![]() |
#1 |
![]()
Musiki dinleyen bir kişiye cennette ruhanileri dinleme izni verilmez.
Kurtubi 14/53 Şarkı kalpte nifak bitirir. Ebu Davud Ümmetimden bir topluluk bulunacak saf ve yünlü ipeği, çalgı aletlerini helal edinecekler. Sahihi Buhari Allah şarkıyı, onun alış verişini, parasını, öğretmeyi ve dinlemeyi haram kılmıştır. Muhammed Gazali/Nebevi Sünnet sayfa 111 Bu son hadisi kitabında zikreden Muhammed Gazali (doğumu 1917, Mısır) İbni Hazm’ında izahlarını delil göstererek, nakilcileri inceleyerek, Hz. Ömer’den örnekler vererek bu hadisin ve evvelki incelediğimiz hadislerin uydurma olduğunu ortaya koyar. Aslında Peygamber’in müzik dinlediğine, müziği teşvik ettiğine dair de hadisler vardır. Fakat birçok mezhep yasaklayıcı hadislerin etkisinde kalmıştır (Türkiye’de en yaygın ve en çok taraftarı olan Hanefi mezhebi gibi). Bu arada vurmalı sazlarla müziğin helal olabileceği, telli ve üflemeli sazların ise haram olduğuna dair mantık dışı birçok izah da mezheplerin temel dini kaynak diye sundukları ilmihal kitapların-da yer alır. “Peygamber zamanında def çalınıyor, Peygamber de dinliyormuş, demek ki def, darbuka gibi vurmalı sazlar helal, telli, üflemeli sazların ise hepsi haramdır.” diyerek mezhepler çelişkili açıkla-malarını ilmihal kitaplarında halka sunmaktadırlar. “Peygamber za-manının ve yöresinin müziği def tipi aletlerle yapılıyorsa, değişik kültürlerin kullandığı üflemeli ve vurmalı sazlar da helaldir” şeklinde basit bir mantığı bile çıkartamamaları mezhep kurucularının ken-di kültürlerini din diye yutturma gayretlerini göstermektedir. Sonuç olarak her konuda olduğu gibi Kuran’ı dinin yeterli, tek kaynağı olarak görmemek, mezhepleri müzik konusunda da çelişkili izahlara ve kaosa sürüklemiştir. Müzik kadar yoğun olarak karşı çıkılmasa da şiire de karşı çıkanlar olmuştur. Fakat genelde din dışı şiirler, aşk şiirleri kötü görülmüş, yalnız dini şiirlere izin verilmiştir. Sizden birinizin içinin kusmuk ve kanla dolu olması şiirle dolu olmasından daha hayırlıdır. M. Mesabih 4/4809 Şiire karşı çıkışlar müzik kadar yoğun olmamasına rağmen heykele neredeyse tüm mezhepler müzikten çok daha şiddetli bir şekilde karşı çıkmışlardır. Heykele putperestliğe yol açtığı için karşı çı-kıldığı cevabı da hemen hazırdır. Ona bakılırsa Hindular ineğe tap-maktadırlar, bu durumda bütün inekleri öldürmemiz mi gerekmektedir? Mecusiler ateşe tapıyordu, Peygamber tüm ateşlerin söndürülüp bir daha ateş yakılmamasını emretti mi? Güneşe tapanlar ol-duğu için hiç güneş görmeyen kapalı bir yerde yaşama fikrine ne dersiniz? Kuran’ın hiçbir ayetinde yasaklanmazken, tek bir yerde o da bilakis övülür tarzda, Hz. Süleyman’ın saltanatının bir şaşası olarak gösterilen heykele, bu ayetin beyanına rağmen nasıl karşı çıkar-sınız? Ona dilediği şekilde kaleler, heykeller, havuzlar gibi çanaklardan, yerinden kalkmayan kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davud ailesi, şükrederek çalışın. Kullarımdan şükredenler azdır. 34- Sebe Suresi 13 Musikinin dindeki yeri Sual: Dinimizde müzik haram mıdır? CEVAP Simanın caiz olduğu ve caiz olmadığı yerler vardır. Bazıları, kitaplardaki sima kelimesini çalgı olarak tercüme ettikleri için mubah çalgılar da var zannedilmektedir. Aşağıdaki yazıların tamamı İslam âlimlerinin kitaplarından alınmıştır. Nereden alındığı da sonunda yazılıdır. Kendimize ait tek cümle yoktur. Aletsiz, çalgısız nağmeli sese sima denir. Çalgı aleti ile birlikte olan insan sesine gına [müzik] denir. Gına haramdır. (Dürr-ül mearif) Lokman suresinin 6. âyetindeki lehv-el hadis ifadesini âlimler musiki, çalgı aleti olarak bildirmiştir. İbni Mesud hazretleri yemin ederek lehv-el hadis’ten kasıt, çalgı aleti ve musiki olduğunu söylemiştir. (Tefsir-i ibni kesir, Tefsir-i medarik) [İbni Mesud gibi büyük bir zata inanmayan cahillere ne denir ki?] (Mevahib-i aliyye) ismindeki tefsirde, lehv-el hadis âyeti şöyle tefsir ediliyor: Yalan hikayeler yazarak veya şarkıcı kadınlar tutup herkese ses nağmeleri dinleterek, Kur’an dinlemelerine engel olmaya çalışanlara Cehennem ateşini müjdele! (Mevâkib tefsiri) Bir hadis-i şerifte de buyuruluyor ki: (Üçü hariç, her lehv bâtıldır.) [Deylemi] Demek ki lehv, bir oyun, bir eğlence, bir çalgı olduğu için böyle buyuruluyor. Müfessirler, İsra suresinin 64. âyetinde şeytana, (Vestefziz... bi savtike [Sesinle oynat]) demenin çalgı ile oynat demek olduğunu, bu âyetin, her çeşit çalgıyı haram ettiğini bildirmişlerdir. (Şeyhzade) Müfessirler Enam suresinin 70. âyetini, (Dinlerini [şarkı ile, musiki ile] oyun ve eğlence haline sokanlardan uzak dur) şeklinde tefsir etmişlerdir. (Şimdi siz bu söze [Kur’âna] mı şaşırıyorsunuz? Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz ve siz gafletle oynuyorsunuz.) [Necm 59-61] Medarik tefsirinde entüm samidün ifadesi, (Kur'an okunduğunu işittikleri zaman onu dinletmemek için teganniye [şarkı türkü söyleyerek şamataya] başlarlar, oynarlardı) diye açıklanıyor. İbni Abbas ve Mücahid hazretleri de bu ifadenin şarkı olduğunu söylemiştir. (İgaset-ül-Lehfan) Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Peygamberin emrine uyun, yasak ettiğinden sakının!) [Haşr 7] (Resule itaat eden, Allah’a itaat etmiş olur.) [Nisa 80] (O Peygamber, güzel şeyleri helal, çirkin, pis şeyleri haram kılar.) [Araf 157] (O, kendisine vahyedilenden başkasını söylemez.) [Necm 3, 4] (Aralarındaki anlaşmazlıkta seni hakem tayin edip, verdiğin hükmü tereddütsüz kabullenmedikçe, iman etmiş olmazlar.) [Nisa 65] (Allah ve Resulü, bir işte hüküm verince, artık inanmış kadın ve erkeğe, o işi kendi isteğine göre, tercih, seçme hakkı kalmaz.) [Ahzab 36] (Kur'anı sana insanlara açıklayasın diye indirdik.) [Nahl 44] Şimdi Resulullah efendimiz, yukarıdaki âyetleri nasıl açıklamışsa ona bakalım: (İlk teganni eden şeytandır.) [Taberani] (Sesini gına ile yükseltene şeytan musallat olur.) [Deylemi] (Rahmet melekleri, ceres, [çan, zil, çıngırak] bulunan yere girmez.) [Nesai] (Rahmet melekleri, köpek ve çan bulunan kafileye yaklaşmaz.) [Müslim, Ebu Davud, Tirmizi] (Ceres, şeytanın mizmarıdır.) [Müslim, Ebu Davud, Nesai] [Mizmar çalgıdır] (Kur'an mizmarlardan okunduğu zaman ölebilirsen öl.) [Taberani] (Çalgıları yok etmek için gönderildim.) [Ebu Nuaym] (Şarkıcı ve çalgıcı kadınlar çoğaldığı ve içkiler mubah gibi içildiği zaman, bazı belalara maruz kalınır.) [Tirmizi, Ebu Davud, İ. Mace, İ. Ahmed] (Şarkıcı kadını dinlemek, yüzüne bakmak haramdır. Parası da haramdır. Kimin eti haramdan beslendi ise, ona Cehennem ateşi layıktır.) [Taberani] (Cenab-ı Hak, zurna, gırnata, ud, def gibi bütün çalgı aletlerini, cahiliyet döneminde tapınılan putları kaldırmamı emretti.) [İ. Ahmed] (Şarkıcı kadınlar ve çalgı aletleri çoğaldığı, bu ümmetin sonra gelenleri [âlim geçinen cahilleri], önceki âlimleri kötülediği zaman bazı belaları bekleyin.) [Tirmizi] (Bir zaman gelecek, ümmetimden bazısı, zinayı, ipek giymeyi, içki içmeyi, mizmarı [çalgıyı] helal addedecektir.) [Buhari] (Musiki, kalbde nifak hasıl eder.) [Beyheki] (Suyun otu büyüttüğü gibi, şarkı, oyun ve eğlence kalbde nifakı büyütür. Allah’a yemin ederim ki, suyun otu büyüttüğü gibi, Kur’an ve zikir de, kalbde imanı büyütür.) [Deylemi] (Kur'anı mizmarlardan [çalgı aletlerinden] okuyanlara ALLAH lanet eder.) [Müsamere] (Rabbim bana içkiyi, kumarı, darbukayı ve şarkı söyleyen kadınları haram kıldı.) [İ. Ahmed] (Ümmetimden bazıları, içkilere başka isim vererek içerler. Şarkıcı kadın ve çalgı aletleriyle eğlenirler. ALLAH, onları yerin dibine batırır da domuzlar ve maymunlar kılar.) [İbni Mace] (Resulullah çalgı aletleriyle para kazanmayı yasakladı.) [Begavi] (Musibete uğrayınca feryat etmek, nimete kavuşunca çalgı çalmak, Allah’ın gazabına vesiledir.) [Deylemi] (Gözün zinası [harama] bakmak, kulağın zinası [haram şeyleri] dinlemektir.) [Müslim] İbni Hibban’ın bildirdiği hadis-i şerifte, Resulullah, develerin boyunlarındaki ceresleri [çanları] çıkarmıştır. Halbuki çan şehveti tahrik etmez. Çan bulunan yere rahmet melekleri girmiyor. Artık çalgıyı, çalgı aletlerini siz düşünün. Şeyh-ul-İslâm Ahmed İbni Kemal efendi hazretleri Kırk Hadis kitabında buyuruyor ki: (Mizmarları kırmak ve hınzırları öldürmek için gönderildim) hadis-i şerifindeki mizmar, bütün çalgı aletleridir. Bu hadis-i şerif, her çeşit çalgıyı ve domuz eti yemeyi yasak etmektedir. Hz. Ebu Bekir, iki küçük cariyenin tef çalıp şarkı söylediklerini gördü ve onları azarlayarak “Şeytanın çalgısını mı çalıyorsunuz?” dedi. (Buhari) İbni Ömer hazretleri, ihramlı bir toplulukta şarkı söyleyen birine, “Allah senin ibadetini kabul etmesin” dedi. (İbni Ebid-dünya) Enes bin Malik hazretleri, “En pis kazanç, şarkı ve çalgı aletleriyle kazanılandır” dedi. (İbni Ebid-Dünya) İbni Abbas hazretleri, “Çalgı aletleri haramdır” dedi. (Beyheki) Âişe validemiz, bir evde şarkı söyleyen birini görünce ona, “Yazıklar olsun sana. Bu şeytandır, bunu çıkarın dışarı” dedi ve onu çıkardılar. (Buhari) Fudayl b. İyad hazretleri, “Müzik ve şarkı, zinanın teşvikçisidir” dedi. (İbni Ebid-dünya) Mezhepsiz İbni Teymiye bile, “Şarkı ve müzik, şeytani duyguları harekete geçiren en etkili unsurlardan biridir” demiştir. (Mecmu-ul Fetava) Şarkı, Kitap ve Sünnetle yasaklanmıştır. (İmam-ı Kurtubi) Şarkı ve müzik aletlerinin haram olduğu konusunda icma vardır. (İbni Salâh) İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: İmam-ı Ziyaeddin-i Şami, Mültekıt kitabında (Hiçbir âlim, teganniye mubah demedi) buyurdu.(m. 266) Kur'an-ı kerimi musiki perdelerine uydurarak okumak haramdır. (Bezzâziyye) Çalgı çalmanın haram olduğu, icma ile bildirildi. (Makamat-ı Mazheriyye) Çalgı çalarak veya oyun arasında Kur'an okuyan kâfir olur. (Tergib-üs-salât) İmam-ı Münavi hazretleri (Nikahı herkese duyurun! Bunun için de, camide yapın ve def çalın) hadis-i şerifini açıklarken, (Mescitlerde def çalınmaz. Hadis-i şerif, mescid dışında çalınmasını, mescitte yalnız nikah yapılmasını emrediyor) diyor. (Hadika) Camide def çalmak günah olunca, başka çalgının camide çalınması hiç caiz olmaz. Kadınların düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül Muhtar) Şimdiki tarikatçıların yaptıkları gibi, dönmek, dümbelek, ney, saz çalmak haramdır. (Tahtavi şerhi) Teganni ile okuyan bir imamın arkasında kılınan namazın iadesi gerekir. (Halebi) Kur’an-ı kerimi, Arap şivesine uygun, tecvid ile ve güzel ses ile okumalıdır. Ebu Davud’daki hadis-i şerifte, (Kur'anı güzel sesle okuyun) buyuruldu. Yani "Allah’tan korkarak okuyun" demektir. Bu da, tecvid ilmine uyarak okumakla olur. Yoksa, harfleri, kelimeleri değiştirerek, manayı, nazmı bozarak teganni ile okumak haramdır. (Berika) Teganni haramdır. (Tıbb-ün-nebevi) Kur’an-ı kerimi teganni ile okumak ve dinlemek haramdır. Burhâneddin-i Mergınânî buyurdu ki: Kur’an-ı kerimi teganni ile okuyan hafıza, ne güzel okudun diyen kimsenin imanı gider. Tecdîd-i iman gerekir. Kuhistânî de, böyle yazmaktadır. (Dürr-ül-müntekâ) İbni Âbidin hazretleri buyuruyor ki: Eğlence veya para kazanmak için başkalarına şarkı söylemek, sözbirliği ile haramdır. Çalgı ile raks etmek büyük günahtır. Sıkıntısını gidermek için kendi kendine şarkı söylemek günah değildir. Çalgı olarak, yalnız kadınların düğünlerde def çalması caizdir. (Redd-ül-Muhtar) Fısk ve içki içilen yerlerde çalgı çalmak ve bunu dinlemek haramdır. Resulullah çobanın kavalını işitince, parmakları ile mübarek kulaklarını kapadı ise de, yanında bulunan Abdullah bin Ömer’e kulaklarını kapamasını emretmedi. Bu da, elde olmadan duymanın haram olmadığını göstermektedir. Çalgıyı, içki, oyun ve kadın bulunan yerlerde keyif için çalmak haramdır. Bayramda, savaşta, hac yolunda, sahurda, düğünlerde ve askerlikte davul çalmak da caizdir. [Okullarda, millî ve siyasi toplantılarda bando, mızıka, mehter marşı çalmak caizdir.] (Hadika) Def, tambur ve her çeşit çalgıyı evinde, dükkanında bulundurmak, kendisi kullanmasa bile, satmak, hediye etmek, ariyet veya kiraya vermek günahtır. (Berika) Tasavvuf müziği diye bir şey yoktur. Müzik, nefsin gıdası, ruhun zehirdir, kalbi karartır. (Dürr-ül mearif) İlahileri çalgı ile, ney çalarak okumak bid'attir. Harama helal diyen ve haramı ibadete karıştıran kâfir olur. (S. Ebediyye) İmam-ı Gazali hazretleri buyuruyor ki: Resulullah efendimiz, geldiği bir evde, küçük zenci kızları [cariyeler] def çalıp şarkı söylüyorlardı. Şarkıyı bırakıp, Resulullahı övmeye başladılar. Resulullah efendimiz, (Onu bırakın, oyun arasında beni övmeyin. Beni övmek [mevlid, ilahi] ibadettir. Eğlence, oyun arasında ibadet caiz değildir) buyurdu. (K. Saadet) [Bazıları, bu hadis-i şerife istinaden kadınların şarkı söylemesinin ve çalgının caiz olduğunu söylüyorlar. Şarkı söyleyenler cariye idi. Cariyenin avret yeri erkeğinki gibidir. Sesi de avret değildir. Hür kadınların sesi de avrettir, saçları kolları da avrettir. (Hadika, Berika)] Her çeşit çalgı dinlemek haramdır. (Fetava-i Bezzaziyye, Hadika, Ahlak-ı alaiyye) Müzik bütün dinlerde büyük günahtır. (Dürr-ül-münteka) İncilin yasakladığı müziği, sonradan papazlar Hıristiyanlığa soktu. (Mevahib-i ledünniyye şerhi Zerkani) Müzik kelimesi, yunanlıların büyük putları olan Zeüs’ün kızları sayılan Mousa (Müz) denilen 9 heykelin adından hasıl olmaktadır. Bozuk dinler, kalbleri ve ruhları besleyemediği için, müziğin, her çeşit çalgı sesinin nefslere hoş gelmesi, nefsleri beslemesi ruhani tesir sanıldı. Bugünkü batı müziği, kilise müziğinden doğdu. Bugün yeryüzünü kaplayan bozuk dinlerin hemen hepsinde, müzik, ibadet halini almıştır. Müzik ile, her çeşit çalgı ile nefsler keyiflenmekte, şehvani, hayvani arzular kuvvetlenmektedir. Ruhun gıdası olan, kalbleri temizleyen ve nefsleri ezip, haramlara olan arzularını yok eden, ilahi ibadetler unutulmaktadır. Müzik, her çeşit çalgı, insanları, alkolikler ve morfinmanlar gibi gaflet içinde, uyuşuk yaşatmaktadır. Böylece, nefsleri azdırarak, sonsuz saadetten mahrum kalmasına sebep olmaktadır. İslam dini, insanları bu felaketten korumak için, müziği kısımlara ayırmış, zararlı olanlarını haram kılmış, yasak etmiştir. (S. Ebediyye) Müziği dine sokmak Hızlı ve sinsi bir şekilde dinin içine müzik sokulmaya çalışılıyor. Çünkü dini bozmanın en kolay yollarından biri budur. Hıristiyanlığı aslından uzaklaştıran önemli unsurlardan biri de Kiliselere müziğin sokulmasıdır. İslamiyet’i de Hıristiyanlığın durumuna düşürmek için müziğe ağırlık verilmektedir. Bir gazete haberi şöyledir: “Yedikule Zindanları, iftardan sonra zindan duvarlarını sarsacak kadar tempolu bir konsere tanıklık etti. Mustafa Özcan’ın Kur’an tilavetinden sonra Avusturya’dan gelen ve daha çok Türk Tasavvuf Musikisi icrasıyla tanınan Abdurrahman Toprak, soğuktan titreyen kalabalığı kendine eşlik ettirmeye çalışarak ilahi söyledi. Ardından bir zamanların ‘Yeşil Pop’çuları sahneye çıktı. Daha sonra heyecanla Yusuf İslam’ın geldiği müjdelendi. Hip Hop şarkılarıyla İslam çağrısı yapan, ramazan münasebetiyle özel olarak getirtilen Amerikalı müzik grubu Native Deen (Yerli Din) de sahnede yerini aldı. Her biri en fazla 20 yaşında üç tane çikolata renkli Afro-Amerikan, başlarındaki beyaz takkeler ile koşarak sahneye fırladı. Grubun üyeleri Joshua Salem, Naim Muhammed ve Abdülmelik Ahmed sahnede izleyici ile kurdukları diyalog açısından Yedikule Zindanlarındaki kalabalığı adeta kendinden geçirdi. En fazla ortaokul öğrencisi oldukları her hallerinden belli çocuklar, başlarına beyaz namaz takkelerini geçirmiş sahnenin hemen önünde ‘hip hop’ figürleriyle dans ettiler. Gece, Native Deen’in genç üyeleri ile öncüleri olan Yusuf İslam’ın birlikte söylediği sazlı sözlü ‘Taleal Bedru’ ile noktalandı...” Ramazan aylarında yoğunlaştırılan bu faaliyetler projenin birinci aşamasıdır: Bu aşamada, dinimizce haram olan müziği meşru hâle getirmek. Daha sonra da, müziği Hıristiyanlıkta olduğu gibi ibadetin bir parçası haline sokmak. Birinci aşamada hayli yol alındı. Ramazanda pek çok otelin kapısında, “Canlı müzik eşliğinde iftar” afişlerini gördük. İşte İstanbul’da beş yıldızlı bir otelin ilanı: “Zengin bir mönünün sonunda Çeşmi bülbül Fasıl Grubu eşliğinde her akşam iftar...” Dört kız, ellerinde tambur, kanun ve ud eşliğinde, “Ben yanarım yane yane”, ”Sordum sarı çiçeğe...” ilahilerini seslendiriyorlar iftarda. Ardından saz eserleri... Akşama kadar ALLAH için oruç tutan, akşam genç kızların seslendirdiği Klasik Türk Müziği eşliğinde iftar ediyor. Şapla şeker karıştı. Eskiden saflar ayrı ve netti. Kim ne yaptığını biliyordu. İçki içen meyhaneye, eğlenecek olan eğlence yerine, ibadet edecek olan da, camiye giderdi. Haram işleyen de günahını bildiği için üzülürdü. Yaptığını meşru görmediği için de küfre düşmezdi. Şimdi her şey birbirine karışmış durumda. İbadet mi yapıyor, eğleniyor mu belli değil. Bütün bunlar müziği ve haramları meşrulaştırmanın, haramı helali birbirine karıştırmanın yani “Dini sulandırma” projesinin bir parçasıdır. Görünüşe bakıldığında bu davranışlar halkın cahilliğine veriliyorsa da, bu o kadar basit bir olay değildir. Müslümanlar bu hâle planlı bir şekilde, belli bir proje doğrultusunda getiriliyor. Bu projenin içeride ve dışarıda bayraktarlığını yapan pek çok kimse var. Rock Müziğin başını çeken Cat Stevens diğer ismi ile Yusuf İslam’ın takip ettiği çizgi hayli enteresan. Önce İslam âlimlerinin kitaplarından ve çevresindeki Müslüman kimselerden müziğin haram olduğunu öğrenip Müslüman olmasıyla beraber müziği de bırakıyor. Daha sonra birden fikir değiştiriyor. Bu değişikliği de kendince şöyle yorumluyor: “Başlangıçta müzik konusunda şüphelerim oluşmuştu. Daha sonra Kur’ana ve hadislere baktım, müzik ile ilgili bir şey göremedim. İyi, faydalı şeyleri İslamiyet emrediyor. Müzik iyi ve faydalı olduğuna göre, haram olamaz diye yorumladım. Yeniden çalışmaya başladım...” Binlerce İslam âlimi, Kur’an-ı kerime ve hadis-i şeriflere dayanarak Müziğin haram olduğunu söylüyorlar; bu ise, göremedim, diyor. Demek ki bir yönlendirenler var. Kendisine, “Yedikule’de hip-hop grubu Native Deen ile birlikte sahneye çıktınız. Bu hip-hop tarzını nasıl buluyorsunuz?” diye soruyorlar, o da, “ Native Deen, gençleri İslam’a ve Allah’a çağırıyor. Albümleri insanlık adına son derece olumlu mesajlar içeriyor. Bence gayet de başarılı bir hip-hop örneği ortaya çıkarıyorlar” diyor. Yani dinimizin haram kıldığı müzik vasıtasıyla gençler İslam’a çağrılıyor. Böyle çağrılarla gelenlerin İslami anlayışının, yaşayışının ne olduğunu bilmek zor değildir |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
haram, helal, muzik |
|
|