|
![]() |
#1 |
![]()
Kurtuluş savaşında ordu büyük zayiat vermektedir. Ordu komutanı bu gidişe dur demenin yollarını ararken aklına dahiyane bir fikir gelir. Hemen bölüğü düz bir arazide toplar ve bölüğe hitaben: Bu günden sonra düşman tarafından bir kelle getirene on lira vereceğini söyler ve bölüğü cepheye gönderir. Ertesi gün bölük şaha kalkar ve her kes iki,üç kelle getirip ordu komutanından parasını alır. Savaşın üçüncü günü ordu komutanı postası olan temelin yok olduğunu görür. Bölüğe haber salar ve tüm ölüler ile yaralıların arasında temeli araştırır. Yapılan aramalarda temelden iz yoktur. Temelsiz geçen beş günün sonunda nöbetçilerden birisi bölüğe doğru bir toz bulutunun yaklaştığını alarm verir. Dürbünü eline alan ordu komutanı yaklaşan bulutun bir kamyon olduğunu görür. Gözlerine inanamaz kamyonun kasası düşman kelleleriyle doludur ve direksiyondaki de temelden başkası değildir. Sevinçle temeli karşılayan ordu komutanı ordusuna dönerek asker dediğin böyle olmalı der ve temeli odasına çağırır. Odaya giden temele ordu komutanı:
-Bak evladım devletimiz savaş halinde,ekonomimiz bozuk ben size kelle başına on lira sözü verdim ama bu kadar kelleye ödeyecek paramız yok gel seninle bir anlaşma yapalım kelle başına sana altı lira vereyim demiş. Komutanın teklifine şiddetle karşı çıkan temel parasını tam olarak ister. Bir türlü temeli ikna edemeyen komutan kızgın bir ifadeyle altı lirayı neden kabul etmediğini sorar. Temelin cevabı müthiştir. Komutanım vallahi yedi liradan ben aldım onları der. |
|
![]() |
![]() |
![]() |
#2 |
|
![]()
Bir gün Bismark, harpte yararlilik gösteren bir askere madalya takarken:
-Asker, 100 altın mı istersin, yoksa bu madalyayı mı? Asker: -Madalyanın kıymeti nedir? der. Bismark: -Maddi değeri aşağı-yukarı üç altın, diye cevap verir. Asker : -Öyleyse 97 altınla madalyayı isterim! |
![]() |
![]() |
![]() |
#3 |
|
![]()
Seninle el ele olmalıydık şimdi,
Yalçın bir dağın doruklarında, Kol kola gezmeliydik, Çılgın kahkahalarla gülmeli, Kudururcasına içmeliydik. Hazır hiç kimseler yokken, Çocuklar gibi itişip,yerlerde tepişmeliydik. Seninle dizdize olmalıydık şimdi, Sazlık samanlık bir barınakta. Sen içelimmi daha derken, Ben mezesini hazırlamalıydım,dostluğun,sevginin. Acısını çıkartmalıydık binlerce yıla inat Yalnızlığımızın,hırçınlığımızın,susuzluğumuzun. Bin dereden su getirmeliydik şafak sökene kadar, Ve hiçbirşey olmamış gibi geri gelmeliydik, Biraz mahcup utangaç ve çekingen....... |
![]() |
![]() |
![]() |
#4 |
|
![]()
Bir Erzurumlu ile bir karslı devamlı askerden kaçıyormuş.Buna Bölük komutanı çok kızmış ve ceza olarak askerlerine emir vermiş erzurumluyu öldürün karslıyıda s**in diye yolda giderken karslı korkudan bakın arkadaşlar beni s**iceksiniz ha unutmayın demiş.
|
![]() |
![]() |
![]() |
#5 |
|
![]()
Adamın biri, bir gün ağacın altında namaz kılıyormuş. Ağaçta bulunan başka biri de onu izliyormuş. Namazını bitiren adam daha sonra namazının kabul olması için Allah'a dua etmeye başlamış. - "Allahım sen namazımı kabul et." Ağaçtaki adam: - "Etmem", diye cevap vermiş. Adam şaşırmış. Tekrarlamış: - "Allahım sen kıldığım namazı kabul et." - "Etmem." Adamın şaşkınlığı iyice artmış. Yine: - "Allahım sen namazımı kabul et", demiş. Ağaçtaki adam tekrar: - "Etmem", deyince adam sinirlenmiş. - "Etmezsen etme. Zaten abdestsiz kılmıştım."
|
![]() |
![]() |
![]() |
#6 |
|
![]()
Bir tatbikat sırasında paraşütçü komandolar uçaktan atlıyorlardı. Atlama sırası gelen en son paraşütçü epey bir vakit geçtiği halde atlamamıştı. Komutan sinirli bir şekilde "Atlasana oğlum" diye bağırdı.
Paraşütçü "Atlamam komutanım" Komutan iyice sinirlenmişti "Ne demek atlamam lan sana emrediyorum çabuk atla" deyince, asker; "Komutanım bırak emretmeyi, öldür yine atlamam." diye cevap vermişti. Komutan bakmış olacak gibi değil, rica eder bir tavırla; "Bak oğlum aşağıda benim komutanlarım var, onlarda benden hesap sorarlar, haydi atlayıverde senni yüzünden benim başım belaya girmesin." Asker inadım inat cinsinden, "Atlamam komutanım" "Peki neden atlamıyorsun evladım, geçerli bir sebebin varmı?" "Komutanım benim annem çok mübarek bir kadındır, gördüğü bütün rüyalar çıkar. Sabah telefon açtı, oğlum rüyamda senin paraşütün açılmadığını gördüm sakın atlama dedi, onun için atlamıyorum." deyince komutan, "Oğlum inanma böyle şeylere hadi atla gözünü seveyim." diye yalvarıyordu asker ise kararından vazgeçmiyor "Atlamam" diye diretiyordu. Ne yapacağını şaşırmış olan komutan çaresizlik içinde, "Peki oğlum gel paraşütleri değişelim, benimkini sen tak, seninkini ben, o zaman atlarmısın?" diye ümitsizce sordu. Asker bu teklife olumlu baktı ve kabul etti paraşütleri son sürat değiştirdiler ve delikanlı kendini uçaktan boşluga bıraktı. Paraşütü açıldı ve sakin süzülürken yanından, -Ananııı!!! diye komutanının feryadı geçip gitmiş, asker komutanının feryadınının sonunu bile duyamamıştı. |
![]() |
![]() |
![]() |
#7 |
|
![]()
Atmak : Ders anlatmak
Asmak : Sözlü günü yapılan gezi Cesur : Kopya çeken kimse Çöp Kutusu : Basket potası Dalga Geçme : Ders dinleme Disiplin : Öğretmenin kozu Esnemek : Ders esnasında ortaya çıkan bulaşıcı hastalık Felç : Karnenin alınmasıyla baş gösteren hastalık Gardiyan : Nöbetçi öğretmen Hastalık : Mazeret Hayır Sever : Kopya veren Okul : Hapishane İnekleme : Çok ders çalışma Karne : Loto Kuponu Şaşkın : Yeni öğrenci Tebeşir : Cephane Komedi : Yazılıların açıklanması Veli : Ara karneden bile haberi olmayan gariban Çıkış Zili : Can kurtaran Sözlü : Ecel teri,mizan terazisi Not Defteri : Loto kağıdı Öğrenci : Hilkat garibesi,zavallı Öğretmen : Ahiret sualcisi Sınıf : Muhabbethane Ödev : Angarya Sınıf Geçmek : Tahayyül Sınıfta Kalmak : Küme düşmek Teneffüs : Kudurma saati Giriş Zili : Cenaze marşı Masal : Anlatılan ders Enflasyon : Notların öğretmen tarafından düşürülmesi Devalüasyon : Öğretmenlerin kolay sorarak başarı oranını yükseltmeleri Vaka-ı Vakvak : İyi bekleyip düşük alan öğrencilerin sözleri İstenmeyen Gün : Pazartesi İstenen Gün : Cuma En İyi Haber : Hoca Yok, ders boş, vallaha... |
![]() |
![]() |
![]() |
#8 |
|
![]()
İki acemi er paraşüt eğitimlerini tamamladıktan sonra ilk atlayışları için havalanırlar. Makul seviyeye geldiklerinde komutanları son kontrolleri yapıp:
-Atladıktan bi süre sonra paraşütün sağ tarafındaki ipi çekin paraşütleriniz açılacaktır. Şayet açılmazsa hiç telaşa kapılmayın, sol tarafta yedek bir ip var onu çekin sorun kalmaz. İndiğinizde sizi bir jip bekliyor olacak sizi karargaha geri götürecek. Askerler korkarak da olsa atlamışlar. Heyecanla sağ taraftaki iplerine asılmışlar?!?! Tıs yok. Bi gayret daha korkuyla sol taraftaki iplere paraşütler yine açılmamış. Çok sinirlenen Temel : - Ula bu komutanun hiçbi deduğu çıkmiy sen duur , aşağıda da jip yoksa o zaman anasını belleyeceğum!" |
![]() |
![]() |
![]() |
#9 |
|
![]()
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keşfe gönderdiği askerlerden biri huzuruna gelip telaşla :
"300 bin kişilik düşman ordusu bize doğru yaklaşıyor" der. Alparslan önemsemeyerek şöyle der : "Biz de onlara yaklaşıyoruz.” |
![]() |
![]() |
![]() |
#10 |
|
![]()
Erler sabah yoklamasında, çavuş içlerinden birine soruyor;
- Söyle bakalım nerdensin ? - Maraş'lıyım komutanım.. Çavuş sinirleniyor ve askere okkalı bir tokat atıyor. Ardından tekrar soruyor - Bir daha söyle bakalım nerdensin ? - Maraş'lıyım komutanım.. Çavuş bu sefer iyice hiddetleniyor ve askere okkalı bir tokat daha atıyor. Ardından tekrar soruyor - Ulan son defa soruyorum nerelisin ? - Kahramanmaraş'lıyım komutanım.. - Hah şimdi oldu diyor çavuş ve yanındakine soruyor, - Oğlum sen nerelisin ? - Kahramansinop'luyum komutanım ! |
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
αℓσєиѕ, arsivi, cilgini, den, fikra |
Seçenekler | |
Stil | |
|
|