![]() |
#1 |
Şehit eşinin mektubu sonuna kadar okumanızı tavsiye ederim...
ÇÖZÜLME...
>>Sevgilim... >>Ölüm denen o yoğun, kör karanlığın kederini, kahredici yalnızlığını ancak >>ben gibi ayrılıklara mahkum edilenler bilir...Sen kahpe kurşunlarıyla son >>nefesini verdiğin gün ben de dilimi mühürledim... Baban "Vatan sağ olsun, >>bir evladım daha var, o da feda olsun" diye ağlarken, 7 aylık oğlunu >>"emanetin" diye kalan son gücümle sıkı sıkı sarmıştım da nedense ayaklarım >>beni taşımıyordu. İki yanımdan koluma girmişlerdi, o an kalabalık bana çok >>gelmişti.. Kim bilir kaç kişilerdi.. Kasaba halkının yarısı arkamızdan >>geliyordu.. En önde giden sen! Üstüne örtülmüş al bayrağımdan gözlerime >>kızıl miller çekiliyordu... Son kez telefonda duyduğum sesin beynimde >>yankılanıyordu. "Hepinizi çok özledim..." "Özledim..." "Özledim..." >>Susmuştum....Oğlan büyüdü artık, her geçen gün biraz daha sana benziyor... >>Resimlerden tanıdığı sana özenerek saçlarını sen gibi tarıyor... O >>güldüğünde sanki sen gelip oturuyorsun karşıma... İçim ılık ılık kanıyor >>ama ne o gün ne ondan sonra, her sabah uyandığım ıslak yastığımı >>saymazsak, hiç ağlamadım.. Kavlimiz vardı unutmadım, "neden" diye hiç >>sormadım, bir kahpe kurşunla yıkılmadım, rabbim verdi sabrını ne boyun >>büktüm, ne senden vazgeçtim.. Her gelen kara haberde, hangi şehrin >>şehidiyse oranın valisi, kaymakamı, esnafı, askerler, tanıyanlar, >>yakınlar...Şimdiye değin ağıtlarla, bayraklarla uğurladıklarımız kadar >>olmasa bile yine de kalabalıklar... Televizyon ekranından geçiyorum, ben >>de yürüyorum onlarla... Bir kez daha... Bir kez daha... Bir ... >>Sevgilim,Sen de oralardan görebildin mi bilmem, bu günlerde buralarda >>zamansız bir kırlangıç fırtınası var... Hangi televizyonu açsam, bir >>kahramandan söz ediliyor... Gazeteciymiş.. Ürkek bir güvercin gibiymiş.. >>İnsanlar gözyaşları arasında onun ne kadar mert, ne kadar vatansever >>olduğunu anlatıyor... Gündüz gözü şehrin tam ortasında vuruvermiş >>zalimler... Gördüm adamcağızın nasıl yattığını o soğuk taştan >>kaldırımda... Üzerine gazete örtmüşler... Ayakkabısı da yırtıkmış... İçim >>acıdı... Sahi sevgilim, operasyona gittiğiniz dağda, gecenin ayazında o >>karların arasında vurulduğunda karnın tok muydu ? Üşümüş müydü ellerin, >>esen deli rüzgar yaşartmış mıydı gözlerini? Bölücü hainlerle çatışırken, >>sağınızda solunuzda bombalar patlarken ne geçmişti aklından en son ? >>Bunları bilememek koyuyor insana, yine de mayınlara verdiğimiz >>şehitlerimizi düşününce şükrediyorum.. Hiç değilse sen parçalanmadın, >>vatan toprağında bütünsün, vedalaşırken kaskatı elini tutabilmiş, uzun >>uzun yüzüne bakabilmiş, mühürlediğim dudaklarımla solgun, soğuk alnından >>öpebilmiştim ... Diyorlar ki öldürülen gazetecinin adı Hrant Dink'miş, >>Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinde Türklüğe hakaretten yargılanmış.. >>Kibarlık olsun, Türkleri incitmesin diye Ermeni soykırımı oldu demiyormuş >>da, Türkiye Ermenilere karşı suç işlemiştir bu suçu kabul etsin, iki >>devlet aralarında anlaşsın, gereken yapılsın diye yazıyormuş, >>söylüyormuş... Ermenistan da Türkiye'den toprak istiyormuş... Sen gibi >>şehit olanların canıyla kazanılan vatanın birazını "bize verin" >>diyormuş... Günlerdir televizyonlarda bu gazeteci var sevgilim... >>Günlerdir kırlangıç fırtınası dinmiyor... Hükümetten birileri önermiş, >>Hrant Dink Türk bayrağına sarılsın demişler... Köşe yazarları da "Şehide >>ağıt" yazmışlar... Bize vatan uğruna ölenlerin şehit olduğu öğretilmişti.. >>Bayrak, vatan uğruna, vatana hizmet ederken can verene sarılır bilirdik... >>Cenaze törenini canlı yayınla verdiler... Hem de Dünyanın her köşesinde... >>Ben de senin ve sen gibilerin cenazesini kalabalık sanırdım... Bütün yurt >>bizle ağlıyor, terörü lanetliyor bilirdim... Yurdun dört bir yanından >>çoluk çocuk, yaşlı, genç demeden koşturup gelenleri görmeliydin...Mahşer >>yeri gibiydi ortalık.. Hepsinin ellerindeki pankartlarda "Hepimiz >>Ermeniyiz" yazıyordu... Ne çok Ermeni varmış, şaşırdım! Sadece onlar mı ? >>Türkiye'yi düşman belleyenler de davetle gelmiş... Geliş paralarını da >>devlet ödemiş... Bu defa geçemedim ekrandan.. Yürüyemedim onlarla.. Burada >>cenaze böyle törenle defnedilirken, Ermenistanda da "Soykırım Anıtı" >>önünde tören yapmışlar... Acaba orada da "Hepimiz Türküz" diyenler oldu mu >>? Hani son konuşmamızda susmuştum.. İçimdeki korkuları göstermemek için >>boğazım düğümlenmiş, sesim çıkmamıştı... Şimdi söylüyorum... "Ben de seni >>ben de seni... BİLEMEZSİN NE ÇOK ÖZLEDİM SEVGİLİM"Artık dilimdeki mührü >>çözüyorum, içimde biriktirdiğim feryadı salıyorum, gittiği yere gitsin >>kırlangıç fırtınasıyla... Böldürmemek için her biriniz siper ederek >>bedenlerinizi feda olmuştunuz vatana. Sizler kara toprağa bizlerse diri >>diri boşluğa gömülürken arkanızda yurdun dört bir yanından gelen >>"Ermeniler" yürümemişti.. Hiçbir yabancı televizyon acılarımızı dünyaya >>göstermemişti.. Karalara bürünen hayatıma, babasız büyüttüğüm evladıma >>karşın, yurdun dört bir yanında "hepimiz Ermeniyiz" diye haykıranlara da >>helal ettim hakkımı ... >>..... ....... >>*** Çok ucuza satıyoruz bu insanları çoook...*** |
|
![]() |
![]() |
#2 |
|
![]()
eline emeğine sağlık arkadaşım bu tür konularda biraz daha duyarlı olmamız gerekli tesekkürler...
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
esinin, kadar, mektubu, sehit, sonuna |
|
|