Cok eski yıllarda (1200 lü yıllar)İstanbulda yasayan adamın biri yoksuldur ve sürekli Allaha dua ediyordur bana birgün bi mucize olurda bi yerden kısmetim acılırsa ( kısmetim derken maddi bakımdan) bulundugu yere 3 tane cami yaptiricam Allahım diyerekten..Bir gün rüya görür ve bir ses ona kısmetinin ŞAM da( Suriye Baskenti) oldugunu söyler. Adam ertesi gün Şam a gitmek icin yola koyulur. günler sonra devesiyle Şam'a varır. ve belli bi zamn cebinde bulunan parasıyla idare eder. Fakat kısmetiyle ilgili hic bişiiye rastlaamaz. parası bitince artık dilencilige baslar.Günler sonra adamın biri ne rastlar.Adam buna sorar sni buralarda daha önce hic görmemistim nerden gelidin buraya diye.. dilenci İstanbul der. Adam dilenciye neden İstanbuldan kalkıp buraya geldigini sorar.Dilenci ona gördügü rüyayı anlatır burada kısmetinin acılacagını söyler.Karsısında ki adam gülmeye baslar.Ve ona '' sen her gördügün rüyaya inanırmısn'' böyle der ve ekler bende rüyamda falanca yerde ( adresi tarif eder) bi ewin altında gömülü bir hazine gördüm. Bende snın buraya geldigin gibi istanbula mı gitmem gerekiyo der ve yoluna dewam eder..Fakat adamın tarif ettigi yer dilencinin evidir.Dilenci durumu anlar ve tekrar istanbula evine döner.Evinin altını kazmaya baslar ve Şam da ki adamın bahsettigi hazineyle karsılasır. Allaha sükreder ve verdigi sözü tutar bulundugu bölgeye 3 yeni cami yaptırır.
Bundan cıkaracagımız cok sey var amaa en önemliside umudumuzu ne olursa olsun yitirmemeliyiz.