Geri git   CurcunaForum.Org > Dini Bilgiler > İslami Konular
Kayıt ol Yardım Topluluk

İslami Konular İslam'a dair her konuyu burda bulabilirsiniz.

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 02-26-2007   #1
Profil
Üye
 
Counter-Strike - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: CeSetLer DiYaRI
Yaş: 34
Mesajlar: 188
Üye No: 13

Seviye: 12 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Canlılık: 0 / 294
Çekicilik: 62 / 15576
Tecrübe: 76

Teşekkür

Teşekkürler: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Rep
Rep Puanı : 54
Rep Gücü : 19
İtibar :
Counter-Strike will become famous soon enough
19 Hadis Kalburculari Ve Kalburlari

HADİS KALBURCULARI VE KALBURLARI - 2

Hadis Kalburcuları ve Kalburları - 1

Kur’an’daki “kitap ehli” tabirini bilirsiniz. Hani kendilerine gönderilen kitapların ve peygamberlerin yolundan gittiklerini iddia ederler de, aslında gittikleri yolun iddia ettikleri yolla pek alakası yoktur.


Şayet Aziz Allah Kur’an’dan sonra bir kitap daha gönderseydi bugün kendilerini “İslam toplumu” diye tabir eden toplumu hedef alırdı ilk önce. Bunu nerden biliyorsun be adam? diye seslenenleri duyar gibiyim. Çok basit. Çünkü “sünnetullah” yasası değişmiyor. Allah’ın tekliği ilkesine halel getirenler her zaman birinci hedef kitle olmuştur da ondan.



İsa müslümandı, havariler müslümandı. İncile tabi olanlar müslümandı. Peki nasıl oldu da isa’ya inananlar birden “hristiyan” oluverdi. Üstelik İsa’yı takip ettiklerini iddia ederek.



Musa müslümandı, kendisine inananlar müslümandı. Nasıl oldu da bu grup birden “Musevilik” adı altında bir dinin sahibi oluverdiler.



Muhammed de müslümandı, O’na uyanlar müslümandı, peki nasıl oldu da Muhammed’e inandıklarını iddia edenler aniden “ehli sünnet” “şii” “sunni” v.b. gibi isimlere bürünüverdiler. Ne değişti?



Gördünüz ya, değişen bir şey yok. Sapıklığın ve gazaba uğramışlığın yolu aynı. Önce uyarılmaları için peygamber geliyor. Peygamberle birlikte bir de kitap. Peygamber hayattayken az sayıda müntesibi oluyor. Tabiri caiz ise pek tınlayan olmuyor.



O elindeki de neymiş, git onu değiştir, bize başka bir şey getir diyorlar. Biz atalarımızın yolundan dönmeyiz diyorlar. Seni öldürürüz diyorlar.



Peygamber ölüyor… Geriye kitap kalıyor…. Bu sefer başlıyorlar peygamberi sahiplenmeye. O şöyleydi, O böyleydi. O şunu demişti, O şunu yemişti, O şöyle yapmıştı.



Birde bakıyorsunuz, 4 tane İncil (barnabayla birlikte 4 çeyrek)



Bir de bakıyorsunuz Gamara, mişna ve Tevrat üçlüsü..



Ve yine birde bakıyorsunuz ki, hadisler, ilmihaller, alimler, mezhepler ve Kur’an bilmem kaçlısı.



Şimdi bu kitap ehlinin birbirinden ne farkı var? İseviler, Museviler bir de Muhammediler.



Hiçbir fark yok aralarında.



Hepsi, peygamberlerine ve kitaplarına iman değil ihanet ediyorlar.



Aslında hristiyanlar, Museviler ve ehli sünnet (7777 fırkanın hepsini saymıyorum artık) kendilerine gelen kitabı çeşitli şekillerde tahrif etmişler ve yepyeni gıcır gıcır tamamen insan yapımı bir dinin takipçisi oluvermişler.



İbrahim unutulmuş, haniflik olgusu unutulmuş, İsa’nın, Musa’nın, Muhammed’in ve diğer bütün peygamberlerin (hepsine selam olsun) öğretileri çaktırmadan imitasyonlarıyla değiştirilmiş.



İnsanlar da bu imitasyonları aslı zanneder olmuş. Bunlar asıl değil… Bunlar kopyası… Dikkat edin artık.



1.) Önce dindeki tek kaynağı dörde çıkardılar.



Muhammed Peygamber'in (selam olsun), tek kaynağı tek mirası, bunların yüzünden dörde çıktı. Sadece kitap olan kaynak:



1- Kitap

2- Sünnet

3- İcma

4- Kıyas oluverdi.



2.) Bu da yetmedi müslümanları, "hariciler, selefiler, mutezile, mürcie, hanefi, şafii, alevi, sünni, (sanırım 73 taneye kadar sayabilirim ama burda kesmek zorundayım)" diye bölük pörçük ettiler.



3.) Hızlarını alamadılar, israiloğlu zihniyetinde ne varsa "islam dinine" yamadılar. "Mehdilik, mesih inancı, recm olayı, haramların çoğaltılması, kitapta olmayan yığınla yasak icat etmeleri, kılık-kıyafet ve saç-sakal kanunu (sanırım 3 milyon küsür bulabilirim)" yeryüzüne ilk yayanlar bunlar.



...

Bölmüşler, paramparça etmişler. Kim yapmış bunu. Elin kafiri mi? Hayır. İçimizdeki elekçiler. Herkes Kuran artı şu, Kur’an artı bu dedikçe durum bu hale gelmiş. Nasılsa membağ bol. 3 milyon küsür var. Nasıl olsa hissesine düşer birkaç yüz bin. Sonra ne oluyor. Fitne fesat alıp başını gidiyor.



Buyurun koyun ortaya faydalarını da görelim. Zararı boyunuzu aşmış bu kaynakların beyler. İrkilin ve kendinize gelin. İnsanları artık Allah ile, peygamber ile aldatmayı bırakın. Bunun hesabını mahşerde veremezsiniz. Bu hesabın altından kalkamazsınız.



Geminiz battı, binanız çöktü. İnsanları oyalamaktan vazgeçin artık. Düşün insanların yakalarından. Onlara din belletiyoruz diyerek beyinlerini bellemekten vazgeçin. Oyalamayın. Gölge etmeyin.



Bakın etrafınıza yine. Ben müslümanım diyen kaç insan kaldı. Şiiyim, suniyim, hanefiyim, aleviyim, bektaşeyim, nurcuyum, nakşiyim, kadiriyim, şafiyim v.s. diyenler mi daha çok yoksa müslümanım diyenler mi? Bu kalburcular sayesinde herkes şucu bucu olmadı mı? O da olmadı şu vakıftanım bu vakıftanım. Sadece Kur’an’a çağıran, adam gibi yaşayan, ve ben Müslümanlardanım diyen kaç kişi kaldı? Kaldı mı etrafınızda güzel sözlü insanlar. Varsa dost bilin, yoksa yoktur napalım.



Böyle devam edildiği müddetçe, milletin elinden kalbur düşmediği müddetçe, daha çooook perişanlık çeker bu ademoğlu. Bunun adına da “kader” der utanmadan. “Allah böyle taktir etti napalım” der. Yüzsüzlüğün bu kadarına da pes doğrusu. Allah insana kötülük etmez. İnsan kendi kendinin zalimidir. Birde başına gelen bunca musibeti, sıkıntıyı Allah’tan bilir.



Gelin teslim olun. Atın elinizdeki elekleri. Yeter bu kadar zulüm. İnsanları birr’e çağırın. İnsanları adam gibi yaşamaya çağırın. İnsanları Kur’an’a çağırın. (Gerçi sizin çağırılmaya daha çok ihtiyacınız var.) İpi sapı belli olmayan kör kuyulara değil. Boş işlerle artık oyalanmayın, oyalamayın milleti. Papatya falına karnımız tok artık. Çıktı, çıkmadı, çıktı çıkmadı… Dini oyuncağa çevirdiniz. Dostu düşmanı güldürdünüz kendinize.



Kur’an’ı rehber edinmeye çabalayan kardeşlerime sesleniyorum. Kim ki sizi sadece ve sadece Kur’an’a çağırıyorsa o doğru sözlüdür. Ama her kim ki sizi, Kur’an + hadis kaynaklarına, + ilmihallere, + şunun bunun kitabına, + şu öğretiye bu öğretiye çağırıyorsa O’nun çağırdığı yol yol değildir. Uzak durun. Ahsen’el hadise çağırandan daha güzel sözlü kim vardır? Lehv’el hadise çağıranlardan uzak durun. Siz onları Ahsenel hadise çağırın. Yaptıklarının doğru olmadığını söyleyin.



Yoksa bunlar sizi bile kendinize düşman eder. Sağ gözünüzü sol gözünüze, sağ elinizi sol elinize düşman eder. Kulağınıza fısıldadıkları jelatinli sözlere aldanmayın. Bunlar Allah’dan daha mı doğru sözlü? Doğru söz arıyorsanız Kur’an yeter. Dağ – taş yeter. Taştan alacağınız ibreti, bunlardan kırk yıl geçse alamazsınız. Sizi kınamalarına ve aşağılamalarına aldırış etmeyin. Ayn çatlatmalarına da aldanmayın.



Kim ki; Kur’an ve essah sünnet (sünnet kavramının da içini boşalttılar, sünnetullah’ı sünnetinsan hatta sünnetistan yaptılar) diyorsa, Kim ki hadisler ve ayetler diyorsa, kim ki peygamberimiz bir gün şu hadisinde…, diye söze başlıyorsa, kim ki kutsal buharide şöyle diyor diye söze başlıyorsa, kim ki şu haram bu helal diye kitapta olmadık şeyler anlatıyorsa, kim ki “efendimiz” diye söze başlıyorsa bunlar kalburcudur. Bunlar size faydası dokunmayan zumredir. Zümer 3’deki zümrenin bi yarısı bunlardır, öbür yarısı olmak istemiyorsanız uzak durun.



Kim bu şekilde kaynağı çoğaltıyor ve tek olan ilahınızı, ikiliyor, hatta ve hatta üçlüyorsa, o sizi sapanların ve gazaba uğrayanların yoluna çağırıyor demektir. İlahınız tektir. İlahı tek olanın hayat kaynağı da tektir. Din adına Kaynak ne kadar çoğalırsa ilah sayısı da o kadar artar. Size gün yüzü göstermez bu kalburcular. Kalbur onların nasılsa. Üstte kalana rıza göstereceksiniz. Altta kalanın canı çıkacak.



Bu dinin yüzbinlerce kuralı yoktur. Allah insana çekemeyeceği yükü yüklemez. Ama görüyoruz ki bu kalburcular üstümüze o kadar yük yüklemiş ki, gözümüzün önünü dahi göremiyoruz. Kur’an’daki yasakları toplayın bakalım, şu an yazdıklarımdan daha az değilse o zaman konuşun. Ama bu kalburcuların yasaklarına bir bakın, ciltlere sığmaz olmuş. Okumaya kalktığınızda on kere dünyaya gelseniz yine bitiremezsiniz. Birde utanmadan bunları peygambere izafe ediyorlar yanına iki doğru katarak.



Allah kolayı kolaylaştırmış, bunlar ise zoru kolaylaştırmış. Biz zor olanı kolay zanneder olmuşuz. Bunlara dur demenin zamanı geldi de geçiyor bile. Bırakın ademoğlu artık insanca yaşasın. Bırakın artık milletin tuvaletine, elini yüzünü yıkamasına karışmayın. Tuvalette bile başımıza bekçi diktiniz. Hangi ayakla girip çıkacağımıza kadar karıştınız. Aptalmıyız biz. Yeter yahu. Elalemin yatak odasına kadar dilinizi soktunuz. Karıyla kocanın arasına girdiniz, babayla oğulun arasına girdiniz. Bize Lokman yeter, çekilin aramızdan artık. Allah herkese eşit şekilde üflemedi mi? Size torpil mi geçti. Üstümüzde karabulut gibi dolanmaktan vazgeçin. Sizden gerçi su yağmaz, asit yağar. Rahmeti yağdıran Allah’tır.



Bırakın artık insanlar; barışın, huzurun, refahın, güvenliğin, hoşgörülüğün ve temiz aklın tadına varsınlar. Potansiyel androit ve potansiyel suçlu muamelesi görmekten kurtulsunlar. Peygamberlere düşmanları bile saygı duyarken, peygamberlerin ümmeti olduğunu iddia edenlere dostları bile saygı duymuyor artık. İnsanların iki cihanından da elinizi çekin. İnsanların hem bu dünyalarını hem de ahiretini mahvettiğinizin farkına varın artık.



Ey benim ahad olan Allah’ım, kalburcuların şerrinden bizi koru.



Uğur ERZİNCAN

:: SATIR BAŞI ::
__________________

Click the image to open in full size.


Msn destekq
Counter-Strike is offline Counter-Strike isimli üyenin yazdığı bu Mesajı değerlendirin.   Alıntı ile Cevapla
 

Etiketler
hadis, kalburculari, kalburlari


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 15:51.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.