|
![]() |
#1 |
![]() Bizde Eğitim-Öğretimin amacı:”Uslu, hafızası kuvvetli adam yetiştirmektir”.İnsanların hayatındaki başarı; birinci derecede bildiklerinin, zekâlarının değil, azim, dayanaklılık, cesaret gibi ahlaki vasıfların yani karakterlerin ürünüdür. Yalnız başına eğitim yalnız başına müteşebbis, kararlı, cesur bir varlık; bir şeydir fakat sadece bilgili, hafızası zengin bir adam hiçbirşeydir. Hafızayı birtakım bilgilerle dolduran, yalnız hayal gücünü şişiren, bütün diğer kuvvetleri hareketsiz bırakan bir ders; eğitim açısından yetersiz bir derstir. Bir ders hem bilgi veriyor, hem de bu bilgiyi verirken eli, gözü, dikkati… eğitiyor, duyguları geliştiriyor, iradeyi harekete geçiriyor, girişimciliğe, azime alıştırıyorsa O; eğitim açısından yararlı bir derstir. Mademki eğitim sürecinde eğitim ve öğretim unsurlarından her ikiside vardır; o halde bir ilmin veya ilme ait olan bir dersin değeri yalnız kazandırdığı bilginin fazlalığıyla değil, geliştirdiği yeteneğin derecesiyle de ölçülmesi gerekir. Onun için bir dersin değerini ölçerken yalnız “ne öğretiyor?” diye değil aynı zamanda “ruhu ve bedeni ne derecede eğitiyor?” diye aramak gerekir. Bundan dolayı en iyi öğretmen; en süslü ve en düzgün konuşan değil, öğrencisinin kuvvetlerini en çok harekete geçirendir. Uygun bir eğitim öğretimin temellerini yalnız bir şekilde, eğitimin konusunu oluşturan çocuğun yapısını, gelişimini incelemekle konulabilir.
Eğitimde Esasları: Yetenekler Hareketle Geliştirilebilir 1.Bedende Faaliyet 2.Beş Duyuda Faaliyet 3.Fikirde Faaliyet 4.Duyguda Faaliyet 5.İradede Faaliyet Görünüşte hain ve zalim olan çocuk, aslında huzur ve mutluluğunu, gelişimini faaliyette, çevresiyle temasta arayan hareketli bir varlıktır. Faaliyet; eğitim ve gelişmenin büyük sırrıdır. Tabiat kanunlar koyar; fakat bizim ailelerimiz, öğretmenlerimiz, okullarımız bu kanunları cahillikleriyle bozar! Tabiat; faaliyeti çocuk için gerekli, faydalı kılar, aileler bu hayra kötülük be gerekliliğe saçma gözüyle bakar! Tabiatı kurduğu okul; hareketli, atak çocuklarını “zeki ve hareketli” diye takdir eder, bizim okullardaki eğitimimiz; bu hareketli varlıkları ”yaramaz, haylaz” diye kötüler! Bir kere babalarımızın, analarımızın, öğretmenlerimizin faaliyet hakkındaki zihniyetleri değişmedikçe, milletin hayatında, gelecekte derinden, kökten değişecek hiçbir şey yoktur. Görme, tutma, işitme gibi kuvvetlerin olgunlaşması için bunların görmesi, tutması, işitmesi gerekir. Görmeyen gözler hareket etmeyen vücut gibi zayıflar. Düşüncenin olgunlaşması için de faaliyet şarttır. Faaliyet olmadıkça ne dikkat, ne muhakeme, ne de hafıza düşüncenin hiçbir becerisi gelişip olgunlaşamaz. Bu kuvvetlerin olgunlaşması için kendi hesaplarına ayrı ayrı işlemeleri gerekir. Duygular da bütün beceriler gibi faaliyetle geliştirilebilir. İşlemeyen duygular körleşir. Bir insan düşününüz ki çocukluğunda başka insanların üzüntü ve sıkıntılarına daima ilgisiz kalmış, böyle bir insanda merhamet ve şefkat duyguları nasıl yaşar? Hareketi için serbestlikten yoksun kalmış bir irade, sonuçta yok olmaya mahkûmdur. Şimdiki neslin damarlarında babalarından miras aldıkları tembellik, korku, tutsaklık mikropları dolaşıyor. Türk Çocuğu utangaç, korkak, en küçük bir girişimden acizdir. Bu damarlardaki kan ortadan kaldırılmadıkça sadece bunlar değil, yarınkiler de kurtulmuş olmayacaklardır. Beceriler Kendisine Özgü Vasıtalarla Gelişebilir 1.Bedende Faaliyetin Vasıtaları 2. Beş Duyuda Faaliyetin Vasıtaları 3. Fikirde Faaliyetin Vasıtaları 4.Duyguda Faaliyetin Vasıtaları 5.İradede Faaliyetin Vasıtaları Bedende faaliyetin vasıtaları genellikle oyun ve benzer şeylerdir. Fakat hareketli oyunlardır “Haydi! Uslu uslu oynayın yaramazlık yapmayın” demek değildir.Beş duyuda faaliyetin vasıtaları ne olabilir dersek. Analarımızın babalarımızın öğretmenlerimizin zannettiği gibi sözler, öğütler değil; kitap ibareleri hiç değil. Bu vasıtalar ele, göze, kulağa vb. etki eden şeyler, maddeler olabilir.(el işleri, eşyalar) Düşüncenin faaliyetini hazırlayacak vasıtalar, fırsatlar ne olabilir? Bunu öğretmenlerimize sorsak alacağımız cevaplar “Kitap oku” olacaktır. Fakat bu cevaplarla yarın ki neslin katili olurlar. Duyguları geliştirecek vasıtaları aslında her yerde okulda, oyunlarda, uğraşlarında bulabilirsiniz. Bütün bu konular; duyguları harekete geçiren unsurları oluşturur. Kişisel eğilimler ve toplumsal eğilimleri geliştirecek fırsatlar verir. Bedene, fikre, duyguya ait kuvvetlerimiz gibi ahlak kuvvetlerimizi de faaliyete yöneltecek araçlar çeşitlidir. Bu araçlar okulun binasında, bulunduğu yerde her şeyde vardır. Bu vasıtalar arasında bir tanesi var ki irade ve iradenin teşebbüs, azim, dayanıklılık gibi değişik şekilleri faaliyete sevkedecek vasıtaların en önemlisi, en etkilisi. Bu vasıta okulun disiplinidir. Hür disiplin! İşte iki kelime ki anlaşılması o kadar kolay, gösterdiği yol o kadar açıktır. ./.. -2- Duyuların Faaliyeti Ortaklaşa Gerçekleşir. Duyuların faaliyetindeki ortaklık; kişinin mutlu bir hayat sürmesini ve böylece gelişmesini sağlar. Duyuların ortak faaliyeti eğitimimizde hiç göz önüne alınmamıştır. Hafıza, fikir pahasına bedeni, duyguyu, iradeyi ayrı ayrı birer yaratık gibi anlayan eğitim; bu sahada ilerlemeyi engelleyici ve yok edici bir eğitimdir… Duyuların Gelişiminde Doğal Bir Düzen Vardır. Asıl duyular, yani beş duyudur. Çocuklukta ve ilkel insanda da beden, görme, işitme, tatma, dokunma, koklama bütün diğer duyulardan önce faal ve bütün diğer duyulardan fazla olgunlaşmıştır. Ailede, okulda verilecek doğal ve meşru bir çocuk eğitimi kuvvetlerin bu mükemmel ve gelişim sırasını görecektir. Fakat bunu görmek için öncelikle çocuğu hürriyetine saygı duymayı öğrenmek gerekir. Doğanın, yeteneklerin gelişimine koyduğu nizam hâkimdir. Bedenin ve duyuların faaliyetiyle gelişmeyen bir zekâ olgunlaşamaz. Öğretimde Esaslar: Düşüncelerimiz Kişisel Tecrübelerimizin Ürünüdür. Bütün ülkelerin eğitim ve öğretiminde yapılmış ortak bir hata varsa o da bilgi ve düşüncenin kulakla dinleyerek, kitaptan okuyarak, ezberleyerek elde edilebileceği inancıdır. Bir kere çocukları, çocuklardaki bilgilerin oluşum ve gelişimini incelerseniz öğretim yöntemleri konusundaki inancımızın ne kadar yanlış, bilgiyi ezberleterek vermenin ne kadar zorbaca bir davranış olduğunu anlarsınız. Fikirler Kendi Gerçek ve Doğal Çevrelerinde Oluşabilir Gerçek bilgilerimiz; yalnız kişisel faaliyetlerimizle öğrenilemez. Bu bilgiler bir çevreye bağlı olarak öğrenilir. Düşünceler için gerçek ve doğal çevreyi belirleyen şey; bu düşüncelerin hayatta gerçekleştiği şartlardır. Bizim öğretim sistemimizde yapılacak yeniliklerin en önemlilerinden biri de çocukların faaliyetlerini doğal ve gerçek çevrelere sürüklemek olacaktır. ”Fikirler kendi doğal ve asıl çevrelerinde kişisel tecrübelerle kazanılır.” Fikrini ileri sürmekle; bilgi ve düşüncelerimiz, çevrelerinde her şahsın bedensel, zihinsel faaliyetiyle kazanılır demek isteniliyor. Bazı Bilgiler Bazı Düşünceleri Doğurur Doğa, bilginin kazanılmasında şahsın çeşitli niteliklerini bir araya getirir. İlkel insan ile çocuk izlenecek olurlarsa görülür ki; dış dünyadaki şeyler hakkında bilgi alırlarken, bütün duyu organlarını ve yeteneklerini ortaklaşa kullanmaya gayret gösterirler. Dışımızdaki şeylerle ilgili bilgilerimiz, düşüncelerimiz sadece bir çeşit bilginin örneğin yalnız gözün ürünü değildir. Fikirlerimizin Gelişimi Basitten Karmaşığa Doğrudur Çocukluğun ve medeniyetin incelenmesi bize gösterir ki zekânın gelişimi de her türlü gelişim gibi basitten karmaşığa doğru olmuştur. İnsanlar zihinsel ve bedensel eserlerinde önce basitten başlayarak karmaşığa doğru ilerlemişlerdir. Dil; önce basit seslerin taklidi ile başlamış daha sonra fikir ve duyguları ifade etmemize yaramıştır. Okullarımızın öğretiminde basitten karmaşığa doğru gelişme prensibinin tamamen aksi yapılmaktadır Fikirlerin Hatırda Tutulması ve Hatırlanması; Kazanılan Bilgilerin Nitelik ve Niceliğine Bağlıdır 1.Bilgilerin Pekiştirilmesi 2.Bilgilerin Algılanma Derecesi 3.Bilgilerin Tekrarı 4.Fikirlerin Sıralanması 5.Öğretimde Faal Metotlar En kuvvetli bilgileri meydana getiren bilgiler, yaşamsal faaliyetlerimizi en çok değiştiren etkilerin ürünüdür. İnsanların en kolay öğrendikleri ve en çok hatırlarında tuttukları şeyler; yaşamsal faaliyetlerini en çok değiştiren şeylerdir. Çocukla ilkel insanda fikirleri meydana getiren öğrenme olayı ne kadar canlı olursa onun anısı da o kadar kolay yerleşir ve dönüşü de o kadar kolay olur. Bir fikri meydana getiren öğrenmeler ne kadar sağlam ve canlı olursa o fikir o kadar kolay algılanıyor ve gerektiğinde hatırlanabiliyor. Aynı olayın tekrarlanması; insanda onun önceki izlerini daha belirgin hale koyuyor. Bir hatıra başka bir hatıraya, bir olay başka bir olaya ne kadar çok bağlı olursa o kadar kolay öğrenilir ve hatırlanır. Bu esaslar bir kere bilindikten sonra, fikirlerin algılanması ve hatırda tutulmasını kolaylaştırmak için öğretimde birtakım yöntemler, kolaylıklar ortaya koymak mümkündür. kaynak kendim bu seneki konum buydu ben kendim bizzar çıkardım /erendikyol/ |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
baltacioglu“talim, hakki, inkilâp”, ismail, terbiyede |
|
|