![]() |
#1 |
Karagözün Anadolu Eseri
İstabul dışında da Anadolu şehirlerinde Karagöz’ün yaşadığını ve yayıldığını biliyoruz. Evliya Çelebi Erzurum’un ünlü Karagözlerinden bahseder İstanbul Karagöz okulu dışında yani konuları ve üslûpları İmparatorluğun devlet merkezindekinden farklı bir oyun tarzının taşra şehirlerinde gelişmiş oludğu kestirilebilir. Kars Karagöz’ü üzerine çok yakınlarda yapılan ilk araştırmalar bu tahmini doğruluyorh. Kars Karagöz. Oyunlarından da metinleri ses bandına alınanlar vardır: ama başka bölgeler üzerine henüz araştırmalar yapılmamıştır. Bildiğim kadarı: İzmir Bursa gibi Batı- Anadolu şehirlerinde Karagöz repetuvarı tekniği bakımında İstanbuldakilerden farksızdı.
Türkiye dışındaki ülkelerde yayılmış mıdır? Balkan ülkelerinde doğrudan doğruya Karagöz oyununun oynandığı Yugoslavya gibi yerler yanında kendi kukla tiyatrolarının konularında ve tiplerinde Karagöz’ün etkisi görülen ülkeler de vardır: Romanya gibi. Yunan halk tiyatrosu Karagöz’ü Türklerden almış adını değiştirmdene onu benimseyip kendi özelliklerine uygulamıştır; onu Türk Karagözü’nün bir çeşitlemesi diye niteleyebiliriz. Türkiye ile Balkan memleketlerinin Türkçe konuşulan yerleri ve Kuzey Afrika’nın eski Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopmuş bölgelir dışında yabancı ülkelerde Karagöz’ün etkisini gösteren biraç oluğu sayılabilir. İtalyan gölge oyununda Karagöz’e benzeyen yönlerin bulunuşu Kuzey Afrika halk geleneklerinin aracılığı ile Karagöz’ün bir etkisi olsa gerektir. Türk Karagözü’nün kendi niteliklerinden bir şey yitirmeden bir Türk oyunu olarak bir ara Paris’te Chat Noir adlı kabadere gösterildiği de biliniyor. Osmanlı İmparatorluğu’ndan kopmuş memleketlerden Türk Karagözü’nün yayıldığı yerlerde bu oyun zaman zaman devlet yönetimiyle çatışmıştır. 1830’da Cezayir’in Fransızlar tarafından işgalinden sonra yerli oyunlara Frasızları küçük düşüren sahneler eklenmişti. 1843’te Fransızlar Cezayir’de gölge oyununu yasakladılar. Trablus’taki bir Karagöz oyununda Fransızların 1870’de Almanlara yenilgileriyle alay ediliyordu. Yine Trablus’ta 1909’a II.nci Abdülhamid’in tahttan indirilmesi olayından halkın duyduğu sevinç Karagöz oyunlarında yankılanıyordu. Trablus sözlü geleneğinde Karagöz’ün kökeni üzerine anlatılan hikâye de onun halk sözcüsü yanını belirtmek bakımından ilginçtir: bu söylentiye göre Karagöz oyununu İstanbul’da memleketin yönetimini beğenmeyen bir adam tenkitlerini Padişah’a bu oyun aracılığı ile duyurabilmek düşüncesiyle icad etmiştir; bir zaman sadece güldürücü açık saçık konularla halkı eğlendirmiş Padişah da merak edip oyunu görmeğe gelmiş; o zaman adam devlet yönetiminde ve yöneticilerindeki kusurları aksaklıkları bozuklukları bir bir anlatmış Padişahı uyarmış böylece; Pardişah da yolsuz adamlarını yanından uzaklaştırmış kötüleri cezalandırmış; Karagözcü’yü de vezir yapmıştır. Modernleştirme denemeleri olmuş mudur? XIX’uncu yüzyılın ünlü yazarı Ahmed Midhat Efendi ile Karagözcü Kâtib Sâlih Karagöz oyunlarına yenilikler katmayı ik defa düşünmüş olanlardır. Ahmed Midhat bez yerine perdenin buzlu camdan olması sûretlerin boylarının büyültülmesi gibi düşünceler ortaya atmış; Kâtib Sâlih Fransız romanlarından konu seçmeye kalkmıştı. Kâtib Sâlih’in tekniğindeki başka bazı değişiklikler: sahneye ikiden fzala sûret birden çıkarmak perdenin etrafını resimlerle süsleme perdenin içine mobilya ve ev içi dekorları koymak oyundan önce ince saz çaldırmak gibi yeniliklerdir; mum yerine elektrik lâmbasını da ilk defa o kullanmış; Karagöz geleneğindeki sûretlere de değişik tipler eklenmiş örneğin Karagöz’ün davullu ve tulumlu sûretleri gibi; Karagöz bu kılığı ile perdeye gelip öteki kişileri oynatırmış. Kâtib Sâlih’in bu çeşitli yenileştirme denemelerine tanık olanlar hiçbirinin başarı kazanmadığı kanısındadırlar; nitekim onlardan bir iz de kalmamıştır Karagöz üzerinde geleneğin dışına çıkarak ikinci bir “yenileştirme” denemesi onun belli başlı kişilerine canlı aktörlere temsil ettirmek Karagöz’ü tiyatro sahnesine çıkarmak olmuştur. 1910 yılında “Canlı Karagöz” sahnesi ve Operet Kumpanyası “ adında bir tiyatro kuruluşu bu işi bir zaman sürdürmüştür. Orada oynanmak üzere bir çok piyesler de yazdırılmıştır. Karagözcü Kâtip Sâlih bu oyunlarda Hacivad rolüne çıkmış. Salgam Hoca adında bir softanın Karagöz’ün karşısına çıkan bir tip olarak icadı bu oyunlarda denenmiştir. Ünlü tulûatçı Naşit de canlı Karagöz oynamış sanatçılardandır. Karagöz modernleştirmeyi üçüncü bir kez 1941 yıllarında İsmayil Hakkı Baltacıoğlu denemiştir. Onun getirmek istediği yenilikler lem tekniğe hem de konulara değgin idi. O oyunu daha büyük bir salonda (tiyatro sinema binalarında) daha kalabalık seyirciye gösterebilmek amacı ile vaktiyle Ahmed Midhat Efendi’nin düşündüğü gibi sûretlerin de dolayısıyla perdenin boyutlarını büyütüyordu; deve derisi yerine ayağa batırılmış kartondan sûretler yaptı; Karagöz Ankara’da adlı bir oyunla bu denemeyi uyguladı. Ama onun bu yoldaki çabası da başarısızlıkla sona ermiştir. Karagöz’ü geleneğindeki teknik ve içerik özelliklerini olduğu gibi bırakarak yani öterden beri hayalcilerin tuttukları yoldan giderek onun yapısındaki ve anlatımındaki güçlerden bir şey yitirmeden onu bozmadan yozlaştırmadan canlı tutma denemeleri de olmuştur. Bununla çağdaş tiyatro sanatının aktör ve yazarlarının Karagöz oyunlarına eğilmeleri anları bir anlatım aracı olarak kullanma yönetimini anlıyoruz. 1931 yıllarında bir süre güçlü komedi aktörü Hazım İstanbul’da bir küçük lokantada Karagöz oynatmıştı; onun oyunları büyük ilgi ve başarı kazanmıştı. Köy Enstitülerinin canlı çalışma ve yaratma döneminde (1940-1945) Hasanoğlan Köy Enstitüsü öğretmenlerinden Hidayet Gülen Karagöz oyunlarına yeni bir anlatım gücü verme çabası göstermişti onun geçen yıllar içinde Karagöz piyesleri yazmakta devam ettiğiğin 1968’de bir gazetenin yarışmasına katılıp üçüncü dereceyi kazanmış olmasından öğrendik. Bu yarışmada birinciliği kazanan Aziz Nesin’in Karagöz piyesleri yayınlandı; bunlar eski oyunların özellikelri yitirilmeden ölçüsü kaçırılmadan günümüze getirilmesi mümkün olduğunu ispatlıyor. Hem konuları işlemede hem de icra işinde çağının kültür seviyesinin aşağısında kalmayan aynı zamanda geleneği benimsemiş ve sindirmiş olan sanatçıların elinde Karagöz’ün bugün de diri kalma şansı vardır;sinema hele televizyon gibi çağdaş teknik araçlar onun bu yeniden canlanma imkânlarını bir hayli çoğaltabilirler. Karagöz oyunlarında işlenen konular ve İnsan tipleri nelerdir? Karagöz oyununu ileride göreceğimiz bölümlerinden ” fasıl “ların konularını inceleyeceğiz burada. Alman orientalisti Georg Jacob Karagöz oyunlarının ” fasıl “larında işlenen konuları şu dört bölümde kümelemiştir: 1- İşsiz olan Karagöz’e Hacivad bir biş bulur. Oyun Karagöz’ün bu işte beceriksizliklerinden alışılmış olanlara aykırı tutumlarından o işi görürken karşılaştığı kimselere davranışlarından çıkan tuhaflıkların sıralanması ile sürdürülür. Gözlemci Karagöz’ün aşçılığı Karagöz’ün bakkallığı Eczane Karagöz’ün komikliği Kayık Salıncak Telgrafçı Yazıcı Karagöz’ün şairliği Canbazlar Tahmis Balıkçılar... bu kümeden oyunlardır. 2- Karagöz yasak veya tehlikeli bir yere merak ettiği için ya da raslantı ile girmek ister; bu yüzden başına bir türlü işle açılır; çeşitli kimselerle rastlaşır ve çatışır: Lamam Bahçe Çivi Baskını Kanlı-Kavuk Câzûlar oyunlarında bu kümeden konular ele alınmıştır. Orta-oyunu nasıl tanımlanır? Tekniği nedir Orta -oyununun halk seyirlik oyunları kümesine giren öteki türlerle lortak yönlerini yukarıda kısaca gözden geçirdik. Şimdi orada sözü edilmeyen yönleriyle tekniğini belirterek bu oyunun tanımlanmasını tamamlayalım. Orta-oyunu çok aktörlü çalgılı bir oyundur. Çalgının işe karışması sadece başta sonra bi r de Karagöz’de olduğu gibi sahneye giren her yeni aktörü haber vermesi sırasındarır. Oyun sahne olarak kabul edilen ve etrafı seyircilerle çepe-çevre çevrilmiş bir alanda oynanır Orta-oyunu daha çok yaz mevsimlerinin mesire yerlerinin oyunudur; ama kapalı yerlerde (hanlarda hattâ bazı tiyatro sahnelerinde de) oynandığı olmuştur. Orta oyuncularını n “palanka” kelimesiyle adlandırdıkları oyun alanı herhangi bir yerde kolaylıkla hazırlanabilir; onun için de orta-oyuncuların belir ber yerde her zaman kullandıkları hazır sâbit bir alanları yoktur. Seyircilerin oturdukları yerin hemen arkasında ve oyun yerine (“sahne”ye) aktörlerin girmesi için serbest “sahne” olarak kabul edilen yer boyutları aşağı yukarı 15x25 m. Kadar yuvarlar vaya yumurtamsı bir alndır. Seyircilerle oyun yeri ip gerilmiş kazıklarla ayrılır meydanın sağı kadınlar içindir; eskiden buraya kafes konurdu; sol taraf erkek seyircilerindier. Çalgıcılar da burada seyircilerin tam önünde yer alırlar. Çalgı takımı en azından bir zurna ile bir çefte nâdarı. Dekor denilecek başlıca iki nesne vardır: birincisi ıoyun yerinin sağ tarafında “yeni-dünya” denilen ve evi temsil eden paravanamsı bir şey ikincisi de “dükkân” denilen daha kısa boylu iskemlemsi bir şey. Oyunların hemen hepsinde. Yarın devam edeceğiz. :buff: |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
anadolu, eseri, karagozun |
|
|