![]() |
#1 |
![]() Mustafa Kemal Paşa, Amasya ziyareti sırasında hoş geldin diyenlerin arasında uzun sakallı biri dikkatini çeker. Ata yanındaki valinin kulağına eğilip sorar. “Kimdir bu ?” Vali cevap verir. “ Efendim kendisi Şıh’tır. Yörede çok hatırlısı vardır.” Atatürk Şıh’ı yanına çağırır ve ; “ Bak baba, imanın ölçüsü sakalın boyunda değildir. Şunu rica etsem de en azından Peygamber efendimizin ki gibi kısaltsan” der eliyle de boyun hizasını gösterir. Şıh ; “Emrin olur Paşam “ diyerek yerine çekilir. Aradan zaman geçer, bir akşam Atatürk, Amasya’daki Şıh’ı hatırlar ve Valiyi telefonla arayıp durumu sorar. Vali nasıl söyleyeceğini bilmemekle birlikte, Şıh’ın sakal boyunda en küçük bir kısaltma bile olmadığını aksine kimselere el sürdürmediğini anlatır. Atatürk teflonu kapatır, kağıdı kalemi eline alır ve az sonra nazırını çağırıp, yazdığı yazıyı Amasya Valiliği’ne tebliğ etmesini ister. Ertesi gün Amasya’dan bir haber gelir ki Şıh Efendi,Ata’yı görmek üzere Ankara’ya yola çıkmış… Şıh gelir Ata’nın karşısına çıkar. Sakal tamamen kesilmiş, sinekkaydı tıraş olmuş, saçlar kısaltılmış, kılık kıyafet baştan sona değiştirilmiş, bambaşka görünüme bürünülmüştür. Atatürk’ün mesai arkadaşları bu değişimi anlayamaz ve Ata’ya sorarlar; “Aman Paşam, O Şıh ki sakalına el sürdürmezdi, siz ne ettiniz de kökünden kesmesini sağladınız ? “ Atatürk gülümser, sonrada yanındakilerine dönüp; “ Dün akşam Amasya valiliği’ne bir yazı gönderdim ve Şıh’ı Afyon’a vali atadığımı bildirdim,” der Ardından da yeni yazı hazırlayıp nazırına bu yazıyı da Şıh’a vermesini söyler. Yazıda şöyle yazmaktadır. “ İnancının ölçüsünün sakalda olmadığını anladığına sevindim. Valilik meselesine gelince, bugün koltuk uğruna kırk yıllık sakalından vazgeçebilen yarın başka şeyler için milletinden bile vazgeçebilir. Seni böyle bir ikilemeye mahkûm bırakmayalım, kal sağlıcakla… Bunun gibi bağlı bulunmakla inanmış ve mutlu olduğumuz İslam dinini, yüzyıllardan beri alışılmış olduğu üzere, bir politika aracı durumundan kurtarmak ve yükseltmek gerektiği gerçeğini görüyoruz. Kutsal ve tanrısal olan inanç ve vicdanlarımızı karışık ve türlü renkte bulunan ve her türlü çıkarlar ve tutkuların alanı olan siyasetten ve siyasetin bütün öğelerinden bir an önce kesinlikle kurtarmak, milletin dünya ve ahiret mutluluğunun emrettiği bir zorunluluktur. Ancak böylece İslam dininin yüceliği gerçekleşir. 1924 ( M. Kemal ATATÜRK) Bugünün Türkiye’sini aslında o zaman anlatmış olan Atatürk’ümüzün kemiklerini sızlatmamak dileğiyle, ışıklar içinde yat Atam… ADNAN GÜLLÜ Tarih Araştırmacısı
__________________
Msn İRTİßaT !...KeşKe ßu kadar ßüyük Sevdirmeseydin Kendini...! |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
ataturk, koltuk, ugruna |
|
|