|
![]() |
#1 |
![]()
Zamanı Yutan Varlıklar
Muhammed RAMAZANOĞLU Kâinat şimdi, şiddetli hadiselere, yıldız ve galaksilerin patlamalarına, kuasarların şaşırtıcı enerji dalgalarına sahne oluyor. Yaratılan yok edilen ve binlerce çeşit tahavvülat içinde bulunan bu varlık âleminin çok azından malumatdar olabiliyoruz. İşte bunlardan sırrına pek eremediklerimizden biri de kara deliklerdir. Çok güçlü bir çekime sahip bu kozmik vakum, yakınında dolaşan ve güneşten 20 defa daha büyük olan yıldızları dahi kendisine çekerek sürüklemekte ve hatta onları yavaş yavaş emmektedir. Tesadüfî bir hal, başıboş bir keyfiyet ve maksatsız bir hareket midir? Mahlûkatı yutan esrarengiz bir canavar veya koskoca bir hiç midir? Yoksa “Nazar-ı hikmetle baksan hiç bir şeyi nizamsız ve gayesiz göremezsin” fehvasınca, sağlam bir gözle ve bir ilim ve irfan bütünlüğü içinde bakıldığında, meseleler daha da mı anlaşılır hüviyet kazanmaktadır. Esrarı nedir bu kara deliklerin? Işık dâhil hiç bir şey ondan dışarı çıkamıyor, onu terk edemiyor. Bu da onu görünmez ve bilinmez yapıyor. Bundan da korkuncu bu garip yaratıklar göklerdeki bir elektrik süpürgesi önüne gelen her şeyi bitmek tükenmek bilmeyen bir oburlukla yiyorlar. Yine bunlar atom parçacıklarının, tozların ve dev güneşlerin iz bırakmaksızın içlerinde yok olduğu dipsiz kuyuları andırıyorlar. Wheeler ise olayı, “Fizikçilerin karşılaştıkları, gelmiş geçmiş en büyük bunalım” diye nitelendirmekte ve devam etmekte: “Maddenin bu kadar kısa ömürlü alabileceğini hiç düşünmemiştik”. Güneşten daha büyük bir yıldız, bir süpernovanın dev patlamasında, kendi gravitasyon alanının tesiriyle korkunç bir çöküntüye uğradığı zaman nötron yıldızları denen yaratıklar oluşmaktadır. Yıldız, kuvvetli çekim neticesi büzülür. Bu vaziyet, hacim küçülmesini ve maddenin elektron ve protonlarını da nötrona dönüşmesini zorlar. Böylece maddenin bütün kimyevi farklılığı kaybolur, geride yalnız nötron -maddesinden ibaret ve çapı 10 km’den daha küçük bir yıldız kalır. Binlerce kmlik çapa sahip yıldızın bu derece küçülmesindeki yoğunluk artışını siz tahmin edin. Öyle ki, 1 cm küplük hacme sahip bir kısmı dünya üzerinde tartılabilseydi, yüz bin milyon kilogram kadar ağırlığa sahip olabileceği hesap edilmektedir. Bu vaziyette yıldız, dışarı gönderdiği ışığı dahi kendinde tutup saklamakta, böylece kendisi de görünmez olmaktadır. Attık ne madde ne ışık bu kara delikten kurgulamamaktadır. Korkunç enerjiye sahip dev yıldız çekirdeği çıplak gözle de, teleskopla da görünmemekte ama çok fazla olan çekim güçleri onların varlığını haber vermekte, hem de esrarlı bir şekilde ortaya koymaktadır. Evet, bugüne kadar Kara Delikleri ne bir göz görebilmiş ne de bin yıllık medeniyetin eserleri olan dev teleskoplar. Princeton Üniversitesi astrofizikçilerinden Ostriker kara delikler hakkında “göremediğimiz, kokusunu duyamadığımız bir özün sadece tadına bakıyoruz. İşte bizim sanatımızın bugünkü görüntüsü,” derken bu konuda tereddütlerini izhar ediyordu. Öte yandan bir Kara Deliğe bir yıldız düştüğü zaman veya iki Kara Delik birleşip bir başka Kara Delik oluştuğu zaman muazzam bir enerji açıkta kalmaktadır. Işıma ile bize kadar gelen bu enerji herhangi bir yerde kütlenin kaybolduğunun delili ve ispatı olmaktadır. Ölen bir yıldız, eğer güneşimizin 3 mislinden daha fazla büyükse, nötron yıldızı seviyesinde de kalamaz. Kara delik haline gelir. Bu ise yıldızın madde âleminden çıkışı demektir. Einstein genel rölativite teorisinde bunları söyledikten sonra Kara Deliklere olan ilgi birden artmış, hemen hemen her ilim adamı bu konuda bir şeyler söylemiştir. Bazı astronomiciler Einstein’ın bahsettiği Kuğu Yıldızının kütlesi güneşinkinin binlerce katı olan bir kara delik çevresinde dönmesi ihtimalinden söz etmişler. Samanyolu’nda da birçok Kara Delik olabileceğinden bahsetmişlerdir, Astronomi kataloglarında M87 ve NGC62Sİ diye bilinen iki galakside de şiddetli kabarmaların gözlenmesi dikkatleri tekrar Kara Deliklere çevirmiştir. California Teknik Üniversitesinden Kip Thorne ise kâinatta bir milyondan fazla Kara Delik olduğunu ileri sürmüştür. Ostriker ise “korkunç” olarak tanımlamıştır Kara Delikleri. Kara Deliklerin bu derece ilgi ile karşılanmalarını ise Amerika’da yayınlanan Time dergisi de şu şekilde açıklamıştır. “Kara Deliklerin bu kadar geniş alaka toplamalarının en mühim sebebi, onların belki de astrofizik ile Metafiziğin buluştukları noktada bulunmuş olmalarıdır. Bu da ilmin giderek tekrar dine dönmesi anlamını taşımaktadır. Eğer Kara Deliklerin bir gün Kâinatı yutması gerçekleşirse Kâinattaki milyonlarca galaksi birbiri üzerine sıkışarak dev bir Kara Delik meydana getirecekler. Sonra? Sonrası belki de yeni bir yaradılışın başlangıcı.” Kıyametin kopma ihtimallerinden birisi belki de ahiretin yaradılışının mukaddimesi bu olabilir. Öte yandan bir ilim adamı -ilmin dine yaklaşması- diye meseleyi izaha çalışırken beri taraftan asrın âlimi şunları söylüyor: “Vicdanın ziyası, ulum-u diniyedir. Aklın nuru, funun-u medeniyedir. İkisinin imtizacıyla hakikat tecelli eder. O iki cenah ile talebenin himmeti pervaz eder. İftirak ettikleri vakit; birincisinde taassup, ikincisinde hile, şüphe tevellüt eder.” Demek ki din ile ilim birbirinden ayrı değildir ve ayrılmamıştır ki birbirine yakınlaşsınlar. İlim adamları meseleyi ilmin dine yakınlaşması diye değil, ilmin maddecilikten kaçışı şeklinde izah etselerdi daha iyi olurdu herhalde. Kara Deliklerde kaybolan madde, ses, ısı, ışık nereye gidiyor, bunlar gerçekten yok mu oluyor? Yoksa kâinatın başka bir yerinde bir başka zamanda tekrar ortaya mı çıkacaklardır? Parçalanmayan, küçülmeyen aksine karşılaştığı her şeyi yutarak büyümesine devam eden Kara Delikler günün birinde kâinatı da mı yutacaklar. Zaten en sonunda kâinatı büyük bir yıkılışın beklediği, ilmi, dini bir gerçektir. O halde kâinat nereden geldi? Nereye gidiyor? Niçin var oldu, niçin yok olacak? Bu son yıkılıştan sonra yeni bir yaradılış var- mıdır? Zamanın yeni ifadesiyle zaman mefhumunun olmadığı bir âlem var olacak mıdır? İşte beyin yapıcı büyük zat’ın arka arkaya insanlığa tevcih ettiği bu sualler artık yalnız dini sohbetlerde değil, astronomi merkezlerinde dahi tartışılır olmaktadır. Ve Kara Deliklerin en mühim bir özelliği de zamanı yutmasıdır. Yani Kara Deliklerin yuttuğu yıldızlarda zaman mefhumunun ortadan kalkmasıdır. Bu da ahiretin vasıflarından sadece birisidir. Kara Deliklerde çekim gücü sonsuza yakın olduğundan zaman da durma noktasına varır. Bu yüzden bir Kara Deliğin içine girmek “sonsuzluk” âlemine girmek şeklinde izah edilebilir. Eğer bir Kara Deliğe girip-çıkmamız mümkün olsaydı bundan milyonlarca sene sonraki hadiseleri görüp bir-kaç dakika sonra da anlatabilirdik. Buna benzer özellikleri taşıdıklarından dolayı, astrofizikçiler Kara Delikleri birer zaman tüneli veya başka âlemlere geçiş kapısı olarak vasıflandırmaktadırlar |
|
![]() |
![]() |
![]() |
Etiketler |
varliklar, yutan, zamani |
|
|