Geri git   CurcunaForum.Org > Kültür - Sanat - Tarih - Eğitim ve Uzay > Dersler / Ödev > Tarih
Kayıt ol Yardım Topluluk

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
Alt 04-21-2007   #1
Profil
Üye
 
NameLeSS® - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: NeRdeN NeReye....!
Mesajlar: 3.196
Üye No: 141

Seviye: 44 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Canlılık: 0 / 1076
Çekicilik: 1065 / 56976
Tecrübe: 4

Teşekkür

Teşekkürler: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Rep
Rep Puanı : 6065
Rep Gücü : 82
İtibar :
NameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond reputeNameLeSS® has a reputation beyond repute
NameLeSS® - MSN üzeri Mesaj gönder
19 Anzakli Ömer’İn HİkÂyesİ

1957 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden mezun olup ihtisas yapmak üzere ABD’ye giden doktor Ömer Musluoğlu görev yaptığı hastanede başından geçen çok enteresan bir hadiseyi şöyle anlatıyor:

“Amerika ‘ya gittiğim ilk yıllar ( 1957) lisanım pek o kadar iyi değil. Newyork’da Medical Center Hospital adlı bir hastanede görev almıştım. Fakat vazifem kan almak,kan vermek,serum takmak,elektrokardiyografi çekmek gibi işler. Hastaya o kadar önem veriyorlar ki yeni doktorlar hemen direk olarak hasta muayenesine, tedavisine verilmiyor. Diğer zamanlarda da laboratuarda çalışıyorum.

Bir hastaya gittim. Yaşlıca bir adam. Tahminen yetmiş beş yaşlarında tabii kendisi ile ingilizce konuşuyorum.

Kan vereceğim kolunuzu açar mısınız?

Çünkü adamcağız kanser hastası olduğu halde üstelik kansızdı. Elimde kan torbası da var tabii ki. Kolunu açtım. Baktım kolunda dövme şeklinde bir Türk bayrağı var. Çok ilgimi çekti benim. Kendisine sormadan edemedim.

Siz Türk müsünüz?

Kaşlarını yukarıya kaldırarak ” Hayır “manasına işaret yaptı. Ama ben hala merak ediyorum:

Peki bu kolunuzdaki Türk bayrağı nedir?

“Aldırma işte öylesine bir şey dedi. Ben yine ısrarla dedim ki:

Fakat benim için bu bayrak çok önemli. Dikkatimi çekti. Çünkü bu benim milletimin bayrağı,benim bayrağım…

Bu söz üzerine gözlerini açtı. Derin derin yüzüme baktı ve mırıltı halinde sordu:

Siz Türk müsünüz?

Evet Türk’üm!

İhtiyar gözlerime bakarak tanıdık bir göz arıyor gibiydi. Anlatmaya başladı:

Yıl 1915. Sen hatırlamasın o yılları. Çanakkale diye bir yer var Türkiye’de. orada savaşmak üzere bütün Hıristiyan devletlerden asker topluyorlardı. Ben Anzak’tım Avustralya Anzaklarından…

İngilizler bizi toplayıp dediler ki: “Barbar Türkler Hıristiyan dünyasını yakıp yıkacaklar. Bütün dünya o barbarlara karşı cephe açmış durumda. Birlik olup üzerine gideceğiz. Bu savaş çok önemlidir.” Biz de inandık sözlerine vaatlerine… Savaşmak isteyenler arasına katıldık.

Avustralyalı Anzak ihtiyar anlatmaya devam ediyordu:

Bizim yıkayan İngilizler, Türklere karşı topladığı askerlerin tamamını Çanakkale’ye sevk ediyorlarmış. Bizi gemilere doldurup Mısır’a getirdiler o zaman. Mısır’da şöyle böyle birkaç ay talim gördük. Atış talimi. Ondan sonra da bizi alıp Çanakkale’ye getirdiler.

Savaşın şiddetini ben ilk orada gördüm. Öyle ki denize düşen gülleler suları metrelerce yukarı fışkırtıyor,gökyüzünde havai fişekler ,geceyi gündüze çeviriyordu zaman zaman…

Her taarruzunda bizden de Türklerden de yüzlerce insan hayatının baharında can veriyordu. Fakat biz hepimiz Türklerdeki gayret ve cesareti uzaktan gördükçe şaşırıyorduk. Teknolojik yönden çok çok üstün olduğumuz gibi sayı bakımından da fazlaydık. Peki, onlara bu cesaret ve kuvveti veren şey neydi? İlk başlarda zannediyordum ki İngilizlerin bize anlattığı gibi Türkler barbarlıktan böyle saldırıyorlar. Meğer barbarlıktan değil, kalplerinde ki vatan sevgisinden kaynaklanıyormuş. Bunu nereden anladığımı söyleyeyim.

Biz karaya çıktık. Taarruz edemiyoruz. Bizi püskürtüyorlar. Tekrar taaruz ediyoruz. Bizi tekrar püskürtüyorlar. Tekrar taaruz ediyoruz. Derken böyle bir taarruzda başımdan yediğim bir dipçik darbesiyle kendimden geçmişim.

Meraktan ağzım açık yaşlı Avustralyalıyı dinliyorum. Savaşın dehşetli anılarını anlatırken hastalığına rağmen tir tir titremeye başlamıştı. Devam etti:

Gözlerimi açtığımda kendimin yabancı insanların arasında gördüm. Nasıl korktuğumu anlatamam. Çünkü İngilizler bize Türkleri barbar,vahşi kimseler olarak tanıttı ya…

Ama dikkat ettim. Yaralarımı sarmışlar. Bana hiç de öfkeli bakmıyorlar. Kendime geldim iyice bu defa çantalarında bulunan yiyeceklerden ikram ettiler bana. İyi biliyorum ki onların yiyecekleri çok çok azdı. Bu haldeyken bile kendileri yemeyip bana ikram ediyorlardı. Şoke oldum doğrusu. Dedim ki; kendi kendime:

Bu adamlar isteseler şu anda beni öldürdüler. Ama öldürmüyorlar… Veyahut isteseler önceden öldürebilirlerdi. Hâlbuki beni cephenin gerisine götürdüler. Biz esirlere misafir gibi davranıyorlardı.

Bu duygularla “Yazıklar olsun bana” dedim. “Böyle asil insanlarla niye ben savaşıyorum ben. Niye savaşmaya gelmişim. Bu İngiliz milleti ne yalancıymış ne kadar Türk düşmanıymış” diyerek pişman oldum. Ama bu pişmanlığım fayda etmiyor ki… Bu iyiliğe karşı ne yapsam düşündüm durdum günlerce…

Nihayet bize serbest bıraktılar. Memleketime döndüm. İşte memlekette Türk milletini ömür boyu unutmamak için koluma bu dövme Türk bayrağını yaptırdım. Bu bayrağın esrarı bu işte.
__________________

Msn İRTİßaT
!...KeşKe ßu kadar ßüyük Sevdirmeseydin Kendini...!

Click the image to open in full size.


Click the image to open in full size.

NameLeSS® is offline NameLeSS® isimli üyenin yazdığı bu Mesajı değerlendirin.   Alıntı ile Cevapla
Alt 05-18-2007   #2
Profil
Üye
 
ByRoGuEE - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2007
Mesajlar: 256
Üye No: 1009

Seviye: 14 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Canlılık: 0 / 349
Çekicilik: 85 / 18331
Tecrübe: 96

Teşekkür

Teşekkürler: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Rep
Rep Puanı : 10
Rep Gücü : 18
İtibar :
ByRoGuEE is on a distinguished road
Standart

paylaşım için tskler..
ByRoGuEE is offline ByRoGuEE isimli üyenin yazdığı bu Mesajı değerlendirin.   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Etiketler
anzakli, hikayesi, omer’in


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:34.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.