olarak geri veririz, sağ tarafta kalan devlete kalır, yatırım yaparız... Derken Avrupalı söz alır ve: - Bizim Avrupa’da başka ama ona benzer bir uygulama yaparız... Önce yere bir daire çizeriz... Halktan toplanan vergileri havaya atarız. Dairenin dışında kalan halka hizmet olarak geri döner, dairenin içine düşenleri devlet harcamalarına kullanırız... Sıra bizim Temel’e gelir ve başlar anlatmaya: -Ula uşaklar ne güzel anlattunuz. Keşke bizda sizun çirkefluklerunuzi değil da habu çalışkanluğunuzi alsak... İnanun bizum öyle bir uygulamamız yok... Bizde daha kısa oluyi... Bi kere öyle yere çizgi çizmezuk... Bizde hükümet halktan toplar vergileri... Atar havaya. Yere düşenleri kendilerine harcama yaparlar... Havaya kalanlar halka hizmet olarak geri döner... |
![]() |
![]() |
![]() |
#198 |
|
![]()
GEÇİM ÇARESİ
Siyasiler boş yere kavga ederse ekonomi de vatandaşa kalır... Temel, Dursun ve İdris’in parasızlıkları canlarına tak eder. Bir taraftan işsizlik bir taraftan geleceği kapkara bir siyaset... Ekonomi ve enflasyonu bırakan siyasiler devamlı kavga ederler... Bunlar da oturur geleceğimizi, yani ekonomi, işsizlik nasıl çözülür onu tartışırlar. İdris söz alır: - Uşaklar ben en hızlı kalkunmanun yolini buldum... Bi uçak filosu yolliyalum. New York’i bombaliyalum... Sora da Amerika bize atom atar. Teslim oluruk. Sora da Japonya gibi çikaruk ortaya aha zengin oldun... Dursun atılır: - Ula daha kolayi varken öyle niye edeyruk... En iyisi Amerika’ya savaş ilan edelum Beşinci Filo oriya çıkarma yapar... Savaşı kaybederuk... Ardından Almanya gibi ortaya çikaruk aha zenginsun. Sonunda Temel atılır, kafasını kaşır ve: - Ula uşaklar ya savaşi biz kazanursak, oni hiç hesap etmedunuz... |
![]() |
![]() |
![]() |
#199 |
|
![]()
MÜTEAHHİT TEMEL
Bizim Temel, Amerikalı ve İngiliz’le telefon direği dikme ihalesine girmiş. Müdür şöyle bir öneri getirmiş: -Hepiniz aynı teklifi verdiniz ama bizim için sürat önemli. Bir yarışma yapalım, kim daha çok direk dikerse ihaleyi o alacak... Üçüne de 5 saat süre ve yeterince direk verilmiş. Amerikalı 40, İngiliz 50, Temel de sadece 4 direk dikmiş. Müdür kızmış: -Nasıl olur, bak diğerleri bir sürü direk dikmiş... -Mudür bey siz onların diktuğu direkleri görmedunuz... Nerdeyse tamami dişarda |
![]() |
![]() |
![]() |
#200 |
|
![]()
KAPLUMBAĞA TEMEL
Dört kaplumbağa, pikniğe çıkmaya karar vermiş. Erzakları hazırlayıp; bir yıl, iki yıl, beş, on yıl derken, otuz yıl sonra piknik yerine varmışlar. Gazozları, yiyecekleri, herşeyi ortaya çıkarmışlar. Bir bakmışlar gazoz açacağı yok. Tek çözüm, birinin eve gidip açacağı alıp gelmesi. Görev, içlerinde en küçük kaplumbağa olan Temel'e düşmüş. Genç kaplumbağa: -Ben gelene kadar buradaki yiyeceklere dokunmazsanız giderim... Diğerleri bunu kabul etmiş. Temel, yola çıkmış; bir,iki, on, yirmi yıl geçmiş. Bu arada, yaşlı kaplumbağalardan biri fenalaşmış. Arkadaşları ne yapsa faydasız, son bir dileği olup olmadığını sormuşlar: -Gerçi genç kaplumbağaya söz verdik ama, şuradaki sarmalardan bir tanesini yesem olur mu?... -Elbette... Diyerek, sarmalardan birini vermişler. Tam ağzına atacağı sırada, genç Temel, çalıların arasından fırlamış: -Gitmiyorum işte, gitmiyorum... |
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
arsivi, dan, fikra, tuna |
|
|