Geri git   CurcunaForum.Org > Kültür - Sanat - Tarih - Eğitim ve Uzay > Uzay ve Bilinmeyen
Kayıt ol Yardım Topluluk

Uzay ve Bilinmeyen Uzay hakkında bilinmeyenler.

 
 
LinkBack Seçenekler Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 07-15-2007   #1
Profil
Site Sahibi
 
joker - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Feb 2007
Bulunduğu yer: Samsun
Yaş: 40
Mesajlar: 5.038
Üye No: 1

Seviye: 51 [♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥♥ Bé-Yêu ♥]
Canlılık: 126 / 1268
Çekicilik: 1679 / 67245
Tecrübe: 74

Teşekkür

Teşekkürler: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Rep
Rep Puanı : 1985
Rep Gücü : 10
İtibar :
joker has a brilliant futurejoker has a brilliant futurejoker has a brilliant futurejoker has a brilliant futurejoker has a brilliant futurejoker has a brilliant futurejoker has a brilliant futurejoker has a brilliant futurejoker has a brilliant futurejoker has a brilliant future
67 Galaksilerin Yapısı Üzerine

Galaksilerin Yapısı Üzerine
Salih TOPALOĞLU
Sınırlı İmkân ve sınırlı iktidarımızla, az bir zaman içinde, sınırsız şeyleri tesbit etmek, sırlı kapıları zorlamak ve sonsuzu kavramak istiyoruz. Bu, bir ölçüde tecviz edilse bile, çoğu itibariyle, bilinmeyenleri bilinenlere kıyas metoduyla, elde edilmiş bilgilerimiz ne kadar güven verici,olabilir ki..! Hele bu usûlle, varlığın başlangıcını, var olma keyfiyetini, netice ve akıbetini kestirip atmak katiyyen doğru değildir ve ilmilikle tevfik edilemez. Bu itibarla, günümüze kadar ileri sürülen nazariyeler, ne okluğu gibi kabul edilmeli, ne de bir çırpıda reddedilmelidir. Herşeye, ilim ve İnsan idrakinin sınırlılığı içinde bakılmalı ve isin aslı İlmi Sonsuz'a havale edilmelidir.


Kâinat, insanların okuması için yazılmış büyük bir kitaptır. Makro aleminden mikro alemine kadar sayısız sırlarla bezenmiş okunması gereken bir kitap. Her gece değişik bir görüntüyle, semamıza kaneviçe misali işlenen yıldızlar, kitabın sadece bir sayfasıdır. Çıplak gözle gökyüzünde yaklaşık altı bin yıldız sayabiliriz.

Küçük bir teleskop sayesinde ise yıldız sayısı yüzbinleri bulur. Vasıtasız olarak, tek bir nokta gibi gördüğümüz yıldızlardan bazıları, teleskopla bakıldığında bir yıldız kümesi veya bir galaksi olarak da karşımıza çıkabilirler. Galaksiler kâinatın uçsuz bucaksız derinliklerinde köpükler gibi yüzen âlemlerdir. Barındırdıkları yüz milyarlarca yıldızla, kâinat kitabına bir sayfada bunlar ekler.

Ebatları aklımızı karıştıran, bazen de hafsalamıza sığmayan çok büyük bir kâinatta, insanın maddi yapısıyla bir nokta dahi olamadığı bir kâinatta yaşıyoruz. Her tarafını gezip görmek çok az insana nasip olmuş muhteşem kâinat buudları arasında, gözümüzde büyüttüğümüz dünyamız bir toz parçası dahi olamamaktadır.

Dünyamız, güneş sisteminin bir elemanı, güneş sistemi ise Samanyolu galaksisini meydana getiren yüz milyar yıldızdan sadece biri. Kâinatta, birbirlerine milyon ışık yılı uzaklıkdaki mesafelerde bulunan yüz milyar galaksi olduğu tahmin edilmektedir. Astronomik dediğimiz bu kadar büyük rakamlara rağmen kâinat yinede boş sayılır.

Rölativite teorisinden bilindiği üzere limit hıza sahip olan ışık, galaksimizin bir kenarından diğer kenarına 100 bin yılda varır. Galaksimiz disk ve halo olmak üzere İki temel kısma ayrılır. Samanyolu, diskin gerçek panoramik bir görüntüsüdür. Geceleri, yere dökülmüş samanlardan meydana gelmiş bir yol görünümünde olduğundan, Samanyolu denilmiştir. Diskin çapı yaklaşık 100 bin ışık yılıdır ve kalınlığıda çapının yaklaşık yirmide biri yani 5000 ışık yılıdır. Toplam galaksi kütlesinin yarısına sahip olan disk, gaz, toz ve yıldızlardan İbarettir. Gaz, diskteki bütün maddenin onda biri, her tarafa yayılmış olan toz İse gaz kütlesinin yüzde biri olarak hesaplanmıştır. Disk, galaksimizin merkezi etrafında atlı karıncaya benzer bir dönüş yapar. Samanyolumuzun merkezi, Sagittarius takım yıldızıyla aynı doğru üzerindedir ve yıldızlar arası vasatı meydana getiren gaz bulutları ve toz tarafından görünmesi engellenir. Gökyüzünde gördüğümüz yıldızların çoğu disk kısmına aittir ve birbirlerine birkaç ışık yılı mesafelerde bulunurlar.

Halo, çapı 200 bin ışık yılı olan kürevi bir şekle sahiptir. Merkezi İse galaksimizin merkezidir. Halonun merkezi bölgesi, çok büyük bir yıldız yoğunluğuna sahiptir. Bundan başka halo, çok düşük yoğunlukta gaz ve 120 kürevi kümeyi kapsar. Kürevi kümeler kesif sistemlerdir. Her biri yüz binlerce yıldıza sahiptir ve galaksi merkezi etrafında elips şeklindeki yörüngelerde dolanırlar. Halo veya diğer bir deyişle galaksimizin kürevi kısmı, disk ile birlikte dönmez. Halonun dönme hızı diske nazaran çok düşüktür.

Disk gaz ve toz yönünden balodan daha zengindir. Haloda çok az miktarda gaz vardır ve yeni yıldızların meydana gelmesi için gerekli yoğunluğa sahip olmadığından, sadece yaşlı yıldızlar ihtiva eder. Güneş sistemimiz, Samanyolu galaksisinin merkezinden 30 bin ışık yılı uzaklıkta bulunur. Galaksi etrafında periyodu 200 milyon yıl olan dairevi bir yörüngede saniyede 300 kilometrelik bir hızla döner. Şimdiye kadar galaksimizim çevresinde 25 defa dolanmıştır. Kâinattaki bütün cüzler gibi galaksimiz de kendi etrafında döner ve bu dönüşünü 250 milyon yılda tamamlar. Bu kadar kompleks ve dehşetli dönüşlerin yapıldığı bir sistemde yaşayan insanoğlu, halen yaşayabiliyorsa bunu neye borçlu olduğunu bilmem kî hiç düşündü mü?...

1942'de Walter Baade galaksimizdeki yıldızları Öbek I ve Öbek II olarak iki gruba ayırmıştır. Öbek I yıldızları diskte bulunur ve genç yıldızlardır, Öbek II yıldızlaRI ise galaksinin merkez bölgesinde ve haLoda bulunurlar. Oldukça yaşlı yıldızlar olup, yaşları 8 İle 15 milyar yıl olarak tahmin edilmektedir. Güneşimiz bir Öbek I yıldızıdır. Bu tür yıldızlar diskteki gaz bulutlarından yaratılırlar ve ölene dek orada kalırlar.

Yıldız kümeleri açık ve kapalı (kürevi) olmak üzere ikiye ayrılırlar. Açık kümeler diskte bulunur ve genç Öbek I yıldızların dan meydana gelen dağınık bir yapıya sahiptirler. Ekseriyetle yüzlerce yıldız ihtiva ederler. Adını kürevi şekillerinden alan kürevi kümelerin çapı yaklaşık 100 ışık yılını bulur ve yaşlı Öbek II yıldızlarının yüzbinlercesini ihtiva ederler.

Yakın zamana kadar astronomlar samanyolunun yapısını doğru olarak ortaya koyabilecek kâfi delillere sahip değillerdi. Click the image to open in full size. Daha sonraları yıldızların spektel sınıflandırılmaları üzerindeki çalışmalar yoğunlaştı ve geliştirildi. Değişen yıldızlar üzerinde yapılan çalışmalar hızlandırıldı. Yıldızların renkleri ve parlaklıkları üzerindeki çalışmalar ile kürevi kümeler hakkında bildiklerimiz devamlı arttı. Bilgisayarlar büyük ölçüde insanlığın hizmetine girdi. Radyo astronomi sahasında yapılan çalışmaları, bilhassa hidrojenin 21 cm çizgisinin keşfi, Samanyolu araştırmacıları için yeni bakış açılarını da beraberinde getirdi. Böylece astronomlar son elli yıl içersinde galaksimizin yapısını anlamaya başladılar. Yıldızların ve gazın dağılımı üzerinde yapılan dikkatli araştırmalar galaksi diskinin spiral kollara sahip olduğunu ortaya koymuştur. Spiral kollar, genç yıldızlar ve parlak gaz bulutları ihtiva ettiklerinden bariz bir şekilde görülmektedirler. Astronomlar önceleri spiral kolların daima aynı yıldızlardan meydana geldiğini ve spiral kolların diskte hep birlikte döndüklerini düşünmekteydiler. Daha sonra bu düşüncenin tutarsızlığı anlaşıldı. İçteki yıldızlar, dıştaki yıldızlara nazaran galaktik merkez etrafında daha hızlı dönmektedir. Güneş sistemimizde, güneşe daha yakın olan gezegenin uzak olana nazaran daha hızlı dönmesi gibi. Bundan dolayı kollar zamanla kapanıp daha kesif bir spiral meydana getirirler. Bir spiral kol yüz milyon yılda ek bir devir kazanır.

Galaksiler şekillerine göre eliptik (elips şekilli) veya spiral olarak sınıflandırılırlar. Eliptik galaksiler oval bir görüntüye sahiptirler, bazen kürevi de olabilirler. Gittikçe zayıflayan ve kesin bir sınırı olmayan dış bir bölgeyle parlak bir merkeze sahiptirler. Bir eliptik galaksi hemen hemen hiç gaz ve toz ihtiva etmez. Bundan dolayı yaşlı Öbek II yıldızlarına sahiptir. Galaksilerin büyük çoğunluğu (yüzde atmıştan fazlası) eliptiktir.

Spiral galaksiler bizim galaksimize benzerler. Yani Samanyolu galaksisi de bir spiral galaksidir. Bu galaksiler merkez bölgeli ve halolu disklere sahiptirler. Her yaşta yıldız ihtiva ederler. Öbek I yıldızları disk, Öbek II yıldızları ise halo ve merkezi bölgede dağılmışlardır.

Edwin Hubble, değişik tipteki galaksileri oldukça düzgün bir şekilde diyapazon şeklindeki diyagrama yerleştirmiştir.

Bu diyagram galaksilerin şekillerine göre yapılmıştır. Galaksilerdeki gaz miktarı diyagramda sağa doğru, yani eliptiklerden spirallere doğru artmaktadır. Eliptiklerden spirallere doğru gidildiğinde rotasyon (dönme) etkisinin daha aşikâr olduğu görülmektedir ve muhtemelen spiral galaksiler eliptik galaksilerden daha hızlı dönmektedir. Önceleri galaksilerin gelişme safhalarının bu diyagram boyunca soldan sağa doğru olduğu düşünülmekteydi. Yani zamanla galaksi kolları arasındaki mesafenin arttığı zannedilmekteydi. Fakat şimdilerde bu düşüncenin tam tersine gelişme safhalarının sağdan sola doğru olması gerektiği ortaya konulmuştur.

Galaksiler kâinatta homojen bir şekilde dağılmamışlardır. Gruplaşarak kümeler teşekkül ederler ve galaksilerin çoğu bir küme üyesidir. Galaksimiz yaklaşık yirmi galaksiden meydana gelen bir "local (mevzi) grup" üyesidir. Bu grubun diğer büyük bir üyesi bize yaklaşık 2 milyon ışık yılı mesafede bulunan ve spiral bir yapı arzeden Andromeda galaksisidir. Local grubun diğer üyeleri küçük galaksilerdir. Bunlardan ikisi diğerlerine nazaran bizim galaksimize daha yakındır. Bunlar, bize olan mesafeleri 150 bin ışık yılı olan Büyük Macellan ile Küçük Macellan bulutlarıdır. Uzayda, çaplan bir milyon ile 10 milyon ışık yılı arasında değişebilen ve binden fazla galaksiyi içine alan daha büyük kümeler de bulunabilir. Bu kümelerden en yakını, kendisinden 30 milyon ışık yılı mesafede bulunduğumuz Vierge (meryem) kümesidir. Bazı astronomlar, sayısı belki de yüz kadar olan bu tür kümelerin, çaplan 100 milyon ışık yılına ulaşabilecek dev kümeler halinde yeniden toplanabileceğini düşünmektedirler.

Galaksilerin çok Önceleri,"Big Bang"dan sonra bir milyonuncu ile beşyüz milyonuncu yıl arasında yaratıldıkları Click the image to open in full size. düşünülmektedir. Galaksiler nasıl yaratılmışlardır? Bu soru şimdiye kadar cevapsız kalmıştır. Nazariyeler, genişleyen kâinatın parçalara bölünmeye meyilli olduğu düşüncesi üzerine kurulmuştur. Fakat bu parçaların nasıl meydana geldiğini veya niçin kâinatın galaktik kütleye sahip parçalara bölündüğünü anlamak mümkün olmamıştır. Spreyimizden çıkan zerreciklerin odanın her tarafına dağılması beklenir. Normal şartlarda spreyimizden çıkan zerreciklerin odanın herhangi bir yerinde tekrar bir araya gelmelerini düşünmemiz hayalden öteye geçemez. O devirde, yani galaksilerin yaratıldığı düşünülen zaman diliminde kâinat homojen bir yapıya sahipti. Birbirlerinden ışık hızına yakın bir hızla, her yönde hareket eden atomların hiç birine gravitasyon. kuvveti tesir edemezdi. Tesirler her yünde ve eşit kuvvette olduğundan birbirlerini yok ediyorlardı. Bildiğimiz diğer kuvvetler ise kader sahnesindeki rollerine henüz başlamamışlardı. Ancak doğru düşünebilenler kâinattaki her hadisede, sebepler perdesi ardındaki mutlak iradeyi ve sınırsız kuvveti görürler. Burada ise, varsa şayet, hangi sebeplerin rol aldığını bu konu üzerinde daha ileri safhalarda yapılacak çalışmalar ortaya koyacaktır.
__________________

Click the image to open in full size.
joker is nu online joker isimli üyenin yazdığı bu Mesajı değerlendirin.   Alıntı ile Cevapla
 

Etiketler
galaksilerin, uzerine, yapisi


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 13:57.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.